Kana Kan, İntikam ve İdam …

Kana Kan, İntikam ve İdam …

idamDurup durup, kafamı, gözümün önüne gelen o görüntüleri dağıtmak için hızla sallarken buluyorum kendimi. Hani o kadar hızlı sallayayım ki bulundukları yerden dökülsünler yere.

Aklıma o caninin, delil bırakmamak için daha kızcağız canlıyken, ellerini bileklerinden kestiği itirafı geliyor.

Düşünüyorum.

Hayır, düşünemiyorum bile.

Allah korusun bizim başımıza böyle bir şey gelse …

Önce bıçaklayıp, öldüremeyince levyeyle kafasına kafasına vuruşu canlanıyor gözlerimde.

Sarsılıyorum. Birisi gelip, ümüğümü sıkıyor sanki,

Nefes alamıyorum.

Böylesine vahşi, böylesine vicdansız, böylesine insanlık dışı.

***

Hadım edilsin, diyorlar.

İşkence edilsin, diyorlar.

İdam edilsin, diyorlar.

***

İnsanlar iyiden iyiye kontrolden çıkmışlar.

Okuyorum.

Mahkemenin vermeyeceğine emin oldukları adaleti, bir başka mahkumdan diliyorlar. Koğuştakilerin tecavüzüne uğrasın, iyice dövülsün, hatta şişlenerek öldürülsün istiyorlar.

***

Hangi insan, bir caninin, hakettiğini bulmasına karşı çıkabilir ki?

***

Ama durun bir dakika.

Bu koroya Mersin Baro Başkanı da katılmış.

“Caniye kanunen zorunlu avukat atamasını yapmayacağız” diyor. “Hiçbir Mersin Barosu’na kayıtlı avukatın, sanıkların savunmasını yapmamalarını talep edeceğiz.” diyor. “Mevcut yasalar açısından biz en fazla cezayı almaları için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” diyor.

***

Bir hukukçu, daha ötesi bir avukat, hatta avukatları temsil görevi verilmiş bir meslek üstadı bile şüpheliyi daha yargılama yapmadan toplum önünde suçlu ilan ediyor. Dünyanın en kutsal mesleklerinden olan avukatlığı yapmamaları için ruhsat sahiplerine çağrıda bulunuyor.

***

Yapması gereken, tam da bu noktada hukukun üstünlüğünü, kimsenin adil bir yargılama olmadan cezalandırılamayacağını, suçu sabit oluncaya kadar herkesin masum olduğu ilkesini hatırlatmak olmasına karşın, galeyana gelmiş halkla bir olup, yaklaşık 4 bin yılda biriktirdiğimiz tüm evrensel hukukun ilkelerinin üzerine üzerine yürüyor.

Collesium’dakilerle bir olup, başparmağını çevirip aşağıya, her ferdin savunulma hakkı ilkesinin istisnası kabul ediyor bu olayı.

***

Hayır bayım.

Şu anda hemen herkes sizinle aynı görüşte olabilir, herkes zanlıyı lanetliyor, eline geçirip linç etmek, tecavüz etmek, şişlemek istiyor olabilir. Cezasını kendi vermek istiyor olabilir.

Bugün popüler olabilirsiniz.

Ancak sizin mesleğiniz, “kral çıplak” diye bağırmak demektir.

Kimsenin cesaret edemediğini söylemek demektir.

Meselenin özü tam anlaşılmadan, hüküm vermemek, verilmesine de mani olmak demektir.

***

Kanunlardan şikayetiniz varsa bunu söyleyin. Sonuçta bu kanunları, bugün intikam diye bağıran kitleler, seçtikleri vekiller eliyle yaptı. Kanunların düzeltilmesi için kanaat önderi olun. Halka, iyiyi, doğruyu, güzeli; olanı ve olması gerekeni gösterin. Ama, lütfen M.S. 2015 yılında olduğumuzu unutmayın…

***

Vicdanın ve tarafsızlığın sembolü, kimseden emir almayan, kimse önünde iliklenmeyen siyah cübbenizi hiçbir zaman çıkarmamanız dileğimle…

Yorum bırakın

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313