Aile Mahkemesinin yanlış kararı emsal olmamalı!

Hürriyet Gazetesi’nin 13 Şubat 2011 sayılı nüshasında yer alan habere göre Ankara 1. Aile Mahkemesi, davacı avukatının talebini kabul ederek “eşinin maaşını aldığı gün ortadan kaybolduğunu, para bitene kadar arkadaşlarıyla birlikte gezdiğini, içki içtiğini, evinin geçimine harcanması gereken parayı müsriflik yaparak bitirdikten sonra eve döndüğünü, kendisinin çalışmadığını, sosyal güvencesi olmadığını” belirten davacının talebi hakkında karar vererek evinin geçimini ihmal eden kocanın devletten aldığı maaşının üçte ikisinin davacı kadına bağlanmasına karar verdi.

Medeni Kanun 196.maddeye göre, eşlerden birinin talebi üzerine hakim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler. Eşin ev işlerini görmesi, çocuklara bakması, diğer eşin işinde karşılıksız çalışması, katkı miktarının belirlenmesinde dikkate alınır. Medeni Kanunun 199.maddesine göre ise “ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde, eşlerden birinin talebi üzerine hakim, belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir. Hakim bu durumda gerekli önlemleri alır. “demektedir. 198.maddeye göre ise hakim, eşin borçlularına, ödemelerini diğer eşe yapmalarını emredebilir.

Davacı kocanın sorumluluk sahibi olmadığı ve bu sebeple Medeni Kanunun 198. maddesinde aranılan koşulların yerine geldiği anlaşılmaktadır. Ancak davalının düzenli ve haczedilebilir bir geliri bulunmaktadır. Evlilik birliğinin nafakaya hükmedilmek yoluyla korunması mümkünken bu şekilde tasarruf yetkisinin ortadan kaldıracak şekilde hüküm kurulmasını yerinde bulmuyorum. Sayın Mahkeme, bu şekilde bir karar yerine evin geçimi için gerekli miktarı tespit etmeli ve buna göre nafakaya hükmetmeli idi.

Yorum bırakın