KOOPERATİF DAVASI KOOPERATİF YÖNETİCİSİNİN ZARARA NEDEN OLMASI

T.C.YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2010/3268 K. 2010/3435 T. 29.3.2010

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Mersin Asliye 1.Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28.03.2008 tarih ve 2005/792-2008/91 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalıların müvekkilinin önceki dönemde yönetim kurulu üyeleri olduklarını, görev yaptıkları dönemlerde usulsüzlüklerinin tespit edildiğini, belgeye dayanmayan harcamaların belirlendiğini, 2000 yılı ve onu takip eden genel kurullarda huzur hakkı ödenmesi kararı olmadan davalı Ali Ç.’in personel ücret bordrosuna dahil edilerek kendisine asgari ücret üzerinden ödeme yapıldığını, önceki dönemde huzur hakkı ödenmesine rağmen bu davalıyla ilgili olarak geriye dönük Bağ-Kur prim borcunun yine Kooperatif hesabından ödendiğini, dayanaksız şekilde davalı kooperatif başkanına benzin parası adı altında ödemenin yapıldığını, müvekkilinin işçilerinden bazılarına aldığı ücret dışında ayrıca ücret ödendiğini, temsil tarihinin sona ermesine rağmen daha sonra hesaptan para çektiklerini, çek düzenlediklerini, bu şekilde zarara sebebiyet verdiklerini ileri sürerek ve ıslah isteminde bulunarak, toplam 28.620.07 YTL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, dava açılması yönünde alınan genel kurul kararının yok hükmünde olduğunu, karar nisabını taşımadığını, esasen harcamalar ile yapılan ödemelerin tamamının usülüne uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,belgesiz harcamaların yapıldığının kanıtlanmadığı, ileri tanzim tarihli çekler nedeniyle davacının zararının bulunmadığı, genel kurul kararı olmaksızın huzur hakkı ile yine usulsüz şekilde davalı başkanın Bağ-Kur priminin ödendiği, ayrıca benzin gideri adıyla ödemenin yapıldığı, çalışanlara maaş dışında ödemelerin gerçekleştiği, bu şekilde davacı kooperatifin zarara uğratıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 28.621.07 YTL’nin davalılardan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasma göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bentlerin kapsamları dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Dava, önceki dönemlerde davacı kooperatifin yöneticisi olan davalıların zarara neden oldukları iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde açıkladığı eylemlerle davalıların kooperatifi zarara uğrattıklarını iddia etmiştir. Bu eylemlerden birini de davalı yönetim kurulu başkanının aracına genel kurul kararı olmaksızın kooperatif hesabından akaryakıt almaları olarak açıklamıştır. Yapılan inceleme ve dosya kapsamından davalı yönetim kurulu başkanına akaryakıt ücreti ödenmesi yönünde alınmış bir genel kurul kararı olmadığı halde, ibraz ettiği faturalar karşılığı kendisine ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Ancak, davalı yönetim kurulu başkanın kooperatif işlerini takip etmek amacıyla ulaşım gideri yapması halinde bundan davacının sorumlu olacağı kuşkusuzdur. Bu halde, ilgili dönemle ilgili olarak kooperatifin ulaşım hizmetlerinin nasıl yapıldığı üzerinde durulup, bu yönde başka bir karar olup olmadığı araştırılıp, yoksa mutat giderin ne kadar olacağı tespit edilip, bu giderden davalı yönetim kurulu başkanın sorumlu olmayacağı, ödenen akaryakıt bedelinden mahsubunun gerekeceği hususu değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

3- Ayrıca, davalıların bordrolu işçilere ödemiş oldukları asgari ücret dışında yaptıkları iş karşılığında makbuzlarla tekrar ödeme yaparak zarara neden oldukları da ileri sürülmüştür, davalı vekili, mükerrer ödeme yapılmadığını, makbuz içeriklerinin doğru olduğunu, SSK mevzuatı gereği asgari ücret bordrosu düzenlendiğini, gerçekte asgari ücretin işçilere ödenmediğini, başka bir anlatımla mükerrer ödeme bulunmadığını savunmuş, bilirkişi raporuna da bu yönüyle itiraz etmiştir. O halde, davalılar vekilinin savunması üzerinde durulup, defter ve kayıtları ile gerektiğinde kasa durum incelenerek dava dışı işçilere iki ayrı ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun duraksamaya neden olmayacak şekilde açıklığa kavuşturulmadan eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması da yanlış olmuştur.

SONUÇ : Yukarda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) ve ( 3 ) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edenlere iadesine, 29.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.avukat, avukat ankara, kooperatif davaları, kooperatif davası avukatı

Yorum bırakın

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313