Önalım Hakkını Kullanmayı Önlemek İçin Trampa Yapılması

Dosya içeriği ve belgelerden;

  • davacıların dava konusu 127 parsel sayılı taşınmazda paydaş oldukları,
  • davalı B. K. tarafından 15.5.2006 tarihinde 127 parseldeki 1245/34800 payın F. A.’dan 13.000 YTL bedelle satın alındığı;
  • 28.7.2006 gün, 12106 nolu akitle saat 14.45’te B. K.’nin bu payını vekili M. T. aracılığı ile davalı A. Y.’ye ait 27521 ada 1 parseldeki 29/7435 pay ile trampa ettiği;
  • aynı gün saat 15.06’da 28.7.2006 gün, 12112 nolu akitle Karakusunlar Mahallesi’nde bulunan 27521 ada 1 nolu parselin 29/7435 payını B. K.’nin, vekili M. T. aracılığı ile 2.200 YTL bedelle T. 03.04.2013 Özgeç’e sattığı,
  • davalı A. Y.’nin bundan sonra 127 parsel sayılı taşınmazda; 8.6.2007 gün, 9974 nolu akitle S. E.’ye ait 1242 /34800 payı 9.000 YTL bedelle ; 26.10.2007 gün, 19111 nolu akitle M. M. adına kayıtlı 1230/ 34800 payı 21.500 YTL bedelle; 28.11.2007 gün, 21545 nolu akitle 617/34800 payı Y. S.’den 11.008,92 YTL bedelle; 616/34800 payı S. S.’den 10 991,08 YTL bedelle ; son olarakta 14.1.2008 gün, 639 nolu akitle davalı Ç. P.’nin 83/2320 payını 70 000 YTL bedelle satın aldığı ve
  • taşınmazda toplam 416/2320 payının bulunduğu,
  • 14.11.2007 tarihinde de ortaklığın giderilmesi davası açtığı anlaşılmaktadır.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 732.maddesi uyarınca, önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü şahsa satılması halinde, diğer paydaşa o payı öncelikle satın alma hakkını verir.

Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve o payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. gayrimenkul davasına bakan avukatlar

Paydaşın paydaşa satış yapması halinde ise önalım hakkı kullanılamaz. Ayrıca satış dışındaki işlemlerde de önalım hakkı doğmaz.

Ne var ki, satış dışındaki pay edinimlerinde muvazaa iddiası ileri sürülebilir. İşlemin tarafı olmayan paydaşlar bu iddiayı her türlü delille kanıtlayabilirler.

Davacılar, davalı A.’nın baştan beri taşınmazın tamamına malik olabilmek amacıyla davalı B. el ve işbirliği içerisinde hareket ederek pay aldığını, gerçekte satın almasına rağmen önalım hakkını kullanmalarını önlemek için muvazaalı olarak işlemi trampa olarak gösterdiğini ileri sürmüşlerdir.

Dava konusu taşınmazda öncelikle dava dışı F. A., 3.şahıs konumunda olan davalı B.’ye diğer paydaşlara usulüne uygun bir bildirim yapmaksızın 15.05.2006 tarihinde 13.000 YTL bedelle pay satmıştır.

B. K. Ankara Lodumlu ( Beytepe Köyü ) Köyü ( Çayyolu’nda ) bulunan 415 m2 miktarlı 8.500 YTL bedel gösterilen bu payı kısa bir süre sonra 28.07.2006 tarihinde vekili M. T. aracılığı ile saat 14.45 itibariyle davalı A.’ya ait Karakusunlar mevkiindeki 27521 ada 1 nolu parseldeki 29 m2 imar planında ilkokul alanı olarak ayrılan ve akitte 2200 YTL bedel gösterilen paylı mülkiyete tabi bir taşınmazla trampa etmiş, trampaya konu yeri de aynı gün saat 15.06’da vekili aracılığı ile T. 03.04.2013Özgeç adlı kişiye satmıştır.

Alınan bilirkişi raporunda trampaya konu 127 nolu parseldeki 415 m2 taşınmazın değerinin işlem tarihinde 51.875 TL; 1 nolu parselin trampaya konu 29 m2 olan kısmının değerinin ise 17.400 TL edeceği belirtilmiştir.

Görüldüğü üzere trampaya konu taşınmazlar hem mevkii, hem miktar, hem de değer itibariyle denk değildir.

Davalı B. tarafından trampada karşılık olarak alınan yer imar planında ilkokul alanı olup, başkaca paydaşları da bulunmaktadır. Taşınmaz satılıp parası alınabilecekken, bu çeşit bir trampa yoluna gidilmesi hayatın olağan akışına uygun düşmez.

Davalı A. trampa yolu ile pay edindikten sonra taşınmazda diğer bir kısım payları da satın alarak, sonuçta 413/2320 payın sahibi olmuştur.

Somut olayda; satış olarak yapılacak bir işlemin trampa olarak gerçekleştirildiği ve trampaya konu taşınmazın trampa işleminden 21 dakika sonra müşteri bulunarak satılması trampanın gerçek olmayıp muvazaalı olduğunu göstermektedir.

Ayrıca trampaya konu taşınmazların bedelleri arasındaki oransızlık, davalının trampadan sonra başka paylar alıp, daha sonra ortaklığın giderilmesi davası açması da bu hususu doğrular niteliktedir.

Öte yandan, dinlenen davacı yan tanıkları, taşınmazın bir kısım paydaşlarının paylarını satmaları için doğrudan veya dolaylı olarak maliklerin rahatsız edilip, payların satışı konusunda manevi baskı altında tutulduklarını bildirmişlerdir. Tanık beyanları da taşınmazdaki payların davalı A. tarafından toplandığını göstermektedir.

Gerçekte satış olan işlemin sırf diğer paydaşların önalım hakkını kullanmalarının engellenilmesi için trampa olarak gösterilmesi halinde kanunun dolanılması söz konusu olur ki, bu hususu kanun korumaz.

Öyle ise, yerel mahkeme direnme kararı gerekçesinde de belirtildiği üzere, davalı A. tarafından, taşınmazda trampa yolu ile pay edinimi muvazaalı olup, gerçekte satış işlemi ile pay edindiği ve davacı yan yönünden önalım hakkının var olduğu kabul edilmelidir.

Yerel mahkemenin direnme kararı bu yöne ilişkin olarak yerindedir. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2012/6-858 K. 2013/427 T. 3.4.2013