Hukuk Sistemimizde Nafaka Türleri

para musluğu 670x300 

HUKUK SİSTEMİMİZDE NAFAKA TÜRLERİ 

Kanun koyucu, aile kurumunda bazı ahlaki değerler sebebiyle bireylerden birinin yoksulluğa düşmesi durumunda diğer bireylerin ona yardımcı olmasını sağlamak amacıyla aile hukuku’ nda nafaka yükümlülüğü kavramını getirmiştir.

Hukukumuzda tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve yardım nafakası olmak üzere 4 çeşit nafaka bulunmaktadır.

1.Tedbir nafakası

Tedbir nafakası, Medeni Kanun’un 169. Maddesinde düzenlenmiştir. 169. Maddeye göre hakim, boşanma ya da ayrılık davası açılması durumunda eşlerin bakım ve geçimleri ile çocukların bakım ve korunması için gereken önlemleri almakla yükümlüdür. Hakim, dava süresince biri diğer eş diğeri müşterek çocuk(lar) için olmak üzere iki kalem tedbir nafakasına hükmetmektedir. Kanun koyucu maddeden de anlaşıldığı üzere eşler arasında tedbir nafakası bakımından eşitlik gözetmiş cinsiyete göre ayrım yapılmamıştır.

 Dava süresince hakim eşlerden birinin diğerine ne miktarda nafaka vereceğini ve çocukların yanında tedbiren bırakılan eşe diğer eşin çocukların bakımı için ne miktarda nafaka vereceğini tedbiren belirler. Bu sebeple uygulamada adına tedbir nafakası denmektedir.

Tedbir nafakası, eşlerin yükümlülüklerinin boşanma davası süresince devam etmesi sebebiyle hükmedilen bir nafakadır. Bu sebeple boşanma ya da ayrılık davasının hangi taraf tarafından açıldığına bakılmaksızın, kusur oranı araştırılmaksızın sadece tarafların mali gücü gözetilerek diğer eşe nafakaya hükmedilir.

Tedbir nafakası, boşanma veya ayrılık davasının açılış tarihinden itibaren işlemeye başlar. Davanın kesinleşme tarihi ile de sona erer.

Tedbir nafakası ara karar ile verilen nafaka türüdür. Bu sebeple ilamsız icra takibi yoluyla takibi yapılabilir. Davanın açıldığı tarihten itibaren geçerli olmak üzere hükmolunan tedbir nafakası, mahkemece hükmedilen miktar üzerinden dava tarihinde doğmuş olur. Fakat muacceliyet tarihi nafakanın hükmedildiği ara karar tarihidir. Bu sebeple tedbir nafakasına faiz işletirken bu tarih esas alınmalıdır.

2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun nafaka cezasını düzenleyen 344. Maddesi 5358 sayılı Kanun ile değiştirilmiş ve tedbir nafakası ödenmemesi suç olmaktan çıkarılmıştır. Böylelikle tedbir nafakası ödenmemesi durumunda tazyik hapsi verilemeyecektir. Fakat uygulamada bu düzenlemenin aksine kararlarla karşılaşılmaktadır.

Nafaka yükümlüsü eşin herhangi bir icra takibi yapılmadan haricen yaptığı ödemelerin nafaka borcuna mahsup edilmesi için Yargıtay 12. Hukuk Dairesi ödeme dekontlarına “nafakaya ilişkindir” ibaresinin olmasını zorunlu kılmaktaydı. Fakat bu uygulamanın hakkaniyete aykırı durumlara yol açması sebebiyle daire yerleşmiş içtihatını değiştirerek 2009/22641E. 2010/3781K 19.02.2010 tarihli kararıyla “…Nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olmaktadır.” şeklinde karar verilmiştir. Fakat yine de ödeme dekontlarına “nafakaya ilişkindir” ibaresinin yazılması nafaka yükümlüsü için özellikle ispat bakımından kolaylık sağlayacaktır.

2. Yoksulluk nafakası

Yoksulluk nafakası Medeni Kanun’un 175 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.

TMK m. 175 şu şekildedir:

Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf, kusuru daha fazla olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.

 Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.”

 Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için en başta taraflardan birinin talepte bulunması gerekir. Mahkeme bir talep olmadan kendiliğinden yoksulluk nafakasına hükmedemez.

 Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için talepte bulunan tarafın yoksulluğa düşecek olması gerekir. Yoksulluk kavramı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından E. 2009/2-500 K. 2009/557 T. 25.11.2009 sayılı kararında “yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olamayanları yoksul kabul etmek gerekir.” şeklinde tanımlamıştır.

 Yargıtay nafaka talep edenin emekli maaşı almasını nafakaya hükmetmek için engel olarak görmezken çalışabilecek durumda olmasına karşın kendi isteğiyle çalışmayan kadın lehine nafakaya hükmedilemeyeceği görüşündedir.

