Boşanma Davası Açılmadan Önce Elden Çıkarılan Malvarlığından Pay İstenebilir mi?

Boşanma davaları söz konusu olduğunda mal varlığının paylaşımı son derece önemli bir hale geliyor.

Adına kayıtlı malvarlığı olan taraf genellikle bunları boşanma davasının açılmasından önce elinden çıkarmaya çalışarak diğer tarafın haklarını almasına engel olmaya çalışıyor; öte yandan mal varlığını elinden çıkarmasını da haklı olarak görmek de gerekiyor: Çünkü boşanma ve mal varlığının paylaşılması (mal rejiminin tasfiyesi) için dava açılması ile birlikte mahkemeler sorgusuz sualsiz ve teminat dahi gösterilmesini beklemeksizin ihtiyati tedbir koyarak gayrimenkulün, araçların elden çıkarılmasının, 3. kişilere devredilmesinin önüne geçiyor ki bu ise bir çok durumda oldukça sakıncalı sonuçlara da yol açabiliyor.

Müşterek konutun kredili olarak edinildiği durumlarda boşanma davası süresince evden uzaklaştırılan ve bu nedenle yeni ev kurmak, yeni eve taşınmak zorunda kalan (genellikle erkek) taraf bir de yararlanamadığı evin kredi borcunu ödemek zorunda kalıyor. Evi satıp kredi borcunu ödemesi ise konulan tedbirler nedeniyle mümkün olmayabiliyor.

Boşanmada Eşin Katılma Alacağı Hakkının Kanuni Dayanağı

Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır:

Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1).

Katılma alacağı, Yasa’dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.

Artık Değer Nasıl Hesaplanır?

Artık değere katılma alacağı miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK mad.227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.

Bir Malın Eşlerden Hangisini Ait Olduğu Belirlenemiyorsa Ne Yapılır?

Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK mad.222).

Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.

Boşanma Açıldığı Tarihte Mevcut Olmayan (Elden Çıkarılmış) Mallar İçin Ne Yapılabilir?

Aşağıya alınan mahkeme kararında da belirtildiği üzere, boşanma davasının açılmasından kısa bir süre önce elden çıkarılmış olan malvarlığı mevcut olarak kabul edilir ve bu şekilde hesaplama yapılarak eşin katılma alacağı belirlenir.

Kötü niyetli olarak elden çıkarılan gayrimenkullerle ilgili olarak Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin almış olduğu bir karar ise emsal niteliği taşıyor. Bu kararın önemli gördüğüm kısmını yararlı olacağı düşüncesiyle aşağıya alıyorum.

Davacı … vekili, dava dilekçesinde sayılan ve davalı eş adına edinilen dört adet araç ve bir adet taşınmaz nedeniyle 10.000,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dosyaya göre eşler, 05.01.1994 tarihinde evlenmiş, 15.06.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 25.04.2013 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK’nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Tasfiyeye konu …… plakalı araç, 17.06.2006, …. plakalı araç da 14.05.2009 tarihinde eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmişlerdir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179).

Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Mahkemece araçların ve taşınmazın evlilik birliği devam ettiği süre içinde satıldığı, boşanma dava tarihinde tasfiye edilecek herhangi bir mal varlığı olmadığı, edinilmiş mal bulunduğu ve bu mallara katkısı olduğunu ispatlayamadığı gerekçesi davanın reddine karar verilmişse de; ….. ve ….. plakalı araçlar yününden davanın reddine karar verilmesi dosya kapsamı itibari ile hatalı olmuştur.

Öncelikle, katılma alacağı, Yasa’dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.

TMK’nin 222. maddesine göre edinilmiş mal olmadığını ispat da iddia edene düşmektedir. Ayrıca, artık değere katılma alacağı miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan mallar tasfiyeye girer (TMK mad. 235/1).

O halde dosya kapsamında bulunan trafik kayıtlarına göre, ….. plakalı aracın boşanma dava tarihinde halen davalı adına kayıtlı olduğuna, ….. plakalı aracın da boşanma dava tarihinden kısa bir süre önce 17.04.2012 tarihinde satıldığına, satış parasının bu kısa süre içinde harcandığı da dosya kapsamı ile ispat edilemediğine göre, araçların boşanma dava tarihinde mevcut olduğu kabul edilerek, ….. ve …. plakalı araçlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, HUMK’un 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2016/20532 Karar Numarası: 2019/771 Karar Tarihi: 23.01.2019

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313