İnsan ömrü 5 yıllık bir boşanma davası için çok kısa değil mi?

İnsan ömrü 5 yıllık bir boşanma davası için çok kısa değil mi?*

Adalet Bakanlığı her yıl, önceki yılın istatistiklerini derlediği bir kitap yayınlıyor. Bu yıl ki kitap da Mayıs ayında elimize ulaştı.

İstatistikler, ne oluyor ne bitiyor anlamak, büyük resmi görmek için oldukça önemli. Ve bu rakamlara baktığımızda ülkede inanılmaz olayların yaşandığını, sosyal yapının son derece hızlı bir şekilde değişikliğe uğradığını görmemek mümkün değil. Örneğin tüketici davaları istatistiklere göre patlamış durumda: 2016 yılında 160 bin dava dosyası mahkemelerin önüne gelmiş. Yani, tüketiciler aldıkları üründen-hizmetten bu denli yoğun bir şekilde memnuniyetsiz kalmışlar.

Bir davanın açılmasının, yürütülmesinin hem zaman hem de parasal yükü düşünüldüğünde memnuniyetsizliğin dava açacak kadar büyük olması gerekir. Demek ki, ürettiğimiz ürün ve hizmetler, tüketici tarafından bir şekilde vaadini karşılamaktan uzak bulunuyor. Ya hatalı, ya eksik ya da bir başka nedenle alıcı ile satıcı mahkemelerde karşı karşıya gelmiş.

Tüketici mahkemelerinde durum böyleyken aile mahkemelerindeki durum da bundan hiç farklı değil: 2015 yılında açılan 205 bin 871 davanın üzerine 2016 yılında 212 bin 945 dava dosyası daha eklenmiş. İki yılda açılan boşanma dava sayısı neredeyse yarım milyon. Bir davanın iki tarafı olduğuna göre en az 1 milyon kişi, son 2 yılda boşanma nedeniyle adliyeye uğramış. Bu 1 milyonun üzerine tanıklarını, çocuklarını eklemedim daha.

Bir de Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı kitapçıkta, boşanma davalarının ortalama karar verilme süresi 2006 yılında 153 iken 2016 yılında 166 güne yükselmiş görünüyor.

166 gün yani yaklaşık 5,5 ayda bir boşanma davasının sonuçlandırıldığı iddiasında Bakanlık görevlileri.

Ancak gerçekte durum hiç de böyle değil: Gerçekte açılan 212 bin 945 davanın 94 bin 662’si anlaşmalı boşanma davası.

Anlaşmalı boşanma davaları mahkemenin dosya durumuna göre 15-30 günde karara bağlanabiliyor. Oysa çekişmeli olarak açılan kalan 118 bin 283 dosyada tarafların ilk duruşmaya çıkabilmesi ortalama 5 aylık bir süreç istiyor.

Şu anda Ankara Adliyesi’nde 11 mahkeme bulunuyor. Bu mahkemelerin iş yükü o kadar ağır ki, bir sonraki duruşmayı 5 ay sonrasına verebiliyor. örneğin Temmuz ayında duruşmaya çıktınız. Bir tanığınız gelmedi, ya da bir evrak eksik. Geçmiş olsun, sonraki duruşmanız Aralık ayında.

Bir boşanma davasında yerel mahkemede karar verilmesi, istatistiklere göre 166 gün sürse de gerçek hayatta en erken 1,5 yılı buluyor.

Yerel mahkemenin kararından sonra, kararın yazılması, taraflara tebliği, tarafların istinaf yoluna başvurması, istinaf yolunda incelenmesi de yaklaşık 6-8 aylık bir süreyi alıyor maalesef.

Sonrasında da tarafların temyiz yoluna başvurabilme hakkının bulunduğu, yerel mahkemece verilen kararın bozulması halinde sürecin daha da uzayacağı herkesin malumu.

Bu nedenlerle, bugün boşanmaya karar veren bir kişi, anlaşmalı boşanma olmadığı takdirde, yeni bir hayata başlayabilmek için en az 1,5 – 2 yılı gözden çıkarmak zorunda.

Bu şekilde, evlilikleri örneğin 6 ay sürmüş insanların 2-3 yıl daha evli kalmaları sıkça görülen bir durum haline geldi.

Tabi, eşlerin anlaşamayıp çekişmesinin en önemli sebeplerinden biri de evlilik içinde edinilen mal varlıklarının paylaşılmasında uzlaşılamaması. Mal paylaşımı davası, boşanma kararının kesinleşmesinden önce karara bağlanamadığı için, bu dava da boşanmadan sonra en az 2 yıl daha devam ediyor.

Oysa, kanun maddesi değişse ve iki tarafın da boşanma istediği durumlarda, mahkeme ilk celsede boşanmaya karar verse ve sonra davaya kusurun kimde olduğu, tazminatlar, malların paylaşılması yönünden devam edilse sorun çözülebilecek.

İnsan ömrünü düşündüğümüzde bu ömrün 4-5 yılını boşanmaya çalışarak geçirilmeye mahkum etmek haksızlık değil mi?

*superhaber.com yazılarımdan

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313