Yoksulluk nafakası, karşı tarafın ekonomik durumuyla orantılı olmalıdır.

Yoksulluk nafakası konusunda karı-koca bakımından bir ayrım gözetilmemiştir. Kıstas olarak tarafların ekonomik durumu ve tedbir nafakasından farklı olarak kusur oranı kabul edilmiştir. Nafaka talebinde bulunan tarafın diğer eşten daha ağır kusurlu olmaması gerekmektedir. Nafaka yükümlüsünün ise kusuru aranmamaktadır.

Yoksulluk nafakası, boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren geçerli olacaktır. Boşanma davasından sonra da yoksulluk nafakası talep etmek mümkündür fakat boşanmanın kesinleşme tarihinden itibaren 1 sene içerisinde talep edilmezse zamanaşımına uğrar. Yoksulluk nafakası, bu şekilde ayrı bir davada istenirse nispi harca tabidir.

Medeni Kanun’ un 175. maddesi boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarındaki yetkiyi düzenlemektedir. Düzenlemeye göre yetkili mahkeme nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesidir.

3. İştirak Nafakası

İştirak nafakasının dayanağı Medeni Kanun’ un 182. maddesinin ikinci fıkrasıdır.Velayet kendisine bırakılmayan eş çocuğun bakım ve giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.

Hakim iştirak nafakasına hükmederken taleple bağlı değildir. Bir talep olmasa dahi velayet kendisine bırakılmayan eşin, müşterek çocuğun geçim ve eğitim masraflarına ne şekilde katkı sağlayacağına karar verir.

Velayetin değiştirilmesi durumunda talep halinde iştirak nafakası kaldırılır.

İştirak nafakası, velayet hakkındaki kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren başlar ve kural olarakd çocuk ergin oluncaya kadar devam eder.

4. Yardım Nafakası

Yardım nafakası, hısımlar arasında yardımlaşma fikrine dayanmaktadır. Bu sebeple doktrinde “yardım nafakası” olarak adlandırılmaktadır.

Yardım nafakası, Medeni Kanun’un 364 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. TMK m. 364’ te nafaka yükümlüleri kan hısımlarından üstsoy, altsoy ve kardeşlerdir. Üstsoy ve altsoyun birbirine nafaka vermekle yükümlü olmaları için soybağının mutlaka evlilik içi olması gerekmez.

Nafaka isteyebilecek olanlar ise üstsoy, altsoy, kardeşler ve kamuya yararlı kurumlar şeklindedir. Medeni Kanun’un 365/4 maddesine göre nafaka istemine sahip olan kişi resmi veya kamuya yararlı bir kurumda bakılmaktaysa bu kurumlar da nafaka yükümlülerine karşı dava açabilirler.

Nafaka isteyebilmek için öncelikle nafaka alacaklısın yoksulluğa düşecek olması gerekir. Üstsoy ve altsoy hısımları arasında nafakaya hükmedebilmek için nafaka yükümlüsünün mali gücünün olması gerekli ve yeterlidir. Nafaka yükümlüsünün kardeş olması durumunda ise kardeşin refah içinde olması gerekmektedir.

Nafaka davası açılırken mirasçılıktaki sıra gözetilecektir. Buna göre öncelikle altsoya, altsoyun bulunmaması ya da yeterince veya hiç nafaka alınamaması durumunda üstsoya, üstsoyun bulunmaması ya da yeterince veya hiç nafaka alınamaması durumunda kardeşlere başvuracaktır.

Mahkemece karara bağlanan nafaka miktarı sonradan durum koşullarının değişmesi sonucu arttırılıp azaltılabileceği gibi tamamen de kesilebilir.

Yardım nafakasında yetkili mahkeme taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir. Görevli mahkeme ise aile mahkemesidir.

1 thought on “Hukuk Sistemimizde Nafaka Türleri”

  1. Merhaba,
    Evlenmeden önce kredi ile aldığım taşınmazın kredi borcu henüz bitmedi.
    Eşim ayrılmak istiyor. Dava açacağını ve kendisi için nafaka talebinde bulunacağını söylüyor.
    Ben de ayrılmak istiyorum ama eşime nafaka ödemek istemiyorum.
    Maaşım 6.000 TL, aylık 4.000 TL kredi ödüyorum. Başka gelirim ve mal varlığım yok. Evlilik sonrası edindiğimiz ortak mal yok.
    Nafaka talep etmesi halinde yukarıdaki durum gözetilerek gelir ve gider hesabı yapılması yoluna mı gidiliyor? Benim durumumda maksimum kaç liraya kadar nafakaya hükmedilebilir?
    Teşekkürler.

Yorum bırakın

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313