– Merhaba 2015 yılında boşandım.Şiddet ve tehdit altında boşandım nafaka isteyemedim ve şuan çok pişmanım tekrardan nafaka talebinde bulunabilir miyim?
Öncelikle geçmiş olsun diyorum. Bir tarafın korkutularak bir sözleşme imzalaması halinde bu sözleşme Borçlar Kanunu’nun 37.maddesine göre geçerli değildir. Yani tehdit edilen, korkutulan kişi imzaladığı anlaşmalı boşanma protokolü ile bağlı değildir.
Bu korkutmanın tehdit edilene yönelik olması da gerekmez, örneğin annesine, babasına ya da çocuklarına yönelik bir korkutma varsa yine Borçlar Kanunu’nun bu koruyucu maddesi ile anlaşmalı boşanma protokolünden kurtulabilmeniz mümkündür.
Bu sözleşme (anlamalı boşanma protokolü) ile bağlı olunmadığına dair dava açılması ve hakkın talep edilmesi gerekir. Ancak bu dava belli bir süre içinde açılmalıdır ki bu süre de korkutmanın etkisinin geçmesinden itibaren 1 yıldır.
Her ne kadar boşanmanız 2015 yılında gerçekleşmiş olsa da korkutmanın etkisinin halen devam ettiğini ispatlayabildiğiniz takdirde yeniden nafaka talebinde bulunmanızın mümkün olduğu görüşündeyim.
Bu konudaki diğer bir kanun maddesi de Medeni Kanun’un 178. maddesidir. Bu maddeye göre, çekişneli boşanma davasında istenmemiş olan nafakanın, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde açılabilmesi mümkün kabul edilmiştir.
– Boşanma davası açmak istiyorum ama mahkemede eşimle karşılaşmak istemiyorum, vekalet ile boşanılıyor mu
Boşanma davası temel olarak iki türlü açılabilmektedir. Anlaşmalı ve eşlerin boşanma kosununda ya da boşanmanın sonuçları konusunda anlaşamadığı çekişmeli boşanma davaları.
Çekişmeli olarak açılan davada taraflar duruşmaya bizzat ya da vekilleri aracılığıyla katılabilirler. Yani açılan bir davanın çekişmeli boşanma davası olması halinde mahkemeye gitmenize gerek yoktur. Fakat, anlaşmalı boşanma davalarında mahkemenin karar verebilmesi için iki tarafın da hakim karşısına çıkması ve boşanmaya ve sonuçlarına ilişkin iradelerini bizzat bildirmeleri gerekir.
– Hangi durumlarda aldatma nedeniyle boşanma sebebi sayılıyor, kanıtlayamama durumunda da dava açabiliyor muyum
Halk arasında aldatma olarak tabir edilen kavram, hukuki olarak zina nedeniyle boşanmadır. Hukuki olarak aldatma dediğimizde ise namus ve onur konusunda kandırılma ya da sağlık için tehlikeli bir hastalığın gizlenmesi anlaşılır.
Zina konusu çok teknik ve detaylı bir konudur. Örneğin sadece iki karşı cinsten kişinin birlikte olması zina fiili olarak kabul edilmiştir, iki aynı cinsiyetten insanın birlikte olması zina olmaz, ya da insan olmayan bir varlıkla cinsel ilişkiye girilmiş olması halinde Medeni Kanun’daki zina nedeniyle karar verilmez.
Zina fiili ise otel kayıtları, görgü tanıkları, mesajlaşmalar gibi çeşitli delillerle ispat edilebilir. Bu fiilin ispatı için yeterli delil olmaması halinde eskilerin şiddetli geçimsizlik diye tabir ettiği evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile dava açılabilir.
– Eşim psikolojik tedavi görüyor ve sonradan ortaya çıkan bu rahatsızlık nedeni ile aile huzurumuz kalmadı zaman zaman onu tanıyamaz oluyorum. hayatım cehenneme dönüştü ne yapmalıyım. Eşim boşanmak istemiyor ama, ben boşanmakta kararlıyım. Sonradan ortaya çıkan akıl hastalığı boşanma nedeni mi?
Eşlerden birinin sonradan akıl hastası olması da bir boşanma nedenidir. Bu durumda öncelikle bu rahatsızlığın tedavi edilemez olması gerekir.
Akıl hastalığı durumunda, bu nedenle dava açma hakkı akıl hastalığına yakalanan eşe değil evlilik birliğini sürdürmesi kendisi için çekilmez olan eşe tanınmıştır.
– Avukat tutmadan anlaşmalı boşanmak mümkün mü?
Ülkemizde avukat tutmadan da çeşitli davaları kişinin bizzat açması, takip etmesi mümkün kabul edilmiştir. Boşanma davaları da bunlardan biridir, ancak tavsiye edilmez.
– Boşandıktan sonra nafaka ödenmemesi halinde nasıl bir yaptırım uygulanıyor?
Nafakanın ödenmemesi halinde nafaka borçlusuna, borcu ödeyinceye kadar hapis cezası verilmektedir. Borcun ödenmesi ile hapis cezası sona erer. Borçluya verilen bu hapis cezası 3 ayı geçemez ve ödenmemiş son 3 aydaki nafakalardan önceki borçlar için hapis cezası verilmez.
