TRAFİK KAZASI NEDENİYLE YARALANMA

T.C. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/9715 K. 2010/2133 T. 2.3.2010

DAVA : Davacı E. Ç. vekili Avukat tarafından, davalı A.K. ve diğeri aleyhine 12/09/2006 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/12/2008 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı ve duruşmasız olarak da davalı D. Holding A.Ş vekilleri taraflarından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 02/03/2010 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı mirasçılardan asil Nuri Ç. ve vekili Avukat ile karşı taraf davalılardan D. Holding A.Ş vekili Avukat ve davalı  vekili Avukat geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2- Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; a ) Dava, trafik kazası nedeniyle yaralanmadan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davacı ile davalılardan D. Holding A.Ş tarafından temyiz olunmuştur.

Sağlık ocağında doktor olarak çalışan davacı, davalılardan Abdullah Emre K.’nın sürücüsü olduğu diğer davalı D. Holding A.Ş’ye ait araçta yolcu olarak bulunduğu sırada meydana gelen trafik kazası nedeniyle yaralandığını belirterek, uğradığı zararın ödetilmesini istemiştir.

Davalılar ise, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.

Yerel mahkemece, sürekli iş göremezliği bulunan davacının bakım gereksiniminin, günün 1/3’ü oranına karşılık gelen sürede karşılanabileceği gerekçesiyle, asgari ücretin 1/3’ü üzerinden hesaplanan bakıcı giderinin kabulüne karar verilmiştir.

Adli Tıp Kurumu’ndan alınan rapora göre meslekte kazanma gücünden işaretle %100 oranda kaybetmiş sayılacak biçiminde yaralanan davacı, davalıların bakıcı giderlerinden de sorumlu tutulmalarını istemiştir. Davacının; %100 oranda sürekli iş göremez kalacak biçimde yaralanmış olması tedavi süreci ve somut olayın özellikleri gözetildiğinde davacının bakıcı giderlerinin asgari ücretin tümü üzerinden hesaplanması gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, asgari ücretin 1/3’ü üzerinden hesaplanan bakıcı giderinin kabul edilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

b ) Borçlar Yasası’nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi ( fonksiyonu ) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum ( tatmin ) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Karan’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel ( objektif ) ölçülere göre uygun ( isabetli ) bir biçimde göstermelidir.

Dava konusu olayda davalı yanın tam kusurlu bulunması, davacının sürekli iş göremezlik oranı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına takdir edilen manevi tazminat tutarı azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere karar bozulmalıdır.

3- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;

a )Dava konusu olayda yaralanan davacının, eldeki davada karar verildikten sonra, 05.11.2009 günü yaşamını yitirdiği anlaşılmaktadır. Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda ise davacının daha uzun süre yaşayacağı varsayılarak, sürekli iş göremezlik zararı ve bakıcı gideri hesaplanmıştır. Davacı, 05.11.2009 günü yaşamını yitirdiğine göre, sürekli iş göremezlik zararı ile bakıcı giderinin, davacının yaşamını yitirdiği güne kadar geçen süreye göre hesaplanması gerekir.

Yerel mahkemece, olay gününden davacının yaşamını yitirdiği güne kadar geçen süre yönünden hesaplanacak sürekli iş göremezlik zararı ile bakıcı giderinin ödetilmesine karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.

b )Yerel mahkemece benimsenen 16.07.2008 günlü raporda, tazminat tutarları tazminat hesabının yapıldığı gündeki verilere göre hazırlanmış ve davalı yana ait araç sigortası tarafından 03.08.2005 günü davacıya yapılan ödeme tutarı, güncelleştirilmeden hesaplanan tazminat tutarından indirilmiştir.

Sigorta şirketi tarafından verilen parayı tazminat hesabının yapıldığı günden yaklaşık üç yıl önce alan davacı, bu paranın tazminat hesabının yapıldığı güne kadar işleyen yasal faizi kadar kazanım sağlamış olacağından, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin, tazminat hesabının yapıldığı güne kadar geçen süreye ilişkin yasal faizinin güncelleştirilip belirlenerek, sigorta şirketinin ödediği tutar ile birlikte hesaplanan tazminattan indirilmesi gerekir.

Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, sigorta şirketi tarafından ödenen tutarın güncelleştirilmeden indirilmiş olması ayrı bir bozma nedenidir.avukat, avukat ankara

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda ( 2/a ve b ) sayılı bentte gösterilen denlerle davacı yararına; ( 3/a ve b ) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalılardan D. Holding A.Ş yararına BOZULMASINA; tarafların öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve temyiz eden davacı yararına takdir olunan 750,00 TL duruşma avukatlık ücretinin de davalılara ve temyiz eden davalılar yararına takdir olunan 750,00 TL duruşma Avukatlık Ücretinin de davacıya yükletilmesine ve taraflardan peşin alınan harçların istek halinde geri verilmesine, 02.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.

Yorum bırakın

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313