Boşanma Davasında Yetkili Mahkeme

Boşanma Davasında Yetkili Mahkeme

boşanmada yetkili mahkeme, boşanma davası nerede açılır, boşanma davasında yetkili mahkeme yargıtay kararı, boşanma davasında yetkili mahkeme neresidir, boşanma davasında yetkili mahkeme 2022, boşanma davası yetkili mahkeme hmk, boşanma davası yetkili mahkeme 2022, boşanma davasında görevli mahkeme, anlaşmalı boşanma davasında yetkili mahkeme, boşanma davasında yetkili yer mahkemesi, boşanma davasında yetkili ve görevli mahkeme

Boşanma Davası Nerede Açılır?

Boşanma davasında yetkili mahkeme diğer davaların aksine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda özel olarak düzenlenmiştir.

Madde 168- Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.

Oysa HMK’nın 9. maddesinde düzenlenen genel kurala göre her dava açıldığı tarihte davalının yerleşim yeri olan yer mahkemesinde açılır.

HMk’da yer alan bu genel kurala rağmen Türk Medeni Kanunu, boşanma davalarına özel olarak ayrı bir düzenleme öngörmüştür.

Türk Medeni Kanunu, boşanma veya ayrılık davasının açılmasını çeşitli nedenlerle kolaylaştırmak istemiş ve bu nedenle genel kuraldan ayrılarak 3 ayrı yer mahkemesinde davanın açılabilmesini mümkün kılmıştır.

Görev ve yetki itirazı aynı anda ileri sürülürse öncelikle mahkemenin görev konusu çözümlenir. Bu problem çözüldükten sonra mahkemenin yetkili olup olmadığı konusu incelenecektir.

Davacı eş, boşanma davasını kendi yerleşim yeri mahkemesinde veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde açabilir. Bu hüküm dava açmak isteyen eşe kolaylık sağlamak amacı güder.

Uygulamada sıkça rastlanıldığı üzere, dava açmak isteyen eş (genellikle kadın) eşinin iş, çalışma nedeniyle bulunduğu şehirden ayrılarak kendisine bu süreç içerisinde maddi ve manevi destek sağlayacağını umduğu ailesinin yanına dönmektedir. Bu aile şehrinde boşanma davasının açılması imkanı bulunmaktadır.

Davacı eşin kendi yararına konulmuş olan yukarıda belirtilen kurala rağmen diğer eşin yerleşim yeri mahkemesinde de dava açması olanaklıdır.

İkametgah ise, yerleşmek niyetiyle oturulan yer olarak tanımlansa da boşanma davaları açısından daha esnek olarak uygulanmaktadır. Nüfusta kayıtlı olunan yer kural olarak yerleşim yeridir. Ancak bu bir karinedir ve karinelerin aksi her türlü kanıtla ispat olunabilir. Yerleşmek niyeti konusunda tanık da dinlenebilir.

Ayrı ev açma olanağı bulunmayan kadının yerleşim yeri baba evinin bulunduğu yer kabul edilir. Hayatın olağan akışı gereğince sığınabileceği ve yerleşebileceği tek yerin baba evi olduğu, ayrı ev açıp orada hayatını idame ettirmesi mevcut şartlarda mümkün bulunmayan kadının sürekli kalma niyeti ile baba evine gittiğinin ve hayatını burada devam ettireceğinin kabulünde zorunluluk bulunduğu Hukuk Genel Kurulu tarafından benimsenmiştir.

Boşanma Davasında Yetkili Mahkeme Yargıtay Kararı

“Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle dava, Medeni Kanunun 1341. maddesinden kaynaklanan boşanma istemine ilişkin olarak Elazığ Asliye 2.Hukuk Mahkemesinde açılmıştır.
Davalı, süresinde nüfusa kayıtlı oldukları yerin Mazgirt, ve son altı ay süre ile oturdukları yerin ise Hozat ilçesi olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur.

