Dün akşam (27.03.2018 Salı akşamı) epeyce geç bir saatte, anlaşmalı boşanma davasına baktığım bir müvekkilimden bir mesaj aldım. İki gün kadar sonra duruşması vardı ve çok acil olduğunu söyleyerek şahitleri saat kaçta hazır etmesi gerektiğini soruyordu. İşin ilginci, şahit hazırlaması gerektiğini söylemeyi unuttuğumu da düşünüp biraz sitem etmişti.
Ne demek istediğini anlamadım, çünkü daha önce de sormuş, ancak dosyasının anlaşmalı boşanma davası olduğunu, bu nedenle şahide ya da başka kanıta ihtiyacımız olmadığını söylemiştim. Dosyasını hazırladığımızı, kendisinin sadece yanında nüfus cüzdanı ile mahkeme salonu önünde hazır bulunmasının yeterli olacağını izah etmiştim.
“Hakim bizin davamızı reddedip 3-4 ay sonraya erteler mi” diye sorunca geç bir saatte de olsa bu şekilde şüpheye düştüğü için hemen aradım:
Sorusunun nedeni hemen anlaşıldı: Müvekkil, Salı akşamları Star TV’de yayınlanan Ufak Tefek Cinayetler isimli son zamanların popüler bir dizisini seyretmişti. Dizide Mert Fırat’ın canlandırdığı Serhan ile Aslıhan Gürbüz’ün canlandırdığı Merve anlaşmalı boşanma davasının duruşması için hakim karşısına çıkıyorlar ve hakimi boşanmaya ikna için her iki taraf da birer şahidinin dinlenmesini istiyordu.
Tanıkların evliliğin sona ermesini gerektirecek bir neden bilmediklerini söylemeleri üzerine de hakim taraflara 3 ay süre verip evlerine gönderiyordu.
Dizilerin senaryoları elbette ki gerçekle tam olarak örtüşmeyebilir. Ancak gerçeklikten koptuğu anlaşılamayan bir senaryo onu seyredenlerde yanlış fikirler uyandırabilir. Bir dizinin başarısı da oyuncuların, senaryonun gerçekmiş algısı yaratmasında aranmaz mı zaten?
Anlaşmalı boşanma davasında tanık dinlenmesi gerekmez, bunun dışında hakimin, iki tarafın da boşanma yönünde iradesini beyan etmesi halinde evliliğin temelinden sarsılıp sarsılmadığını takdir etme yetkisi de yoktur.
Her yıl ortalama 120 bin çiftin boşandığı bir ülkede senaristlerin, dizi yapımcılarının da kanunları daha fazla dikkate alması gerekir.
