Fiziksel Şiddet Uygulayan Anneye Velayet Bırakılır mı?

çocuk döven anneAnnenin Vurduğu Yerde …

Bir boşanma davası açıldığında dosyanın önüne geldiği hakim, varsa müşterek çocuğun kime bırakılacağına, eşlerden hangisi ile yaşamına devam edeceğine de karar vermek zorundadır. Teoride hakim, bu kararı verirken eşler ile çocuğun arasındaki ilişkiyi inceler, eşlerin çocuğa karşı olan yaklaşımını da göz önüne alır. Sadece bununla da kalmaz, ülkemizin de taraf olduğu Milletlerarası Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre 12 yaşına gelmiş çocuğa bu konudaki düşüncelerini de sorar. Tabii, teoride, kanun kitaplarında böyle yazsa da pratik yaşam da durum başka başka gelişebiliyor. Dosyanın taraflarının hataları, sevapları, yaşanmışlıkları, kusurları olan insanlar olması gibi, dosyanın önüne geldiği hakim de bir insandır. Dosyaya bakan hakim, dosyada mevcut delilleri kesin olarak kabul etmez ve bunları vicdanına göre değerlendirir.

Kanun’da vicdanına göre değerlendirmek hükmünü okuduğumda, siz nasıl hissediyorsunuz bilmiyorum ama, benim saçlarım diken diken oluyor. Okul zamanından bu yana arkadaşlarımızla yaptığımız felsefi tartışmaların ana konusu hukukun bir bilim, hukukçunun bir bilim adamı olup olmadığıydı. Kanun kitaplarında kendisine yer bulan “vicdanına göre değerlendirme” hükmünün ise münazaracılardan hangi tarafın ağır bastığını anlatıyor sanırım. Vicdan, hissiyat, takdir yetkisi gibi subjektif, kişiye göre değişir kurallar hakime hareket yetkisi sağlamakla birlikte bana göre çoğunlukla adalet duygusunu yaralayan sonuçlar doğurmaktan başka işe yaramıyor.

İncelediğim Yargıtay Kararı’nda da, hakim 12 yaşından büyük çocuğu dinlemiş. Çocuk, annesinin kendisine fiziksel şiddet uyguladığını, kendisinin halen babasıyla kaldığını ve bundan sonra da babasıyla kalmak istediğini söylemiş. Bu sözlere rağmen hakim, çocuğun velayetini babaya değil anneye vermiş. Neyse ki, dosyanın temyizen incelendiği Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, durumu bu şekilde tespit etmiş ve dosyayı bozarak yeniden incelenmek üzere mahkemesine göndermiş.

Delilleri vicdanına göre değerlendiren hakim ne düşündü acaba? Kendisi de küçükken dayak yiyordu da normal mi kabul etti, dayak cennetten çıkmadır mı diye düşündü yoksa annenin vurduğu yerde gül biter diye mi? Belki de çocuğun sözlerini önemli bulmamıştır, ne dersiniz?

(Karar için bkz: YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2012/13134 K. 2012/17522 T. 25.6.2012)

 

Yorum bırakın

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313