Boşanma Avukatı Ne İş Yapar?

Boşanma Avukatı Ne İş Yapar?

 

Toplumumuzda genel bir kanı var boşanma avukatı hakkında. Boşanma avukatı, evlilik birliğini sona erdiren kişi olarak görülüyor nedense. Oysa, bana, çoğunlukla bitmiş veya bitirilmesinin gerekli olduğu düşünülen bir evlilik için boşanma avukatına ihtiyaç duyan mutsuz, şiddete uğrayan, kendisine bir şekilde haksızlık edildiği kanısına sahip kişiler başvuruyor. Boşanma avukatı olarak benim görevimin, sürdürülmesinde tarafların, tarafların yakınlarının ve toplumun bir çıkarının olmadığına vicdanen kanaat getirdiğim evlilikleri sona erdirmek olduğunu düşünüyorum.

Her yıl, yaklaşık 150.000 çift boşanma avukatına başvurarak veya başvurmayarak evliliklerini nihayete erdiriyorlar. Bu evliliklerin yüzde kırk gibi çok büyük bir oranı ise henüz ilk beş yılını dahi tamamlamamış oluyor. Bir evliliği sona erdirmek çoğu zaman devam ettirmekten daha kolay görünüyor taraflara.

Elbette ki bir boşanma avukatı, tarafların evliliğinin sürdürülmeye değer olup olmadığını taraflar kadar bilemez. İki kişi arasında yaşanan olayların duygusal değerlendirmesini elbette ki en iyi eşler yapabilir. Her evlilik kendi koşullarında değerlendirilmelidir. Örneğin bazı evlilikler kocanın karısına karşı türlü şiddet içeren fiiller yapmasına karşın bir şekilde yürüyebiliyor, ancak bazı eşler kendisine yapılan basit bir olumsuz davranışı dahi hoş görmeyerek soluğu ofisimde alıyorlar. Bununla birlikte, bana danışanların çoklukla sorduğu şu soru hayatın akışını değiştiriyor: “Avukat bey, doğru mu yapıyorum?” Şiddet, hakaret, sadakatsizliğin olduğu evliliklerde buna bir cevap vermek elbette daha kolay. Ancak, yıpranmışlık, hayattan zevk alamama, cinsel birlikteliğin sona erdiği ve eşlerin aynı evde birer yabancı gibi yaşadığı ve bu nedenlerle evliliği sona erdirmek istedikleri fakat kavganın, hakaretin, sadakatsizliğin, şiddetin olmadığı, genellikle yirmi yıldan fazladır süren evliliklerde, bu soruya verilecek cevap hiç de kolay olmuyor. Bu hallerde bir cerrahın kangren olmuş uzvu kesip attığı gibi, soğukkanlılıkla davranması ve iş yapması gerekiyor. Kangrenli uzuv gibi bazı evliliklerin çevrenin ve bu arada başvurulan kişinin telkinleriyle sürdürülmesi ileride tamiri imkânsız zararlara yol açıyor. Bu nedenle, dava açmadan önce, mümkün olduğunca tarafları dinliyorum.

Özellikle gözettiğim bir diğer konu da, müşterek çocukların velayeti, onların bakımı ve giderlerinin karşılanması. Maalesef genel olarak açılan boşanma davalarında, mahkemelerin, yetersiz veya olayın özelliği ile uyuşmayan nafaka miktarına hükmettiğini gözlemliyorum. Kocanın vekilliğini üstlenmişsem ve yaşı küçük çocuğunun velayetini almak istiyorsa, annenin uygunsuz davranış ve alışkanlıklarının olmaması halinde, küçük çocuğun anne sevgisine ve bakımına daha fazla ihtiyaç duyduğunu bu nedenle annede kalmasının daha uygun olacağını düşündüğümü söylüyorum açıklıkla. Yine aynı şekilde, gereğinden daha az bir nafakaya hükmedilen davalarda, kocaya, karısıyla olan anlaşmazlıklar nedeniyle çocuğunu cezalandırmamasını ısrarla belirtiyorum. İşimi belki de fazlasıyla araştırarak ve tarafların çıkarına uygun şekilde, herkesin kazandığını düşündüğü, evlilik birliğinin bitmesinin psikolojik olarak çöküntü değil rahatlık verdiği biçimde yapmaya çalışıyorum. Evlenme gibi, boşanma da bir hak. Hakkın haklıya teslim edilmesi ise yegâne görevimiz.

Yorum bırakın