Ölüm Nedeniyle Sigortadan Ödenen Para Edinilmiş Mal Değildir

sigorta• EDİNİLMİŞ MAL ( Ölüm Sebebi İle Ödenen Ferdi Kaza Sigortası Tazminatının Bu Niteliği Bulunmadığı – Ödeme Mal Rejimi Sona Erdikten Sonra Yapıldığına Göre Ödenen Miktarın Kişisel Mal Olduğu ve Tasfiyeye Dahil Edilemeyeceği )
• EVLİLİK BİRLİĞİ İÇİNDE EDİNİLEN MALLAR ( Mal Rejiminin Sona Erdiği Anda Mevcutsa Tasfiyede Dikkate Alınmaları Gerektiği – Ölüm Sebebi İle Ödenen Ferdi Kaza Sigortası Tazminatının Edinilmiş Mal Niteliği Bulunmadığı )
• FERDİ KAZA SİGORTASI TAZMİNATI ( Ölüm Sebebi İle Ödenen – Ödeme Mal Rejimi Sona Erdikten Sonra Yapıldığına Göre Ödenen Miktarın Kişisel Mal Olduğu ve Tasfiyeye Dahil Edilemeyeceği/Edinilmiş Mal Niteliği Bulunmadığı )
• MAL REJİMİNİN SONA ERMESİ ( Ölüm Sebebi İle Ödenen Ferdi Kaza Sigortası Tazminatının Edinilmiş Mal Niteliği Bulunmadığı -Ödeme Mal Rejimi Sona Erdikten Sonra Yapıldığına Göre Ödenen Miktarın Tasfiyeye Dahil Edilemeyeceği ve Kişisel Mal Olduğu )
4721/m. 202, 235, 219, 228
ÖZET : Kural olarak resmi evlilik birliği içinde edinilen mallar, mal rejiminin sona erdiği anda mevcut olması durumunda tasfiyede dikkate alınmaları gerekir. Evlenme öncesi veya mal rejimi sona erdikten sonra taraflardan birinin edindiği malın tasfiyeye dahil edilmemesi gerekir. Ölüm sebebi ile ödenen ferdi kaza sigortası ödemesinin ölüm tarihi öncesi ( mal rejimi sona ermeden önce ) ödenmesi imkanı olmadığına, evlilik içinde bir karşılığı da bulunmadığına göre TMK’nın 219 ve 228. maddelerinden hareketle edinilmiş mal sayılması ve hesaplama yapılması da mümkün değildir. Mevcut olayda mal rejiminin murisin ölümü ile sona erdiği belirlendiğine, dava konusu ferdi kaza sigortası poliçesi sebebiyle ödeme yapılması durumu ölüm tarihi itibarıyla ortaya çıktığına ve taraflara yapılan ödemeler de ölüm tarihinden ( mal rejimi sona erdikten ) sonra yapıldığına göre bu ödemeye ilişkin miktarın kişisel mal olduğu ve tasfiyeye dahil edilemeyeceği gözetilmelidir. Ferdi kaza sigortasından doğan tazminat alacağı edinilmiş mal niteliğinde değildir.

