Tanık Adı Yanlış Yazılırsa Ne Olur?

Her davada, müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Yani iddia eden iddiasını ispat etmek zorundadır. Bu ispat, ancak kanunun belirlediği deliller çerçevesinde yapılabilir.

Teknolojinin son derece gelişmesiyle birlikte, video ve ses kayıtları son derece bollaştı. Artık youtube’da trafik kazalarının gerçekleşmesine dair milyonlarca videoyu izleyebiliyoruz. Yahut başlarına kötü şeyler gelen insanlar bir şekilde birileri tarafından kameraya alınmış oluyorlar, bunların görüntüleri de hemen anında internet sitelerine düşüyor.

Herkes, o anı veya en geç o anın hemen sonrasını kaydedebilecek gerekli tüm teçhizatlar cebinde yaşıyor. Anlık olarak basılan tek tuşla bir kavga anı, silahlı soygun, çarpıp kaçan bir araba, görüntü alıcı cihazın belleğine kaydediliveriyor.

Ticari davalar yazı üzerinden yürür. Yani satın alınan bir malla ilgili alım-satım sözleşmesi, nakliye faturası, irsaliyeli fatura, garanti belgesi ve daha bir çok yazılı belge söz konusudur. Bu nedenle ticari davalarda tarafların defterleri, ellerindeki kağıtlar, sözleşmeler incelenir, kim haklı kim haksız bu kayıtlara göre tespit edilmeye çalışılır.

Ancak boşanma davaları, bu tür davalardan daha farklıdır. Boşanma davalarında boşanma sebepleri genellikle, eşin yaptığı veya yapmadığı bir davranıştır. Örneğin eşin hakaret ettiği, evine bakmadığı, gece geç geldiği, çocuklarıyla ilgilenmediği, şiddet uyguladığı iddia edilir.

Bu iddialar tabiatıyla çocuğunlukla bir vesikaya bağlanamaz, bağlansa da hemen her zaman aksi iddia edilir. Örneğin şiddete uğrayan eş doktordan rapor alır, şiddet uyguladığı iddia olunan eş hemen “onu ben dövmedim kafasını kapıya çarptı” diye savunma yapar.

İşte bu nedenlerle, boşanma davalarında tanıklar özel bir öneme sahiptir. Bir belgeye bağlanamayacak yahut videoya kaydedilmemiş, ses kaydı yapılmamış tüm olaylar tanıkla ispat edilebilir. Üstelik boşanma davalarında sadece akrabalık bağı olmayan örneğin komşular değil, anne-baba, kardeş dahil herkes lehe tanık olarak dinlenebilir.

Bu kişilerin yakınlık derecesi söylenerek tanıklıklarına da itiraz edilemez. Doğruyu söylediklerine dair yemin etmeleri halinde de ağızlarından çıkan her söz doğru kabul edilir.

Bununla birlikte, özellikle ailesinden uzakta yaşayan eşlerin tanık bulması son yıllarda çok zorlaşmıştır. Fiziki şiddet yerine arkadaşlar önünde iğnelemeler yapılır, bağırış-çağırış evde kapalı kapılar arkasında yaşanır. Kol kırılıp yen içinde kalınca da yaşanılan ve eşi gün be gün kahreden hiç bir olaya tanık bulunamaz. Onca didişme, mahkeme nezdinde gerçek dışıdır, hiç yaşanmamıştır, ispat edilemez.

Bir de bazı nedenlerle tanık olan kişilerin adları yanlış yazılır. Bazen adları yanlış hatırlanır, bazı kimseler ise bizim için sadece Ayşe, Hatice’dir. Soyadı çok da anımsanmaz. Hatta bazıları sadece üst kattaki Ayşe’nin kocası ya da apartman görevlisi Rıza’dır.

Ancak mahkeme kesinlik ister. İşini şüpheyle, olasılıkla halletmeyi sevmez. Bu nedenle, mahkemeye verilecek dilekçede tanığın adı-soyadı, adresi ve TC kimlik numarası yazılır ki çoğu insan nüfus cüzdanına bakmadan numarasını söyleyemez, karıştırır.

Bazen de bu işler dalgınlığa gelir, yazarken araya laf karışır, A’yı B, B’yi D yazar, B yazar D okur. Sonrasında sormaya da çekinir insan, çünkü “benim için tanıklık yap” demek bile zor bir iştir, ömür boyu minnet etmektir, sadece yakın arkadaşlardan istenir, çünkü o da sizden istemiştir ya da isteme ihtimali vardır.

Bu nedenle, bazen özellikle çok yakın olunmayan tanıkların ad soyadlarında bir şekilde hata yapılmış olabilir.

Böyle bir durumda ne olur, ne olacaktır? Davanız için son derece mühim kişiyi dinletemeyecek misiniz?

İşte böyle bir olay Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin önüne gelmiş ve mahkeme ismi yanlış yazılmış tanığın dinlenilmesi gerektiğine 2017 yılının Nisan ayının 10. günü karar vermiştir.

Kararı aşağıya alıyorum:

“Davalının, 13.11.2013 tarihli cevap dilekçesinde bildirdiği tanık listesinde yer alan … adlı tanığın adı yazılırken maddi hata yapıldığı, gerçekte dinlenmesini istediği tanığın … olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu durum, bildirilen adrese yapılan tebligat sonucu talimat mahkemesine gelen tanığın kimlik kontrolü sırasında ortaya çıkmış ve isim farklılığından dolayı dinlenmemiştir. Davalı, bu tanığın dinlenmesinden açıkça vazgeçmediği gibi 25.09.2014 havale tarihli dilekçesiyle de …’un dinlenmesini talep etmiştir. Delil listesinde yer alan tanık dinlenmeden eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2015/26616 Karar Numarası: 2017/4073 Karar Tarihi: 10.04.2017

 

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313