Erkek Hangi Hallerde Nafaka Ödemez?

Erkek Hangi Hallerde Nafaka Ödemez?

İştirak nafakası velayetin fiilen (eylemli olarak) kullanılmasına bağlı bir haktır. Lehine nafakaya hükmedilen çocuk yönünden borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için çocuğun alacaklı yanında bulunması gerekir.

Velayet anne veya babada olup da, şayet velayet kendisinde olan eş çocuğa bakmayıp karşı taraf çocuğa bakıyorsa, çocuğa bakan, velayetin nezi davası açmak zorunda olmadan doğrudan iştirak nafakası talebinde bulunabilir.

TMK’nın 327. maddesinin 1. fıkrasında “çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler anne ve baba tarafından karşılanır”, aynı Kanun’un 328/1. maddesinde “ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder”, 329/1. maddesinde de “küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir” hükmü yer almaktadır.

Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili ile davalının boşandıklarını, boşanma sonucunda müşterek küçük çocuk Nazan’ın velayetinin davalı babaya verildiğini ve ilamın kesinleştiğini, ancak, davalı babanın yurt dışında çalıştığını, müşterek çocuğun müvekkili olan davacı annenin yanında kaldığını, anne tarafından bakıldığını, davalının (babanın) ise hiçbir katkısının bulunmadığını, müvekkili davacının asgari ücretle çalıştığını ve müşterek çocuğun ortaokulda eğitim görmesi nedeniyle anne tarafından ihtiyaçların karşılanamadığını, davalı babanın katkısının gerektiği ileri sürülerek aylık 1.000 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir.

Davalı vekili cevabında; müşterek çocuğun 4 yıldır davacının (annenin) yanında kaldığını, ancak, velayetinin davalı babada bulunduğunu, bu nedenle davacının iştirak nafakası davası açamayacağı savunmasında bulunularak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, müşterek çocuğun davacı anne yanında kaldığı sabit ise de; velayetinin davalı babada bulunduğu, öncelikle velayetin değiştirilmesinin gerektiği, velayet değiştirilmeden nafakaya hükmolunmasının karışıklığa neden olabileceği, davacı tarafından velayetin değiştirilmesine ilişkin dava açılmadığı, velayetin değiştirilmesine ilişkin karar verilmediğinden nafakaya da hükmolunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Boşanma sonucunda müşterek çocuğun velayetinin davalı babaya verildiği ve halen velayetin davalı babada bulunduğunda uyuşmazlık yoktur. Davalı baba yurt dışında çalışmakta olup, dört yıldır müşterek çocuk davacı annenin yanında kalmakta olup anne tarafından bakılmaktadır. Dava 2006 yılında açılmıştır. Bu konularda da taraflar arasında uyuşmazlık yoktur.

TMK’nın 327. maddesinin 1. fıkrasında “çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler anne ve baba tarafından karşılanır”, aynı Kanun’un 328/1. maddesinde “ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder”, 329/1. maddesinde de “küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir” hükmü yer almaktadır.

Somut olayda, davalı baba yurt dışında olup, müşterek çocuğa dört yıldır fiilen anne bakmaktadır. İştirak nafakası velayetin fiilen (eylemli olarak) kullanılmasına bağlı bir haktır. Velayet anne veya babada olup da, şayet velayet kendisinde olan eş çocuğa bakmayıp karşı taraf çocuğa bakıyorsa, çocuğa bakan, velayetin nezi davası açmak zorunda olmadan doğrudan iştirak nafakası talebinde bulunabilir. Velayet değiştirilmeden çocuğa bakan iştirak nafakası davası açıp iştirak nafakasına hükmolunduktan sonra çocuk velayetinde bulunduğu tarafın yanına giderse, bu taraf nafakanın kaldırılmasını her zaman isteyebilir ve nafaka kaldırılır. Açıklanan nedenlerle davacı anne yanında kalan ve anne tarafından bakılan müşterek çocuk için hakkaniyete uygun bir miktarda iştirak nafakasına hükmolunmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2010/14433 Karar Numarası: 2010/16126 Karar Tarihi: 11.10.2010


Alacaklı tarafından … 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2012/32 Esas-2012/13 Karar sayılı boşanma ilamında lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının tahsili amacıyla başlatılan ilamlı takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda sair itirazlarının yanı sıra alacaklı ile boşandıktan sonra müşterek çocuğun kendisinin yanında kaldığını, tüm ihtiyaçlarının kendisi tarafından karşılandığını, bu nedenle nafaka ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını belirterek icra emrinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği görülmektedir.

