Medeni Kanun Artık Değişmeli

Avukat Yasin Girgin
Avukat Yasin Girgin

İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak 4 Ekim 1926 tarihinde kabul edilen Türk Medeni Kanunu, yaklaşık 75 yıl sonra, çağın gereklilikleri, Türk halkının nitelikleri gözönünde tutularak 1 Ocak 2002’de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’yla değiştirilmişti.

Elbette hiç bir kanun mükemmel olamaz, zaman içinde eskir; yeni ihtiyaçlara uyarlanması, gerekli değişikliklerin yapılması gerekir. Toplumun ortak aklına mantıksız gelen kanun ise zaten çoğu zaman uygulanmaz, ya da by-pass etmek için çeşitli yollar aranmaya başlanır.

Son zamanlarda boşanan kadın-erkek, müşterek çocuk, taraf avukatları ve aile hakimleri hatta aile mahkemesi kalem personelinden dahi o kadar çok eleştiri ve yorum duyuyorum ki, sonunda bunların bir kısmını -bir köşe yazısının elverdiği ölçüde- bazı başlıklar altında toplayarak yazma zorunluluğu hissettim.

Bu yazı ilk olarak 23 Ocak 2015 yılında Hürriyet Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Bu yazı ilk olarak 23 Ocak 2015 yılında Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanmıştır.

1. Çekişmeli Boşanma Suistimal Ediliyor

Kanunun 166. maddesine göre eşlerin anlaşmalı olarak boşanma davası açabilmesi için en az 1 yıl süresince evli kalmaları gerekiyor. Eski kanunda olmayan anlaşmalı boşanma yeni kanuna alınarak, önceki kanun zamanındaki “kanuna karşı hile” yapılmasının önüne geçilmeye çalışılmıştı. Ancak, 2007 yılının ortalarından başlayarak anlaşmalı boşanma için gereken 1 yıllık sürenin, çekişmeli boşanma davası açılıp usulen iki şahit dinletilmek şekliyle delindiğini gözlemliyoruz. Ya bu bir yıllık süre kaldırılmalı ya da kanunun tam uygulanması sağlanmalı.

2. Evden uzaklaştırma kararları aileleri dağıtıyor

Eşin, her hangibir sebep göstermek zorunda kalmadan 6284 sayılı Kanun’a göre diğer eşi evden uzaklaştırılması, kendisi ile iletişimi kuramamasına yönelik talepleri, aile mahkemelerinden bir gün içinde çıkıyor. Bir gün içinde evinden atılan, çocuklarından uzaklaştırılan eş -genellikle erkek- evliliğini kurtarmak için iletişime bile geçemiyor, geçtiği anda hapis cezasıyla tehdit ediliyor. Hemen o da mahkemeye başvurarak tedbir aldıran eşine karşı tedbir kararı aldırıyor. Ailenin içine mahalle karakolunun girmesi, evliliğe onarılamaz zararlar veriyor.Kaldı ki, kanunun asıl amacı olan kadına karşı şiddeti önleyemediği de ortada. Bu kanun kaldırılmalı; yerine aile bireylerine yönelik suçlarda ceza kanununun daha etkin uygulanması sağlanmalı.

3. Velayet konusu çoğu kez gerçek durumla uyumsuz

Özellikle kadının da çalıştığı, eğitim seviyesinin yüksek olduğu taraflarda, her ne kadar mahkemeler velayeti bir tarafa bıraksa da diğer eş de çocuğun hayatında söz sahibi olmak istiyor. Bir anlaşmazlık çıkana kadar çocukla ilgili kararlar “ortak velayete” benzer şekilde alınıyor, sorun çıktığında ise velayeti elinde bulunduran taraf bunu koz olarak kullanmaya başlıyor. Velayete ilişkin düzenlemeler çeşitlendirilerek tarafların, durumlarına en uygun çözümü sağlamasının önü açılmalı

4. Özellikle yoksulluk nafakası sorunlu

İştirak (çocuğun bakımı için verilen) nafakasında en çok şikayet edilen konu, verilen nafakanın çocuğa harcanmadığının düşünülmesi. Çoğu baba, bu nedenle nafakayı annenin hesabına yatırmak yerine, okul-giyim masraflarını doğrudan yapmaya çalışıyor.
Yoksulluk nafakasında ise, kadın-erkek eşitliğinin kanuna girse de uygulamaya girmediğini söylemek yanlış olmaz. Kendi isteğiyle çalışmayan kadına dahi çok fazla tereddüt edilmeden tedbir nafakası bağlanıyor. Kayıtdışı çalışmalar, başkasıyla evlenmeden evli gibi yaşamalar mahkemenin istediği ölçüde ispat edilemiyor.
Yine tedbir nafakaları ön inceleme duruşmasında geçmişe yönelik (ortalama 5 aylık) hükmediliyor, bu nedenle birikimi olmayanları zorlayabilecek meblağa ulaşabiliyor. Tedbir nafakasının Devlet tarafından ödenmesi ve nafaka borçlusundan kamu alacağı gibi tahsil edilmesi uygun bir çözüm olabilir.
****
Kanunlar, olması gerekeni düzenler ve zaman içinde toplumu şekillendirerek iyiye, güzele ve doğru olana yönlendirir. Umarım, konunun tüm taraflarını tatmin edecek, en azından şikayetleri minimuma indirecek düzenlemelere kavuşuruz.

ÖNEMLİ NOT: Bu konu yorumlarınıza açıktır, lütfen en aykırı olduğunu düşündüğünüz görüşlerinizi yukarıdaki başlıklarla sınırlı olmayarak, yazmaktan çekinmeyin. Teşekkür ederim.

1 thought on “Medeni Kanun Artık Değişmeli”

  1. Yasin bey , Medeni kanunun düzenlenmesi konusundaki yapmış olduğunuz yorumlarınız için çok teşekkür ediyorum.Medeni kanunun175 ve 176.maddelerinin yeniden düzenlenerek,çocuksuz ve kısa süreli evliliklerde NAFAKAnın SÜREKLİ(ömürboyu),yerine hakkaniyet ölçülerinde, evlilik süresi ile sınırlandırılarak SÜREKSİZ hale getirilmesi,için ,söz konusu maddelerinin yeniden düzenlenmesi için,SÜREKLİ NAFAKA ödeyenler adına sizden,bu konuda gerekli girişimlerin yapılacağını ümit eder,iyi çalışmalar dilerim.

Yorum bırakın