Mahkeme Kararları Nasıl Olmalıdır?

Anayasanın 141/3. maddesi “bütün mahkemelerin her türlü kararlan gerekçeli olarak yazılır” buyurucu hükmünü içermektedir.

Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde de kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin 3. bendine göre mahkeme kararlarında

  • iki tarafın sav ve savunmalarının özeti,
  • anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususlar,
  • çekişmeli konular hakkında toplanan deliller,
  • delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma nedenleri,
  • şahit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur.

Mahkemenin, tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesi ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi hukuki dinlenilme hakkının da (HMK m. 27) gereğidir.

Yargı organları her iki tarafın iddia ve savunmaları ile delillerini değerlendirilip, sabit görülen maddi vakıaları ve bunlardan çıkardıkları sonuç ve hukuki sebepleri gerekçelerine yansıtmalıdırlar.

Yerel mahkemece, tarafların boşanma davalarının kabulüne ilişkin, tarafların usulüne uygun olarak dayandıkları vakıalardan hangilerinin ispatlandığı belirtilmemiş, toplanan delillerden hangilerine üstünlük tanındığı konusu gerekçede tartışılmamıştır.

Bu haliyle her iki dava yönünden verilen karar, yeterli gerekçeden yoksun olup, Yargıtay denetimine elverişli olmadığı gibi. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/1-e maddesindeki unsurlarını da içermemektedir. Gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu sebeple bozulması usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.