Aldatmayı İspat Edeyim Derken Sanık Olmayın

İnsanoğlunun birlikte yaşamak için bu denli çok, bu denli karışık ve birbiriyle çelişik kanuna ihtiyaç duyması çok garip değil mi? TBMM’nin sitesinden baktım, en son 2016 yılının Ağustos ayına kadar çalışan meclis tamı tamına 6745 numarasına kadar kanun çıkarmış. Kanun yapılıyor, kanunu değiştiren bir kanun, sonrasında yanlış yapıldığı anlaşılıyor ve kanunu değiştiren kanunu değiştiren bir kanun çıkarılıyor. Sonrasında aslında ilk yapılan kanunun daha mantıklı olduğu düşünülüp bir kanun daha çıkarılmışken onaylanan uluslararası bir sözleşmeye uyum sağlamak için yeni bir kanunla son yapılan değişiklik de değiştiriliyor.

Cicero’nun tam da bu durumumuza uygun düşen bir sözü yaklaşık 2bin yıl kadar önce söylemiş olması da işin daha da trajik olan yanı belki de: “Summum ius summa injuria – Ne kadar çok kanun,o kadar az adalet”

Eşiniz sizi aldatıyor ve bir şekilde bunu ispatlamanız gerekiyor. Ne yaparsınız? Dava açtığınızda henüz kimsenin kusurunu kabul ettiğini görmedim. O da inkar edecek hatta sizi en hafifi iftiracıdan başlayan sözlerle vuracak.

İspat için peşine düşüyorsunuz, bir şekilde birlikte olduğu kişiyle görüntülüyorsunuz. Fotoğraflarını, video kayıtlarını CD ile boşanma davası dosyanıza sunuyorsunuz. Hoopp! 3 ay sonra karakoldan çağrılıyorsunuz, hakkınızda eşinizin özel hayatını ihlal ettiğiniz iddiasıyla asliye ceza mahkemesinde dava açılmış.

Aldatılan eş olarak saatlerce adliye koridorlarında duruşmayı bekledikten sonra, başınız önünüze eğik, hakim cezayı açıklarken boynunda varsa indirim yapıyormuş diye duyduğunuz kravatınızı düzeltip ceketinizin en üst dahil tüm düğmelerini ilikleyip tam kürsünün karşısındaki tahta parmaklıklı bölgeye yanaşıyorsunuz.

Ceza da alıyorsunuz, ancak neyse ki yargıtay bazı durumlarda bu cezayı bozuyor:

“kendisine gönderilen isimsiz bir ihbar mektubunu okuduktan sonra resmi nikahlı eşi olan katılan …’nin sadakatinden kuşkulanmaya başlayan ve aldatıldığını düşünen sanık …’in, katılanla fiilen beraber yaşadıkları dönemde, onu gizlice takip ederek, katılanın bir başka erkekle buluştuğu ana ilişkin görüntülerinin ve katılana ait telefonda kayıtlı, “Ne oldu canım sana. Acı günde tatlı günde her zaman”, “Ay ben yerim senin inşaatlarını, çok güzel çok butikler… bana ne zaman ev yapıcaksın canımm… pembe ve turkuvaz panjur isterim… veranda ve küçük bir bahçe de isterim:) ama sensiz olmaz… sensiz saray olsa istemem…” biçimindeki katılanın tarafı olduğu mesajların fotoğraflarını çekip, bu fotoğrafları, zina hukuksal nedenine dayalı olarak açtığı boşanma davasına vekili aracılığıyla sunduğu olayda,
Katılana ait görüntüleri ve haberleşme içeriklerini, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, kendisine ve aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırı altında ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlayıp, daha sonra açtığı boşanma davasına sunarak, aile içi geçimsizliğin kaynağının, katılanın güven sarsıcı olumsuz tutum ve davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığı kabul edilemeyeceğinden, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle sanığın CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerekirken” YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2015/13048 Karar Numarası: 2017/1992 Karar Tarihi: 15.03.2017

Yargıtay’ın 12. Ceza Dairesi böyle düşünürken dosyanızın incelemesi 3. Hukuk Dairesi tarafından yapılıyorsa bu sefer hukuk ilkeleri aleyhinize çalışmaya başlıyor ama:

Somut olayda, toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesinden; nafaka alacaklısı olan davalının, tanık olarak dinlenen şarkıcı …’a ait şarkının klip çekimi nedeniyle E. K. isimli oyuncu ile birlikte yer aldığı çekim görüntülerinin, (klibin yayınlanmasından vazgeçilmesi üzerine) davacı nafaka yükümlüsü tarafından hukuka aykırı olarak elde edildiği sabittir.

Diğer taraftan, hukuka aykırı olarak elde edilen klip görüntülerinin, paylaşımlarının yapıldığı sosyal medya hesaplarının kendisine ait olduğu hususu da davalı tarafından kabul edilmediği gibi, davacı taraf sosyal medya hesaplarının (Facebook/WhatsApp) ve bu hesaplardaki paylaşımlarında davalı tarafından yapıldığı hususunu da ispatlayamamıştır.

Ayrıca, sosyal medya hesaplarında yapılan paylaşımların, ancak hesabın sahibi veya aynı paylaşım ortamında (facebook/WhatsApp) bulunan kişilerce delil olarak kullanımının mümkün olduğu düşünülebilecektir. Diğer bir anlatımla, sahte profil oluşturup paylaşımlarda bulunmak veya kişi profillerinde hesap sahibinin bilgisi, muvafakatı ve izni olmaksızın yapılan paylaşımların delil olarak sunulması halinde, bunların 6100 Sayılı HMK’nun 189/2. maddesi kapsamında hukuka aykırı delil kabul edilmesi gerekir.
Hal böyle olunca, mahkemece; davacı nafaka yükümlüsü tarafından sunulan delillerin bir bölümünün hukuka aykırı olarak elde edilmiş olduğu, diğer delillerin ise hukuka aykırı bir şekilde yaratılmış olduğu gözetilerek, dosya kapsamındaki diğer delillerle de ispat edilemeyen nafakanın kaldırılması davasının reddine karar verilmesi gerekirken,” YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2016/14742 Karar Numarası: 2017/2577 Karar Tarihi: 07.03.2017

Evet, görüldüğü üzere yargıtayın bir dairesine göre hukuka aykırı olmayan fiiller diğer dairesinde hukuka aykırı kabul edilebiliyor. Aynı delil nedeniyle bir dava lehinize diğeri aleyhinize bitebiliyor.

Ne demişti Çiçero 2 bin küsür yıl önce? Summum ius summa injuria 😉

 

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313