Sık Sık Trafik Kazası Yapan İşçi

T.C. YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ E. 2007/35818 K. 2008/11433
T. 5.5.2008
• FESHİN GEÇERSİZLİĞİ VE İŞE İADE DAVASI ( Sık Sık Kusurlu Davranışı İle Trafik Kazası Yaptığı Anlaşılan Davacının İşindeki Yetersizliği Fesih İçin Geçerli Neden Teşkil Edeceği )
• İŞÇİNİN YETERSİZLİĞİNDEN KAYNAKLANAN GEÇERLİ FESİH ( Feshin Geçersizliği ve İşe İade Davası – Sık Sık Kusurlu Davranışı İle Trafik Kazası Yaptığı Anlaşılan Davacının İşindeki Yetersizliği Fesih İçin Geçerli Neden Teşkil Edeceği )
• KUSUR ( Feshin Geçersizliği ve İşe İade Davası – Sık Sık Kusurlu Davranışı İle Trafik Kazası Yaptığı Anlaşılan Davacının İşindeki Yetersizliği Fesih İçin Geçerli Neden Teşkil Edeceği/Hasar Bedelinin Düşük Olmasının Sonuca Etkili Olmadığı )
4857/m.18, 21
ÖZET : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Şoför olarak çalışan davacının 8 defa trafik kazası yaptığı ve çoğunlukla kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Sık sık kusurlu davranışı ile trafik kazası yaptığı anlaşılan davacının işindeki yetersizliği fesih için geçerli neden teşkil eder. Kaza adedinin fazlalığı ve davacının kusuru aynı zamanda yetersizlikle ilgili olup, hasar bedelinin düşük olması sonuca etkili değildir.

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı EGO avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi S.Göktaş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18’nci maddesinin 1. fıkrasına göre, işveren, iş sözleşmesini işçinin davranışlarından kaynaklanan nedenlerle geçerli olarak feshedebilir. İş Kanunu’nun gerekçesinde hangi hallerin işçinin yetersizliği nedeniyle geçerli fesih hakkı bahşedeceği örnek kabilinden sayılmış olup bunlar; ortalama olarak benzer işi görenlerden daha az verimli çalışma; gösterdiği niteliklerden beklenenden daha düşük performansa sahip olma, işe yoğunlaşmasının giderek azalması; işe yatkın olmama; öğrenme ve kendini yetiştirme yetersizliği; sık sık hastalanma; çalışamaz duruma getirmemekle birlikte işini gerektiği şekilde yapmasını devamlı olarak etkileyen hastalık, uyum yetersizliği, işyerinden kaynaklanan sebeplerle yapılacak fesihlerde emeklilik yaşına gelmiş olma hallerdir.

İşçinin yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerin iş sözleşmesinin geçerli feshi imkânını bahşetmesi için, işçinin kişisel yetenek ve özellikleri itibariyle, fesih anında iş sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülükleri tamamen veya kısmen ifa edemeyecek durumda olması şarttır ( Von Hoyningen-Huesslene, G./Linck, R., §1 KSchG Rdnr. 176 sh.165; Mues, W.M./Eisenbeis, E./Legerlotz, C./Laber, J., Kündigungsrecht, Teil 3 Rz. 4, sh.606 ). İşçinin yetersizliğinin, işletmenin normal işleyişinde somut olarak aksaklık ve bozulmalara sebebiyet vermesi ve işçinin yetersizliğinin doğurduğu üretim aksaklığının ilave masrafı doğurmayan tedbirlerle giderilemez olması gerekir. İş sözleşmesinin işçinin fiziki ve mesleki yetersizliği nedeniyle geçerli bir şekilde feshedilebilmesi için, onun iş edimini yerine getirmesi bakımından sahip olması zorunlu olan mesleki ve fiziki özelliklerindeki eksiklik ve yoksunluğun iş sözleşmesinin feshi anında mevcut olması ve onun iş ediminin usulüne uygun bir şekilde ifası için kısa sürede doktor, terapist, psikolog, antrenör vs.nin yardımıyla bu özelliklere yeniden kavuşabilmesinin mümkün görülmemesi gerekir.

İşverenin iş ilişkisini sona erdirmek işçinin çalışmaya devam etmek yönündeki menfaatlerin tartılmasında işverenin menfaatleri işçininkine oranla daha ağır basmalıdır. Bu hususta genel bir ölçü vermek mümkün olmayıp, somut olayın özellikleri dikkate alınarak inceleme yapılmalıdır. İşçinin kabileyet ve uygunluğunda azalmanın kaynağı bizzat ilişkisi ise, örneğin meslek hastalığına veya iş kazasına dayanıyorsa, bu hususlar işçi lehine dikkate alınmalıdır. Buna göre, işçinin hastalığı işyerinden kaynaklanmışsa, bu olgu işçi lehine dikkate alınmalıdır. Bu bağlamda, işçinin meslek hastalığının işverenin işyerinde gerekli koruma ve iş güvenliği tedbirleri almamasından kaynaklanması halinde, iş sözleşmesinin feshinin geçerliliğinin incelenmesinde katı davranılmalıdır. İş kazasına işverenin ya da işçinin kusuru ile mi sebebiyet verildiği hususları da incelenmelidir. İşyerinde işe devamsızlık oranı da dikkate alınmalıdır.

