Elektrik ve Suyu Kapattıran Eşe Ceza Verilebilir mi?

AİLE HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN YÜKÜMLÜLÜĞÜN İHLALİ

Boşanma avukatının elinde, gerek medeni kanun gerekse ceza kanunu ile diğer kanunlarda yer alan bir çok enstrüman bulunuyor. Ailenin korunması, güçsüz olanın güçlü olana karşı savunulabilmesi için bir çok kanun maddesi halen yürürlükte. Bunlardan bir çoğu ise hukukçular tarafından da çok fazla bilinmediği için uygulama olanağı bulamıyor; sonuçta başına bir çok olay gelmesine karşın boşanma sürecinde mağdur olan kadın, kanunların yetersiz olduğunu düşünerek şikayet ediyor.

Bir çok yönden kanunların yetersiz olduğu kesin, ancak bir çok konuda da var olan düzenlemeleri kullanarak elden gelenin en iyisi ile mağduriyetlerin telafisi mümkün olabilir.

Eşlerden birinin diğer eşin açık rızası bulunmadan aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshetmesi, aile konutunu devretmesi, aile konutu üzerindeki hakları sınırlaması, elektrik, su aboneliklerini feshetmesi halinde aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerin ihlal edilmesinden söz edilebilmesi mümkündür:

Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali

MADDE 233 – (1) Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk eden kimseye, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.

(3) Velayet hakları kaldırılmış olsa da, itiyadi sarhoşluk, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılması ya da onur kırıcı tavır ve hareketlerin sonucu maddi ve manevi özen noksanlığı nedeniyle çocuklarının ahlak, güvenlik ve sağlığını ağır şekilde tehlikeye sokan ana veya baba, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

elektrigi-kestirmek
Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali elektriği kestirmek

Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlaline ilişkin emsal yargı kararları

“İddianamede sanığın eşi ve çocuklarına şiddet uyguladığı ve geçimleri ve bakımlarıyla ilgilenmediğinden bahisle kamu davasının açılması karşısında şiddet ögesinin de kanıtlanması durumunda eylemlerin 5237 Sayılı TCY.nın 232/1, 233/1. maddelerine uyan iki ayrı suç oluşturduğu gözetilmeyerek eylemlerin tümüyle 233/1. madde kapsamına girdiğinin kabul edilmesi,”

YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ E. 2006/4314 K. 2007/8117 T. 10.10.2007

“Sanık, velâyet hakkı kendisinde bulunan oğlu mağdura aile içi sorunlar nedeniyle baskı yaparak evden kovmak suretiyle mağdurun sekiz gün dışarda kalmasına neden olmuştur. Sanığın eylemi kötü muamele suçunu oluşturmaktadır. Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçundan hüküm kurulması doğru değildir.”

YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ E. 2013/3255 K. 2014/13117 T. 24.11.2014

“Sanığın, mahkemece kabul edilen, maddi durumu olmasına rağmen katılan ve ortak çocukları olan mağdurlara karşı aile hukukundan doğan bakım yükümlülüğünü yerine getirmemesi şeklindeki eyleminin TCK’nın 233/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı gözetilmeden ve evde huzursuzluk çıkarması şeklindeki eyleminin ise ne suretle TCK’nın 232/1. maddesinde düzenlenen suçun unsurlarını oluşturacağı açıklanmadan yetersiz gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.”

YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ E. 2015/23698 K. 2016/10599 T. 16.5.2016

“Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünün ihlalinin yaptırıma bağlandığı, katılanın iddiasına konu hususun ise eğitim yükümlülüğünün ihlali kapsamında kaldığı ve dosya kapsamında iddia ile ilgili bir araştırmanın yapılmadığı, katılanın orta öğretim çağında olduğu dikkate alındığında, suç tarihinden sonra okulu devam edip etmediği araştırılarak elde edilecek sonuca göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile karar verilmesi hatalıdır.”

YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ E. 2015/29094 K. 2016/10600 T. 16.5.2016