DAVA : Gülgün ile Selin aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair Adana 5. Aile Mahkemesi’nden verilen 10.12.2013 gün ve 724/1003 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.06.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili ve karşı taraftan davacı vekili geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı Gülgün vekili, davacının eşini 16.01.2007 tarihinde iş kazası sonucu kaybettiğini, mirasçı olarak davacı ile eşinin önceki evliliğinden olan kızı davalı Selin’in kaldığını, murisin adına ölümünden önce çalıştığı şirket tarafından A… Sigorta AŞ’ye ferdi kaza sigortası yaptırıldığını, sigorta teminatı 100.000 TL’nin ölümden sonra miras payları oranında mirasçılara, 75.000 TL davalıya, 25.000 TL davacıya olmak üzere ödendiğini, ferdi kaza sigortasından doğan tazminat alacağının edinilmiş mal niteliğinde olduğunu ve bu tazminatın 50.000 TL’sinin edinilmiş mal olması sebebiyle bakiye 50.000 TL’nin mirasçılar arasında paylaşılması gerektiğini açıklayarak 37.500 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı Selin vekili, evliliğin ölümle sona erdiğini, MK’nın 178. maddesi gereğince bir yıl içerisinde dava hakkının düştüğünü, davacının bu alacağını bildiğini, zamanaşımı süresi içerisinde davanın açılmadığını, ayrıca sigorta şirketi aleyhine dava açılması gerektiğini, bu davaya bakma görevinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanıldığından Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğunu, kaza sigorta ödencesinin edinilmiş mal niteliğinde olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemenin, katılma alacağı dava süresinin öğrenildiği tarihten itibaren 10 yıllık genel zamanaşımı süresinde ancak 01.09.2009 öğrenme tarihinden itibaren bir yıl içinde açılması gerektiği, dava tarihi 19.09.2011 tarihi itibarıyla bir yıllık sürenin geçtiği gerekçesi ile davalı vekilinin süresi içerisinde yaptığı zamanaşımı definin kabulü ile açılan davanın zamanaşımı nedeni ile reddine ilişkin kararı, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairenin 11.06.2013 tarih 2013/556 Esas, 2013/8825 Karar sayılı ilamı ile esasa ilişkin herhangi bir inceleme yapılmaksızın zamanaşımının 10 yıl olduğu açıklanarak bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, davanın kabulü ile 37.500 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı ile tarafların ortak miras bırakanı Mehmet Cemal 27.04.1999 tarihinde evlenmiş, 16.01.2007 tarihinde Mehmet Cemal’in ölümü ile evlilik birliği sona ermiştir. Başka mal rejimi seçilmediğinden; evlilik tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı ( 743 sayılı TKM’nın 170. m. ), 01.01.2002 tarihinden mal rejiminin sona erdiği 16.01.2007 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. ( TMK’nın 202 ve 4722 sayılı Yürürlük Kanunu m. 10/1 ) Davacı taraf murisin adına ölümünden önce sağlığında çalıştığı şirket ( işvereni ) tarafından A… Sigorta AŞ’ye yaptırılan 100.000 TL miktarlı ferdi kaza sigortasından dolayı murisin ölümü nedeniyle davalıya yapılan ödemenin de edinilmiş mal olduğunu açıklayarak 37.500 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme gerekçesinde, Adana 4 Aile Mahkemesi’nin 2007/1206 Esas ve 2009/1157 Karar sayılı dava dosyası kapsamı, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, davacının eşinin 16.01.2007 tarihinde iş kazası sonucu ölümü üzerine A… Sigorta A.Ş tarafından ferdi kaza sigortası nedeniyle 100.000 TL teminatın veraset ilamındaki pay oranında 75.000 TL’nin davalı müteveffanın çocuğuna, 25.000 TL’nin ise davacı eşine ödendiği, ferdi kaza sigortasından doğan tazminat alacağının da edinilmiş mal niteliğinde olduğu, 100.000 TL sigorta bedelinin 50.000 TL’sinin edinilmiş mal olup bakiye 50.000 TL’nin miras payı oranında dağıtılması gerektiği, miras payı hissesi sebebiyle 62.500 TL alacağı olup şirket tarafından davacıya ödenen 25.000 TL düşüldüğünde davalıya 37,500 TL davacı hakkı olan katılma alacağının ödendiğinin anlaşıldığı yazılmış ve kabule karar verilmiştir.

Katılma alacağına konu ve tarafların murisi Mehmet Cemal adına ölümünden önce çalıştığı şirket tarafından A… Sigorta AŞ’ye yaptırılan ferdi kaza sigortası poliçesinin 12.10.2006 başlangıç ve 21.09.2007 bitiş tarihli olduğu, yaşam kaybı için 100.00 TL teminat içerdiği, murisin işyeri V… Telekominikasyon tarafından prim ödendiği görülmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ferdi kaza sigortası neticesi taraflara ödenen miktarın tasfiye edilip edilemeyeceği ve davacı lehine katılma alacağına hükmedilip edilemeyeceği noktasındadır.

Dava konusu ferdi kaza sigorta poliçesi incelendiğinde, poliçe sebebiyle oluşan dava konusu 100.000 TL ödemenin muris ve poliçe sigortalısı Mehmet Cemal’in ölümü ile meydana geldiği, bu ödemenin miras payları oranında mirasçıları davacı ve davalıya ölüm tarihinden sonra yapıldığı açıktır. Kural olarak resmi evlilik birliği içinde edinilen mallar, mal rejiminin sona erdiği anda mevcut olması durumunda tasfiyede dikkate alınmaları gerekir. ( TMK m.235/1 ) Evlenme öncesi veya mal rejimi sona erdikten sonra taraflardan birinin edindiği malın tasfiyeye dahil edilmemesi gerekir. Ölüm sebebi ile ödenen ferdi kaza sigortası ödemesinin ölüm tarihi öncesi ( mal rejimi sona ermeden önce ) ödenmesi imkanı olmadığına, evlilik içinde bir karşılığı da bulunmadığına göre TMK’nın 219 ve 228. maddelerinden hareketle edinilmiş mal sayılması ve hesaplama yapılması da mümkün değildir. Mevcut olayda mal rejiminin muris Mehmet Cemal’in 16.01.2007 tarihinde ölümü ile sona erdiği belirlendiğine, dava konusu ferdi kaza sigortası poliçesi sebebiyle ödeme yapılması durumu ölüm tarihi itibarıyla ortaya çıktığına ve taraflara yapılan ödemeler de ölüm tarihinden ( mal rejimi sona erdikten ) sonra 11.03.2007 tarihinde yapıldığına göre bu ödemeye ilişkin miktarın kişisel mal olduğu ve tasfiyeye dahil edilemeyeceği, bu nedenle davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiği gözden kaçırılarak edinilmiş mal olarak değerlendirilip mal rejiminin tasfiyesinde gözönünde bulundurulması, artık değer kabul edilerek hesaplama yapılması ve yazılı şekilde davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’nın 428. maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nın 388/4. ( HMK m. 297/ç ) ve HUMK’nın 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında Avukat marifetiyle temsil olunan davalı Selin’e verilmesine, 501,25 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 01.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C. YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E. 2014/3702 K. 2014/13956
T. 1.7.2014

Yorum bırakın

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313