Hemen belirtmek gerekir ki; bir davanın görülmesinden birden fazla yer mahkemesinin yasa gereği yetkili bulunması halinde seçim hakkının davacıya ait bulunduğu duraksamaya yer bırakmayacak kadar açık bir keyfiyettir. Nitekim Hukuk Genel Kurulu’nun 22.9.1976 gün ve 19572554, 27.5.1987 gün 5061103 sayılı kararlarında da aynı ilke benimsenmiş olduğuna göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.”

“Dava 05.12.2011 tarihinde açılmış olup, dosya içerisinde bulunan 06.12.2011 tarihli nüfus kaydında davacının yerleşim yerinin Adana olduğu görülmektedir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 50/2. ve bu Kanuna dayanılarak çıkartılan 15.8.2007 tarihinde yürürlüğe konulmuş bulunan Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliğinin 13/1. maddesi gereğince yerleşim yeri adreslerinin tutulmasında kişilerin yazılı beyanı esas alınır. Adres beyan formundaki bildirimler aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. Davalı bunun aksini ispatlayamamıştır.
O halde yetkisizlik itirazının reddiyle işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.”

“Nüfus yasasının 4. maddesi herkesin yasal ikametgahının bulunduğu yerde nüfusa kayıt edilmesini ön görerek doğum kaydının bulunduğu yerin aynı zamanda yasal ikametgah olduğu konusunda yasal karine koymuştur. Davalının bu kurallara uygun olarak, yetki seçimlik hakkı davacıya ait olmak üzere, birden fazla yetkili mahkemenin bulunduğunu belirtmesi de mümkündür.”

“Yetki itirazının da cevap süresi içersinde ileri sürülmesi de zorunludur. (HUMK.md.187, 195) Dava dilekçesi davalıya 11.03.2003’te tebliği edilmiş, yetki itirazını ihtiva eden 21.03.2003 günlü cevap lahiyası, dilekçenin verildiği Şişli Hakimliğince havale kaydı konulmadan 31.03.2003’te Isparta’ya intikal etmiştir. Mahkemece öncelikle yetki itirazının süresinde yapılıp yapılmadığının araştırılması süresinde yapıldığının belirlenmesi halinde yetki itirazının hadise şeklinde incelemesi (HUMK. md. 222 – 225) tarafların delilleri toplanıp, birlikte değerlendirilmesi ve sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir.”

Boşanma Davasını Hangi Mahkemede Açmak Daha Avantajlı Olur?

Boşanma davaları uzmanlık isteyen davalardır. Bu sadece avukatlar yönünden değil hakimler yönünden de böyledir.

Ülkemizde hakimler arasında sınıf (derece) farklılığı bulunmaktadır. En üst dereceye yükselmiş hakimler, bulundukları şehirde ve atandıkları mahkemede daha fazla kalabiliyorlar. Örneğin Ankara adliyesindeki bir çok hakim 10 yıldan daha uzun bir süredir aile mahkemesinde görev yapıyor.

Hakimin daha uzun süredir aile mahkemesinde görev alması hem dezavantaj hem de avantaj olabiliyor: Boşanma davaları, diğer davalardan çok daha farklı usullere tabi olduğu için tanıklarının dinlenmesi, delillerinin incelenmesi, tarafların talepleri de diğer davalardan oldukça farklı.

Örneğin nasıl bir icra takipleriyle ilgilenen avukat ya da ticari davalarla ilgilenen bir avukat boşanma davasından anlamıyor ve yetersiz kalıyorsa aile mahkemesine yeni atanan bir hakim de yapılacak işler, değerlendirilecek deliller yönünden yetersiz kalabiliyor.

Daha az iş yükünün olduğu bir yerde dava açmak davanın süresi yönünden bir avantajmış gibi görünse de hakimin dosyayı ele alışı, nafaka, velayet ve kusur yönünden itirazları cevaplandırması yönünden dezavantaja dönüşebiliyor.

Bu nedenle, uzman aile mahkemelerinin bulunduğu yerlerde görülen davalardan daha adaletli kararlar çıkabiliyor.

Yorum bırakın