KATKI PAYI ALACAĞI İSTEMİ

KATKI PAYI ALACAĞI İSTEMİ ( Mahkemece Taşınmazın Edinme Tarihi İtibarıyla Tarafların Yapabilecekleri Tasarruf Miktarı Hesaplandıktan Sonra Katkı Oranları Belirleneceği – Tespit Edilmiş Olan Oranın Taşınmazın Belirlenmiş Olan Dava Tarihindeki Değeri İle Çarpılarak Davacının Katkı Payı Alacağı Saptanacağı )
HAKİMİN DAVAYI AYDINLATMA ÖDEVİ ( Katkı Payı Alacağı İstemi/Kooperatif Üyelik Hakkı Tasfiyesi – Kooperatif Hakkında Tasfiye Tarihine Kadar Yapılan Ödemeler Getirtilerek Tasfiyeye Tabi Tutulması Gereken Miktarın Belirleneceği )
KATKI ORANI BELİRLENMESİ ( Katkı Payı Alacağı İstemi – Tarafların Ekonomik ve Sosyal Durumları Gözetilerek Kişisel Harcamaları ve Davacı Kocanın Aileyi Geçindirme Yükümlülüğü Göz Önünde Bulundurularak Taşınmazın Edinme Tarihi İtibarıyla Tarafların Yapabilecekleri Tasarruf Miktarı Hesaplandıktan Sonra Katkı Oranları Belirleneceği )
KOOPERATİF ÜYELİK HAKKI TASFİYESİ ( Katkı Payı Alacağı İstemi – Mahkemece Kooperatif Hakkında Tasfiye Tarihine Kadar Yapılan Ödemeler Getirtilerek Tasfiyeye Tabi Tutulması Gereken Miktarın Belirlenmesi ve H.M.K.’nun 31. Md. Uyarınca Davanın Aydınlatılması Gerektiği )
4721/m.202
743/m.152,170
6100/m.31
ÖZET : Dava; katılma payı alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece, kooperatif hakkındaki taşınmaza ilişkin tapu kaydının belirlenemediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Davacı tarafça bu taşınmaz hakkındaki kooperatif üyelik hakkı tasfiyeye konu edilmiştir. Bu tür mal varlığının tasfiyeye konu olması için tapu kaydı oluşması zorunlu değildir. Kooperatif hakkında tasfiye tarihine kadar yapılan ödemeler getirtilerek tasfiyeye tabi tutulması gereken miktarın belirlenmesi ve HMK’nun 31. maddesi uyarınca davanın aydınlatılması gerekir.

Mahkemece; tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önünde bulundurularak kişisel harcamaları ve 743 sayılı TKM’nin 152. maddesine göre davacı kocanın aileyi geçindirme yükümlülüğü göz önünde bulundurularak taşınmazın edinme tarihi itibarıyla tarafların yapabilecekleri tasarruf miktarı hesaplandıktan sonra katkı oranlarının belirlenmesi, bundan sonra tespit edilmiş olan oranın taşınmazın belirlenmiş olan dava tarihindeki değeri ile çarpılarak davacının katkı payı alacağının saptanması, ondan sonra esas hakkında karar verilmesi gerekmektedir.

DAVA : U. T. T. ile F. S. T. ( O. ) aralarındaki tapu iptali ve tescil, katkı payı alacağı ile katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Ankara 2. Aile Mahkemesi’nden verilen 10.12.2014 gün ve 696/1586 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16.06.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili ve karşı taraftan davalı vekili geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili dava ve düzeltme dilekçesinde, tarafların 1977 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde sahip olunan 3 adet taşınmaz ile 1 adet araç bedelinin vekil edeni tarafından ödenerek davalı adına tescil edildiğini açıklayarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere taşınmazlar ve araç üzerinden toplam 80.000 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında Haymana’da bulunan taşınmaz hakkındaki davayı atiye terk ettiklerini bildirmiştir.

Davalı vekili, davanın yersiz açıldığını, taşınmazlar ve aracın vekil edenin kişisel malı olduğunu, davacının katkısı bulunmadığını açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 4 nolu bağımsız bölüm nedeniyle 1.135,12 TL katkı payı alacağının dava tarihinden, araç üzerinden belirlenen 10.000 TL katılma alacağının karar tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına, atiye terk edilen taşınmaz hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Didim Yapı Koop. hakkındaki davanın usulden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından ayrı temyiz edilmiştir.

Taraflar, 16.12.1977 tarihinde evlenmişler, 05.07.2007 tarihinde açılan boşanma davasına ilişkin hükmün 21.04.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM’nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ( TMK.nun 225/2. m ) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir ( TMK.nun 202.m ). Dava konusu 4 nolu bölüm, 24.08.1994 tarihinde satış yoluyla davalı adına tescil edilmiş, 06 AN 0039 plakalı araç ise 03.11.2004 tarihinde satın alınmıştır.

Dava; 743 sayılı TKM’nun 170. maddesi uyarınca katkı payı alacağı ve 4721 sayılı TMK’nun 202 vd. maddeleri uyarınca katılma alacağı isteğine ilişkindir.

1- )Dosya kapsamına dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mahkemece deliller değerlendirilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, aşağı bentte yazılı nedenler dışındaki davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2- )Mahkemece, Didim İlçesi’nde bulunan kooperatif hakkındaki taşınmaza ilişkin tapu kaydının belirlenemediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Davacı tarafça bu taşınmaz hakkındaki kooperatif üyelik hakkı tasfiyeye konu edilmiştir. Bu tür mal varlığının tasfiyeye konu olması için tapu kaydı oluşması zorunlu değildir. Kooperatif hakkında tasfiye tarihine kadar yapılan ödemeler getirtilerek tasfiyeye tabi tutulması gereken miktarın belirlenmesi ve HMK’nun 31. maddesi uyarınca davanın aydınlatılması gerekir.

Bundan ayrı; hukukçu bilirkişi tarafından taşınmazın edinilmesine yapılan katkı % 20 olarak tespit edilmiş, mahkemece Yargıtay uygulamalarına göre, davacının katkı oranının %40 olarak kabul edilmesi gerektiğine işaret edilerek katkı payı alacağı belirlenmiş ise de, taşınmazın edinme değeri, davacının katkı oranı ve dava tarihindeki değeri göz önünde tutulduğunda belirlenen katkı payı alacağının usulüne uygun olarak saptanmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılacak iş; tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önünde bulundurularak kişisel harcamaları ve 743 sayılı TKM’nin 152. maddesine göre davacı kocanın aileyi geçindirme yükümlülüğü göz önünde bulundurularak taşınmazın edinme tarihi itibarıyla tarafların yapabilecekleri tasarruf miktarı hesaplandıktan sonra katkı oranlarının belirlenmesi, bundan sonra tespit edilmiş olan oranın taşınmazın belirlenmiş olan dava tarihindeki değeri ile çarpılarak davacının katkı payı alacağının saptanması, ondan sonra esas hakkında karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece davacının katkı payı alacağının yukarıda açıklanan usul ve esaslar çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonunda yazılı gerekçelerle karar verilmesi isabetli olmamıştır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL Avukatlık Ücreti‘nin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine, taraflarca HUMK’nun 388/4. ( HMK m.297/ç ) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 16.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C. YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E. 2015/2626 K. 2015/13320 T. 16.6.2015

Yorum bırakın