Torunla Kişisel İlişki Kurulması Davası

Boşanma davalarında bilindiği üzere, müşterek çocukların velayeti ana-babadan birine bırakılmaktadır. Velayetin bir tarafa bırakılması nedeniyle diğer tarafın ana-babası (müşterek çocukların büyükanne – büyükbabası) torunlarını görmek istemekte ancak bazı durumlarda buna imkan bulamamakta veya bu istekleri engellenmektedir.

Bu nedenle torunu ile kişisel ilişki kurmak isteyen büyükanne/büyükbabanın da dava açmak ve kişisel ilişki kurma haklarını hüküm altına aldırmak haklarının bulunduğu kabul edilmektedir.

Torunuyla kişisel ilişki kurmak isteyen bir büyükbabanın açtığı davada mahkeme, davalıya tanık listesini sunması için iki haftalık kesin süre vermiş, bu iki haftalık süre içinde davalı tanık listesini sunmuş ve tanık masraflarını da yatırmıştır.

Ancak davalının tanıkları duruşma günü, tebligata rağmen duruşmaya katılmamışlardır. Mahkeme, bunun üzerine iddiaların tanıkla ispat edilemeyeceği gerekçesi ile tebligata rağmen gelmeyen tanıkların dinlenilmesinden vazgeçmiş ve davanın esasına etkili olmayacağına da karar vererek sosyal hizmet uzmanından rapor alınmadan hüküm kurmuştur.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, önüne gelen dosyada (E. 2013/25241 K. 2014/6786 T. 25.3.2014) , davacı ile torunu arasında kişisel ilişki kurulması talebine ilişkin koşulların varlığını tespit yönünden davalı tanıkları dinlenilip, uzman raporu alınarak sonucu itibarıyla bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görmemiş ve yerel mahkemenin kararını bozmuştur.

Yorum bırakın

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313