BOŞANMA DAVASI KATKI PAYI ALACAĞINDA ZAMANAŞIMI

Boşanma Avukatı

YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/948 K. 2010/1424 T. 29.3.2010

DAVA : A.O. ile H.G.E. aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair Ankara 10.Aile Mahkemesinden verilen 18.01.2010 gün ve 1515/31 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelemesi davacı avukatı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı A.O. vekili evlilik birliği içinde edinilerek davalı kadın adına kaydedilen Ankara Çankaya’daki iki ev nedeni ile davalı aleyhine açtığı katkı payı alacağı davasında, mahkemece talep ettiği miktarla sınırlı olarak lehine hükmün kurulduğunu, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğunu açıklayarak daha önce açılıp kabul edilen miktar dışında kalan 231.137 TL katkı payı alacağının 29.11.2004 tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili,dava tarihinden itibaren 1 yıllık zamanaşımının geçtiğini, önceki asıl dava kesinleşmeden ek davanın açılamayacağını, faizin ise ancak dava tarihinden itibaren uygulanabileceğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece mal rejiminden kaynaklanan davaların bir yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılması gerektiği,bir yıllık sürenin taraflar arasındaki evliliğin sona erdiği 27.05.2005 tarihinde başladığı, bu davanın ise bir yıllık sürenin geçmesinden sonra 09/11/2009 tarihinde açıldığı gerekçesiyle zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar 15.11.1990 tarihinde evlenmiş, 8.11.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesi üzerine 27.11.2005 tarihinde boşanmışlardır.

Dava konusu 2787 ada 15 parseldeki 5 numaralı daire 23.8.1996, 26568 ada 3 parseldeki 4 numaralı dubleks ev ise 30.12.1999 tarihinde satın alınarak davalı kadının adına tapuya tesçil edilmiştir. Her iki taşınmaz da taraflar arasında mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde edinilmiştir.

Evlilik birliği içerisinde davacı tarafından satın alınıp davalı adına tesçil edilen her iki taşınmaz için açılan katkı payı alacağına ilişkin önceki davada Ankara 10.Aile Mahkemesinin 2006/431 Esas, 2008/1013 sayılı kararıyla Çankaya İlçesi Ayrancı Mahallesi 2687 Ada, 15 Parsel üzerinde bulunan 5 nolu bağımsız bölümde davacının katkı payının 100.935 TL, Çankaya İlçesi 26568 Ada 3 Parsel üzerinde bulunan 4 nolu bağımsız bölümde de 170.202 TL olarak hesaplandığı, her bir taşınmaz için istenilen 20.000’er TL katkı payı alacağının kabul edildiği, bu kararın davalı tarafça temyizi üzerine Yargıtay 8. HukukDairesinin 2009/286 Esas 2009/4607 Karar sayılı ilamı ile onandığı, davalı tarafın bu defa saklı tuttuğu fazlaya dair haklarını 5 Nolu bağımsız bölüm için 80.925 TL, 4 nolu bağımsız bölüm için de 150.202 TL olmak üzere toplam 231.137 TL olarak katkı payı alacağı kapsamında istediği anlaşılmaktadır.

Ne sebepten doğmuş olursa olsun “her türlü alacak”kural olarak zamanaşımına tabi olup mal rejimine yönelik katkı payı alacağı için de belirli bir süre sessiz kalınırsa bu hareketsizlik o alacağın artık dava edilmesine engel oluşturur. Başka bir anlatımla zamanaşımı söz konusu olur. 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinden sonra evlilik birliği içinde edinilen mallarla ilgili açılan değer artış payı ve katılma alacağına ilişkin talepler bakımından TMK’nun 178.maddesinde yazılı 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması doğru ise de 1.1.2002 tarihinden önce 743 sayılı TMK’nun yürürlükte olduğu dönemde evlilik birliği içinde edinilen mallarla ilgili eşlerden birinin açtığı katkı payı alacağına ilişkin 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulanma şekli Hakkındaki Kanun’un 1 ve10. maddeleri de dikkate alındığında 1 yıllık zamanaşımı süresi uygulanamaz.Eldeki dava, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen iki parça taşınmazla ilgili katkı payı alacağına ilişkindir. Borçlar Kanunu 135. maddesindeki “bu konuda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava on senelik müruru zamana tabidir” hükmündeki ( her dava ) sözcüklerinin “bütün alacaklar” tarzında anlamak gerekir. Türk Medeni Kanunu’nun genel nitelikteki hükümler kenar başlığını taşıyan 5. maddesi uyarınca Borçlar Kanunu’nun zamanaşımına ilişkin bölümleri uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerinde uygulanır. Açıklanan nedenle davanın niteliği itibarıyla olayda 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Mahkemece boşanma kararının kesinleştiği tarihten eldeki davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği dikkate alınarak esasıyla ilgili deliller toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bir yıllık zamanaşımının geçtiği gerekçesi ile yazılı şekilde hükmün kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı görülen hükmün HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve 17.15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 29.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Boşanma avukatı ankara, ankara boşanma avukatı yasin girgin.

Yorum bırakın