evliyken başkasıyla mesajlaşmak yargıtay

Evliyken başkasıyla mesajlaşmak Yargıtay kararlarında çokça yer bulan, eşler arasındaki güvenin sarsılmasına ve evlilik birliğinin zedelenmesine neden olabilen bir durumdur.

2. Hukuk Dairesi         2011/22536 E.  ,  2012/17686 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı kocanın boşanma davası münhasıran “haysiyetsiz hayat sürme” sebebine (TMK m. 163) dayanmaktadır. Haysiyetsiz hayat sürmenin varlığından söz edilebilmesi ve bu sebeple boşanma kararı verilebilmesi için; eşin, sosyal hayatta toplumun genel değer yargılarıyla çatışan, olumsuz nitelikte kabul edilen davranışının süreklilik göstermesi ve bu davranışın diğer eş için birlikte yaşamayı ondan beklenemez hale getirmesi gereklidir.

Süreklilik göstermeyen bir defalık bir davranış; Türk Medeni Kanununun 166. maddesindeki evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumu için yeterli olabilirse de, haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı boşanma kararı için yeterli değildir.

Davalı kadının, Evliyken başkasıyla mesajlaşmak Yargıtay,  bir başka erkekle cep telefonu ile konuştuğu ve mesajlaştığı toplanan delillerle anlaşılmaktadır. Davalı kadının gerçekleşen bu davranışı, davacı koca bakımından birlikte yaşamayı ondan beklenemez duruma getirmiş ise de; sürekliliği olmadığı anlaşıldığından; haysiyetsiz hayat sürme ile Türk Medeni Kanununun 163. maddesindeki boşanma sebebi sabit kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.

2. Hukuk Dairesi         2019/5168 E.  ,  2019/12568 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ile aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi ve tazminat miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kadının tüm temyiz itirazları yersizdir.
2- Davacı-davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Davacı-davalı erkek tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası ile davalı-davacı kadının açtığı birleşen boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince her iki davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiş; karşılıklı tazminat talepleri reddedilerek kadın yararına tedbir/yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı-davalı erkek tarafından kadının kabul edilen davası ve kusur belirlemesi; davalı-davacı kadın tarafından erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince kadının kusur belirlemesine ve reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf talepleri kabul edilerek; erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğundan bahisle; kadın yararına tazminatlara hükmedilmiştir. İlk derece mahkemesi, sadakatsiz olan erkekle sadakatsiz olan kadının eşit kusurlu olduğuna hükmetmiş; bölge adliye mahkemesince kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf talebi kabul edilerek; sadakatsiz olan, manevi yönden bağımsız konut temin etmeyen ve aile müdahalesine sessiz kalan erkeğin sadakatsiz olan kadına nazaran ağır kusurlu olduğuna hükmedilmiştir.

Dosya kapsamındaki delillerden ve tanık ifadelerinden taraflar arasındaki fiili ayrılığa neden olan olayın davalı-davacı kadının, Evliyken başkasıyla mesajlaşmak Yargıtay, telefonundan başka bir erkeğe gönderilen ve kadının sadakatsizliğini gösteren mesaj olduğu sabittir. Davacı-davalı erkeğin de kadının birleşen boşanma davası öncesinde başka bir kadınla otel kaydı bulunmaktadır.

Tanıklardan davalı-davacı kadının annesi, tarafların bir yıl nişanlı kaldığını, kızının yaşayacağı ortamı gördüğünü ve aile apartmanında yaşayacağını bilerek evlendiğini beyan etmiştir. Taraflar arasındaki fiili ayrılığına neden olan olay kadının telefonundan başka bir erkeğe gönderilen mesaj olup, kadının annesinin ifadesi ile birlikte değerlendirildiğinde, davacı-davalı erkeğe bölge adliye mahkemesince “Manevi olarak bağımsız konut temin etmediği ve aile müdahalesine sesiz kaldığı” kusurlarının eklenmesi yerinde olmamıştır. Bu sebeple tarafların gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Yanılgılı değerlendirme sonucu erkeğin ağır kusurlu olarak kabulü doğru olmamıştır.
b-Yukarıda 2/a bendinde açıklandığı üzere, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir (TMK m. 174). Bölge adliye mahkemesince davacı-davalı erkeğin, davalı-davacı kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313