Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı-karşı davalı erkeğin
- annesinin evliliğe müdahalesine ve eylemlerine sessiz kaldığı,
- bağımsız konut temin etmediği, anlaşılmaktadır.
Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Olayların akışı karşısında davalı-karşı davacı, dava açmakta haklıdır.
Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının davasının da kabulüne karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.