Demans Hastalarının Evliliği Geçerli mi?

Evlenme ehliyetinin maddi koşullarından bir tanesi de ayırt etme gücüdür. Medeni Kanunun 13. maddesi hükmü ayırt etme gücünün olumsuz tanımını vermiştir. Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir. Ayırt etme gücü akla uygun biçimde davranma yeteneği şeklinde tanımlanabilir. Kanunda gösterilen istisnai durumlar hariç olmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kişinin fiilleri hukuki sonuç doğurmaz. Ayırt etme gücü bulunmayan kişiler fiil ehliyeti açısından tam ehliyetsizler grubunu oluşturur.

Ayırt etme gücüne sahip olmayanlar herhangi bir hukuki işlem yapamayacakları gibi doğal olarak da evlenemez.

Akla uygun biçimde davranma yeteneğine sahip olan kimse, evlenmenin anlam olarak hayat ortaklığı olduğunu, evlenmenin yükümlülüklerini, sorumluluklarını bilen kimsedir. Ayırt etme gücü ortadan kalkmayan akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbi sakınca bulunmadığını resmi sağlık kurulu raporlarıyla belgelerlerse evlenebilirler. Dolayısıyla ayırt etme gücünü ortadan kaldırmayan akıl hastalığı evlenmeye engel değildir.

Evlendirme memuru, evleneceklerden her birine birbirleriyle evlenmek isteyip istemediklerini evlenme töreni sırasında sorar. Evlenme, tarafların olumlu sözlü cevaplarını verdikleri anda oluşur. Ayırt etme gücüne sahip olmanın tarafların sözlü cevaplarını verdikleri anda bulunması gerekli ve yeterlidir.

Ayırt etme gücünden yoksun olan bir kişi evlenmişse ne olur?

Tarafların evlendirme memurunun evleneceklerden her birine birbirleriyle evlenmek isteyip istemedikleri sorusuna sözlü cevaplarını verdikleri anda ayırt etme gücünden yoksunluk olabilir. Bu yoksunluk geçici olabileceği gibi sürekli de olabilir. Ayırt etme gücüne sahip olmayanlar herhangi bir hukuki işlemi yapamayacakları gibi doğal olarak da evlenemezler. Bu nedenle eşlerden herhangi birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple, ayırt etme gücünden yoksun bulunması halinde evlenme mutlak butlanla sakattır. Kural olarak mutlak butlanla sakat evliliğin iptali her zaman istenebilir. Mutlak butlan halinde dahi, evlenme, hakimin kararına kadar geçerli bir evliliğin bütün sonuçlarını doğurur. Başka bir deyişle, iptal kararı geçmişe etkili değildir, bozucu yenilik doğurucu mahiyettedir, kesinleşinceye kadar evliliğin genel hükümleri devam eder. Bu davayı, Cumhuriyet Savcısı ile birlikte kardeşler, çocuklar da açabilir.

Evlenme sırasında geçici bir sebeple ayırt etme gücünden yoksunluk varsa evlilik nisbi butlanla sakattır. Bu şekilde yapılmış evlenmenin iptalini  geçici sebeple ayırt etme gücünden yoksun olan eş isteyebilir. Örneğin evlenme töreninde memurun sorusuna sözlü cevap veren damat ya da gelinin kendini bilmeyecek derecede sarhoş vaziyette olması halinde bu evliliğin iptali dava edilebilir.

Eşlerden birinin evlilik töreni gerçekleştikten sonra ayırt etme gücünden yoksunluğunu doğuracak bir akıl hastalığına yakalanmış olması halinde ise durum biraz daha farklıdır.

Örneğin 65 yaşının üstünde olan insanların yaklaşık %15’inde görülen demans hastalığı, kişinin entelektüel ve sosyal yeteneklerinin, günlük yaşamını etkileyecek derecede kaybı olarak tarif edilmektedir. Demans hastalığına yakalanmış bir kişide, hafıza, düşünme, mantık yürütme, yer ve zaman tayini, okuduğunu anlama, konuşma, günlük basit işleri yapma gibi işlevlerde bozukluk gürülür. Bu aksaklıklar hastanın zamanla günlük yaşam aktivitelerini sürdürmesini olanaksız hale getirir, hastanın yıkanma, yemek yeme gibi günlü tüm ihtiyaçlarının bir başkası tarafından karşılanmasını zorunlu kılar. 80’li yaşlarda her iki yaşlıdan birinde demans görülmektedir. Özellikle hastanın hafızası zayıflar ve yapılan sohbetler, çarşıdan alması gereken şeyler gibi günlük işleri unutmaya başlar. Demans şiddetlendikçe hasta yakınlarını dahi tanıyamaz hale gelir, ev içinde yolunu bulamaz, günlük basit işlerini yapamaz, konuşmaları anlaşılmaz olur, mesane ve barsak inkontinası başlar ve devamlı bir bakıcıya ihtiyaç vardır hatta hasta tümüyle yatağa bağımlı hale gelebilir. Yapılan araştırmalarda demans hastalığının aynı yaş grubunda eğitimsiz kişilerde eğitimlilere göre daha fazla görüldüğü tespit edilmiştir. Demans hastalığı doğası gereği ilerleyici özelliktedir.

Türk Medeni Kanunu’na göre, ayırt etme gücünü etkiler derecede kabul edilen akıl hastalığı iki evrede ayrı ayrı sonuçlar doğurmaktadır. Evlilik kurulduğu anda mevcut akıl hastalığı nedeniyle evliliğin mutlak butlanla batıl olduğunu yukarıda ifade etmiştik. Buna karşın, evlilik birliğinin kurulmasından sonra ortaya çıkan örneğin demans hastalığı gibi bir hastalık nedeniyle evlilik birliği mutlak butlanla batıl olmaz. Fakat böyle bir akıl hastalığı, diğer eşe, evlilik birliği çekilmez hale gelmişse boşanma davası açma hakkı verir. Bu halde, diğer eşin dava açabilmesi için akıl hastalığının iyileşme ihtimalinin bulunmadığı, ayırt etme gücünü ortadan kaldırdığı ve dava açan eş için evliliğin çekilmez hale geldiği ispatlanmak suretiyle boşanma davası açılır.  Demans hastalığı, doğası gereği ilerleyici özellikte olması, nihayetinde buna düçar olan eşin bir bakıcıya ihtiyaç duyacağı ve yatağa bağlanacağı anlamına gelir. Hastalığın bu haliyle ayırt etme gücünü ortadan kaldırdığı ve diğer eş yönünden evlilik birliğinin çekilmez hale geldiği kabul edilmektedir. Bu nedenle bu hastalık nedeniyle boşanma davasının açılması koşullarının varlığı kabul edilmektedir.

Yorum bırakın