Sevgiliye, İmam Nikahlı Eşe Yeni Yasayla Nafaka Geldi (mi ?)

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne yetiştirilmek üzere, daha önce yürürlükte bulunan 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun’un bazı maddeleri değiştirilerek bazılarına yeni maddelere eklenerek 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun çıkarılmıştı. Bu konuda daha önce, yeni kanunun kadına yönelik şiddeti önleyemeyeceğini yazmıştım. Zamanın maalesef bizi haklı çıkarmasından duyduğum üzüntüyü bu vesile ile bir kez daha yineliyorum.
Bu yeni kanun ile birlikte hukuk çevrelerinde ülkemizin sosyal bir gerçeği olan imam nikahlı birliktelik yaşayan kadınların korunup korunmayacağı ile ilgili bir tartışma da yaşandı. Kanun’dan önce, bazı aile mahkemesi hakimleri yorum yoluyla nikahsız (imam nikahlı) kadına geçici süre için tedbir nafakası bağlayabiliyordu.
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun 2. maddesi aynı haneyi paylaşmasa da aile veya hanede ya da aile mensubu sayılan diğer kişiler arasında meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddeti ev içi şiddet olarak tanımladı. Burada dikkat edilmesi gereken kavram ise “aile mensubu sayılan diğer kişiler” ifadesidir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 367.maddesi aynı çatı altında yaşayan ve bu nedenle aileden sayılarak ev başkanının sorumluluğunda bulunan kişileri, kan veya kayın hısımlığı, işçilik, çıraklık veya benzeri sebeplerle ya da koruma ve gözetme ilişkisi içinde ev halkı olarak bir arada yaşayanların hepsi olarak tanımlamıştır. Bu tanımdan olarak, mensubu sayılan kişiler kavramına nişanlılar, evde yatılı çalışanlar dahil olmak üzere aynı evde yaşamayan nikahsız (ya da dini nikahlı birliktelikler) de girmektedir.
Kanun’un 4. ve 5. maddesi hakim tarafından verilecek önleyici ve koruyucu tedbir kararlarını saymıştır. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 5. maddesinin 4 nolu bendine göre, şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla hâkim, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilecektir.
Bu madde ile, sevgiliye, nişanlıya, dini nikahlı eşe ve hatta 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 367.maddesine göre aileden sayılacak tüm şiddet mağduru kişilere tedbir nafakası bağlanması gerekir.

Yorum bırakın

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313