Ev Hizmetinde Çalışan Aşçı, Uşak, Temizlikçi ve Çocuk Bakıcısının Yasal Hakları

Çalışan kişilerin hakları, İş Kanunu, Borçlar Kanunu ve diğer ilgili yasalarda düzenlenmiştir.

Bir çalışanın İş Kanunu’nda düzenlenen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi tazminatlardan ve diğer yasal haklardan faydalanabilmesi için öncelikle İş Kanunu’nda sayılan işlerde çalışıyor olması gerekir.

Bu yazının konusu olan ev işlerinde çalışan kişilerle ilgili olarak 4857 sayılı İş Kanunu’un 4. maddesinin 1. fıkrasının e bendinde şu şekilde bir düzenleme yapılmıştır:

“Aşağıda belirtilen işlerde ve iş ilişkilerinde bu Kanun hükümleri uygulanmaz; … Ev hizmetlerinde,”

4857 sayılı İş Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasının e bendi uyarınca, “ev hizmetlerinde çalışanlar” hakkında bu kanun hükümlerinin uygulanmayacağı yasa hükmüdür.

Ev işlerinde çalışan aşçı, uşak, temizlikçi gibi çalışanlar İş Kanunu kapsamında değerlendirilmez. Ancak bu kişiler hepten korumasız değildirler. Bu çalışanların işveren ya da işveren vekilleri ile aralarında doğan uyuşmazlıklarda Borçlar Kanunu’nun hizmet akdine ilişkin hükümler uygulanır.

Diğer yandan işçi vasıflı ise, salt bu vasfından dolayı evde bir hizmette çalıştırılıyor, bu hizmet dışında çalıştırılmıyorsa İş Kanunu kapsamında kabul edilmelidir. Örneğin hemşire, çocuk bakıcısı, eğitim elemanı ve özel aşçı gibi çalışan kişiler bu kapsamdadır. (6)

Bu kişiler hakları ile ilgili olarak dava açmak istediklerinde görevli mahkemeler İş Mahkemesi değil genel yetkili hukuk mahkemesinde dava açmaları gerekir.

Aile bireylerini evden alarak alışverişe, şehir içinde gezmeye götüren, boş zamanında ev ve eklentilerinde zamanını geçiren şoföründe ev hizmeti yaptığı ve iş kanunu kapsamında olmadığı kabul edilmelidir. (1)

Evde hastaya bakan hemşire ve çocuk eğiticisi İş Kanunu kapsamında değerlendirilmelidir.(2)

Çocuk bakıcılığı, ev hizmetlerinden sayılmamaktadır ve çocuk bakıcılığı ile ilgili dönemde, işçi ile işveren arasındaki ilişki 4857 s. İş kanunu kapsamında hizmet akdi niteliğindedir.

Evde temizlikçi, aşçı olarak başlamış kişiler, örneğin çocuk doğduktan sonra çocuğun bakımına da yardımcı olmuşlarsa bu durumda çocuk doğana kadar olan dönem açısından genel mahkemeler, çocuğun doğumundan sonraki dönemde ise iş mahkemeleri görevlidir. Ancak bu durumda,  çocuk bakımı işinin ağırlık kazanıp kazanmadığı belirlenerek çalışmanın niteliği kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya konmalı ve sonucuna göre davanın açıldığı tarih itibariyle görev hususu değerlendirilerek bir karar verilmelidir. (3)

İşverenin konutunda kalorifer, elektrik, su tesisatı, havuz gibi tüm donanım ve ekipmandan sorumlu olarak çalışma İş Kanunu’na tabi kabul edilmektedir. (4)

Apartmanlarda kapıcı-temizlikçi olarak çalışanlar İş Kanunu’na tabi kabul edilmektedir. (5)

İşverene ait çiftlikte davalı şirket ile yapılan iş sözleşmesi kapsamında gece bekçisi olarak çalışan ve iş akdinin kıdem ve ihbar tazminatları ödenerek feshedilen çalışanın davasında İş Mahkemesi görevli mahkemedir. (7)

Borçlar Kanunu’na tabi olarak çalışmanın söz konusu olduğu durumlarda ise işçinin hakları şunlardır:

İşveren, işçiye sözleşmede veya toplu iş sözleşmesinde belirlenen; sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde ise, asgarî ücretten az olmamak üzere emsal ücreti ödemekle yükümlüdür.

İşveren, fazla çalışma için işçiye normal çalışma ücretini en az yüzde elli fazlasıyla ödemekle yükümlüdür.

İşveren, işçinin rızasıyla fazla çalışma ücreti yerine, uygun bir zamanda fazla çalışmayla orantılı olarak izin verebilir.

Sözleşmeyle işçiye ücretle birlikte üretilenden, cirodan veya kardan belli bir pay verilmesi kararlaştırılmışsa, hesap dönemi sonunda bu pay, yasal hükümler veya genellikle kabul edilmiş ticarî esaslar göz önünde tutularak belirlenir.

İşçiye belli bir pay verilmesi kararlaştırılan hallerde, payın hesaplanmasında uyuşulamazsa işveren, işçiye veya onun yerine, birlikte kararlaştırdıkları ya da hakimin atadığı bilirkişiye bilgi vermek ve bilginin dayanağını oluşturan işletmeyle ilgili defter ve belgeleri incelemesine sunmak; kardan bir pay verilmesi kararlaştırılmışsa, işveren işçiye, istemi üzerine ayrıca yılsonu kar zarar cetvelini vermek zorundadır.

İşçiye belli işlerde aracılık yapması karşılığında işverence bir ücret ödeneceği kararlaştırılmışsa, aracılık yapılan işlemin üçüncü kişi ile geçerli olarak kurulmasıyla işçinin istem hakkı doğar.

Aksine adet olmadıkça, işçiye ücreti her ayın sonunda ödenir. Ancak, hizmet sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesiyle daha kısa ödeme süreleri belirlenebilir.

Daha kısa bir ödeme süresi kararlaştırılmamışsa veya aksine adet yoksa aracılık ücreti her ayın sonunda ödenir. Ancak, işlemlerin yapılması altı aydan daha uzun bir süre gerektirdiği takdirde, aracılık ücreti asıl ücrete ek olarak kararlaştırılmışsa, yazılı anlaşmayla ödeme daha ileri bir tarihe bırakılabilir.


  1. 9.HD. 09.10.2008 gün ve 2007/27814 Esas, 2008/25988 K
  2. 9. Hukuk Dairesi         2010/41256 E.  ,  2013/3517 K.
  3. 9. Hukuk Dairesi         2016/10685 E.  ,  2019/21672 K.
  4. 9. Hukuk Dairesi         2018/6697 E.  ,  2018/15519 K.
  5. 9. Hukuk Dairesi         2015/10204 E.  ,  2017/9645 K.
  6. 9. Hukuk Dairesi         2016/30168 E.  ,  2016/20156 K.
  7. 9. Hukuk Dairesi         2016/26889 E.  ,  2016/20154 K.

Yorum bırakın

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313