Lehine nafakaya hükmedilen çocuk yönünden borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için çocuğun alacaklı yanında bulunması gerekir. Borçlu bunun aksini ileri sürerek, velayeti alacaklıya bırakılan müşterek çocuğun boşandıktan sonra kendi yanında kaldığını iddia etmekte olup, bu iddiası her türlü delille ispatlanabilir. Buna göre, mahkemece, müşterek çocuğun boşandıktan sonra borçlu baba yanında kaldığına ilişkin idiianın borçlunun bildirdiği her türlü delil incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve dar yetkili icra mahkemesince tanık dinlenemeyeceği gerekçesi ile bu yöndeki itirazın da reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2018/4960 Karar Numarası: 2019/591 Karar Tarihi: 21.01.2019

2 thoughts on “Erkek Hangi Hallerde Nafaka Ödemez?”

  1. Koray SAPMAZ

    Merhaba avukat bey.Ben Ankara Çankayadan K.S..Ağabeyim çekişmeli olarak yeni boşandı,iki kız çocuk var,biri dokuz diğeri beş yaşında.Mahkeme kararında beş yaşında olan irem in velayetini karşı tarafa,dokuz yaşındaki azranın velayetini ağabeyime verdi.Fakat mahkeme sadece ağabeyimin iştirak nafakası hükmetti.Bu bana pek adil gelmedi.Avukatımız bu konuda biraz tecrübesiz.Bu böylemidir yoksa yapabileceğimiz birşeyler varmıdır? Teşekkürler.

  2. Sn hocam saygılar hürmetler ederim.
    Ben 70 yaşında emekli emniyet mensubuyum. 2005 yılında ikinçi evliliğimi yaptım. 2006 da bir oğlum oldu. 2019 yılına kadar geriye dönük 8 yıldır eşim ile aynı evde görüşmüyor konuşmuyorduk. Yemek bulaşık çamaşır ütü gibi tüm ihtiyaçlarımı kendim görüyordum. Özel harekat polisi ilken doğuda yaralanmıştım emekli olduktan sonra sağ bayağımın kalçadan dize kadar kısmı platin takıldı ve yürüme güçlüğü çekiyorum halen bile, baston değneği ile idare ediyorum. Bu ameliyattan sonra eşim benden uzaklaştı ve beni hor görmeğe başladı bende bu çocuk için sabrettim bekledim. Yetim büyümesin bu gün ise 2019 tarihinde Haziran ayında bu güne uzaklaşma aldım yol kenarında meyve sebze satılan bir terkedilmiş kulübeye sığındım , hiç bir eşya giysisi almadan sokakta kaldım. Eşim ile evlenmeden önce aldığım evin tapusunu ve borçtan dolayı satışım arasın kendi üstüne yapılmasını istedi evliliğimizin ilk yılı bende yapmadım. Evde kalan tabletimden (şifresi olmayan) benim adıma sosyal medyada birilerine kalp Gül gibi yollamış birilerine görüşmek istiyorum ve bu gibi rezillikleri de delil olarak göstermiş, hem yüksek şeker hastasıyım ayrıca kanser tedavisi görüyorum, çocuğun velayetini istedim be evimin boşaltılmasını istedim, aslolan çocuğun geleceği için velayetin bende olması, eşimin dayısı başçavuş havaçı feto davasından mühebet cezasına çarptırıldı bu da benim çocuğumun gelecekteki güvenlik soruşturmasında önüne çıkacaktır bu sebep ile velayeti tabiki çocuğa sorulacak fakat annesi tarafında tarafıma karşı yönlendirildiği de aşıkar bu durumda benim ne yapmam gerekir sn hocam. Saygılar hürmetler ederim.

Yorumlar kapalı.