İşçinin yetersizliğine dayanan fesihlerde, iş edimi işçinin yeteneği gibi kendisinde objektif olarak bulunan hal ve hususiyetlerden dolayı sözleşmeye uygun olarak yerine getirilemezken, işçinin davranışından kaynaklanan fesihte, sözleşmenin ifasında işçinin somut olarak akde aykırı bir davranışı nedeniyle iş edimi yerine getirilememektedir. Başka bir anlatımla, işçinin yetersizliğinden kaynaklanan geçerli fesih sebebinin kabulü için, işçinin verim düşüklüğünün işçinin icra ettiği iş için gerekli olan fiziki veya fikri özellikleri haiz olmamasından kaynaklanmalıdır. Buna karşılık, yaptığı iş için gerekli olan şahsi özelikleri haiz ve mesleki bilgilerle donanımlı; yani mesleki yetenek ve uygunluk açıdan aranan niteliklere sahip olan bir işçinin, daha önce kendisine ihtar edilmiş olmasına rağmen, aynı veya benzer işi görenlerden ortalama olarak daha az verimli çalışmaya devam etmesi, işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih sebebidir.

İş sözleşmesinin feshi birbirinden bağımsız birden çok sebebe dayanıyorsa, iç içe geçmiş sebep söz konusu olmaz. Böyle bir durumda her bir eylem tek olarak geçerli feshin varlığı açısından ayrı ayrı incelenmelidir. Eğer, yapılacak ayrı ayrı incelemeler sonucunda her bir sebep tek başına iş sözleşmesinin feshi için geçerli neden oluşturmuyorsa, ayrık olarak çeşitli sebeplerin bir bütün olarak tarafların menfaatlerinin makul bir şekilde değerlendirilmesiyle birlikte, feshin doğru, makul ve onaylanmaya değer olup olmadığının incelenmesi yapılmalıdır.

İşçinin mesleki yetersizliği açısından geçerli fesih nedeninin oluşabilmesi için sözleşme ile üstlenilen iş ediminin usulüne uygun ifası için gerekli olan mesleki kabiliyet ve uygunluğun iş sözleşmesinin feshedildiği anda işçide kısmen veya tamamen mevcut olmaması gerekir. Bu suretle iş sözleşmesinde tarafların edim mübadele ilişkisinin önemli ölçüde işveren aleyhine bozulması gerekir. Mesleki uygunluk yokluğu, soyut olarak ele alınmalı, somut iş ilişkisine ve bununla bağlantılı borçlanılan iş edimiyle ilişkilendirilerek değerlendirilmelidir ( Mues, W.M./Eisenbeis, E./Legerlotz, C./Laber, J., Kündigungsrecht, Teil 3 Rz. 86, sh.630 ). İşyerinde çalışma metodunun değiştirilmesi nedeniyle, işçinin, yeni mesleki eğitim alması imkânı sağlanmasına rağmen, borçlanılan iş ediminin ifası için gerekli olan mesleki bilgiyi kısa sürede kazanabilecek durumda olmaması halinde de, mesleki açıdan uygunluğun olmadığı kabul edilir.

Somut olayda, şoför olarak çalışan davacının 8.4.2005–16.8.2006 tarihleri arasında 8 defa trafik kazası yaptığı ve çoğunlukla kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Sık sık kusurlu davranışı ile trafik kazası yaptığı anlaşılan davacının işindeki yetersizliği fesih için geçerli neden teşkil eder. Kaza adedinin fazlalığı ve davacının kusuru aynı zamanda yetersizlikle ilgili olup, hasar bedelinin düşük olması sonuca etkili değildir. Davalı işverence iş sözleşmesi geçerli nedenle feshedilmiş olduğundan, davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olmuştur.

Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunun 20.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle;

1. Ankara 3. İş Mahkemesinin 19.7.2007 gün ve 562-465 sayılı kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,

2. Davalı BUGSAŞ hakkında açılan davanın husumet yönünden reddine,

3. Davalı EGO hakkında açılan davanın esastan reddine,

4. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

5. Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı ( 294.50 ) YTL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

6. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 500.- YTL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

7. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak, 05.05.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Yorum bırakın