Asgari Ücretli Nafaka Öder mi?

Asgari ücret ve nafaka hakkı konusu aslında oldukça tartışmalı bir konu. Bir yanda yargıtay hukuk genel kurulunun asgari ücretin yoksulluktan kurtaracak bir miktar olmadığı, bu nedenle asgari ücret alan kadının nafaka almaya devam edebileceğine dair kararı varken, öte yandan asgari ücretle çalışan erkeğin nafaka ödemeye mahkum edilmesi oldukça çelişkili değil mi?

asgari ücret nafaka, asgari ücret nafaka miktarı, asgari ücret nafakaya engel mi, asgari ücretli nafaka öder mi, asgari ücretli nafaka, asgari ücret yoksulluk nafakası, asgari ücret iştirak nafakası, asgari ücretli kadına nafaka yok, asgari ücretli kadına nafaka, asgari ücret alan kadına nafaka, asgari ücret nafaka ne kadar, asgari ücret alan ne kadar nafaka öder, asgari ücret alıyorum ne kadar nafaka öderim, asgari ücretli ne kadar nafaka öder, asgari ücretli ne kadar nafaka öder, asgari ücretli ne kadar nafaka verir, asgari ücret ve yoksulluk nafakası


Asgari Ücretli Çalışan Kadına Nafaka Ödenir mi?

Türk Medeni Kanununun 176/3.maddesinde yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı, 176/4.maddesinde ise tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddede yoksulluğun hukuksal kavramı tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656 E. – 688 K. sayılı kararında yeme, giyinme, barınma, sağlık ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği belirtilmiştir.

Yine; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında “asgari ücretle çalışılmakta bulunulması” yoksulluk nafakası bağlanmasını imkansız kılan bir olgu olarak kabul edilmediği gibi, yoksulluğu ortadan kaldıracak bir gelir seviyesi olarak kabul edilmemektedir (HGK 07.10.1998 gün 1998/2-656 E. 688 K., HGK 28.02.2007 gün ve 2007/3-84 E.-95 K.sayılı kararları).

Örnek bir dosyada tarafların 21.11.2012 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları, davalı lehine 250,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği görülmüştür.

Davalı kadının boşandıktan sonra asgari ücret seviyesinde bir gelirle çalışmaya başladığı anlaşılmıştır.

Nafaka alacaklısı kadının, elde ettiği gelirin yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemeyeceği; başka bir anlatımla, davalı kadının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette olmadığına ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve ihtiyaçları dikkate alındığında, yasal düzenlemeler ve Yargıtay İçtihatları doğrultusunda davalı kadının gelirinin bulunması, hakkında hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmeyeceği; bu durumun yoksulluk nafakasının indirilmesi nedeni olduğu, bu nedenle davalı kadın hakkında yoksulluk nafakasının kaldırılması hakkaniyete uygun bulunmaması gerektiği Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nce karara bağlanmıştır.

Yaşlılık Aylığı Alana Nafaka Ödenir mi?

Örnek bir dosyada SGK’dan gelen evrakla davalı kadının 01.05.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya devam ettiğinin bildirildiği ve dosyadaki yaşlılık aylığı dökümü incelendiğinde ise,davalı kadının Kasım 2015 net maaşının 1.041,34 TL olduğu tespit edilmiştir.

Yine, dosya kapsamında yer alan davalı kadının sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanağı incelendiğinde ise; ilgili tutanakta davalının ilgili adresten taşındığından bahisle sosyal ve ekonomik durumunun tespit edilemediğinin belirtildiği anlaşılmıştır.

Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında “asgari ücretle çalışılmakta bulunulması” yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. (HGK’nun 24.12.2014 gün 2013/3-1364 E.- 2014/1082 K. sayılı ilamı ile 1.5.2002 gün 2-397 E-339 K. sayılı ilamında olduğu gibi).

Bu nedenle, davalının 01.05.2011 tarihinden itibaren aldığı yaşlılık aylığı davalının yoksulluğunu ortadan kaldırmayıp, bu durumun sadece nafaka miktarının tayininde nazara alınması gerektiği Yargıtayca karara bağlanmıştır.

Emekli Maaşı Olan İştirak Nafakası Öder mi?

İştirak nafakasının artırılması için açılan örnek bir davada davalı baba; 2013 yılında sağlık problemleri nedeniyle işten ayrılmak zorunda kaldığını, İsviçre ülkesinde yaşamaktayken, bu ülke tarafından kendisine işsizlik maaşı verildiğini, verilen maaşın 2015 yılı Mayıs ayı itibariyle sona erdiğini, maaşın sona ermesi sonrası Türkiye’ye dönerek, kendisine ait olan evi kiraya verip bu kira geliriyle ve 1447 TL emekli maaşıyla yaşamını sürdürmeye çalıştığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi ise velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunlu olduğunu, bu nedenle mahkemece yapılacak işin; çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu, önceki nafaka tarihinden itibaren geçen süre gözetilerek ve TMK’nın 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak daha az miktarda nafakaya hükmetmek olması gerektiği karara bağlanmıştır.

Asgari Ücretle Çalışan Ne Kadar Nafaka Öder?

Örnek bir dosyada, davalı ve davacı hakkındaki sosyal ekonomik durum araştırmasına göre, davacının ev hanımı olduğu, 15.10.2015 tarihinden itibaren 50. Yıl Lisesinde asgari ücret ile çalıştığı, ailesine ait evde ikiz çocukları ile yaşadığı, çocukların lise son sınıf öğrencisi olduğu, davalının ise orman işletme şefliğinde mevsimlik işçi olduğu, asgari ücret gelirinin olduğu, aylık 500 TL kira ödediği ve ayrı yaşadığı anlaşılmaktadır.

Buna göre; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle davalının tesbit edilen mevcut gelir durumuna göre, mahkemece takdir edilen nafaka miktarı az olup, Türk Medeni Kanunu’nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış; mahkemece; davalı kocanın tesbit edilen geliri ile orantılı olacak ve onu zarurete düşürmeyecek şekilde TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre davacı lehine daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nce karara bağlanmıştır.

 

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313