Usulsüz Fesih Nedeniyle İşçi ve İşverenin Maddi-Manevi Tazminat Hakkı

Usulsüz fesih nedeniyle işçi ve işveren lehine ihbar tazminatından başka maddi ve / veya manevi tazminat hakkı da doğabilir. 1475 sayılı Eski İş Kanunu’nun 13. maddesinin son fıkrasında ” tarafların ayrıca tazminat isteme hakkı saklıdır” hükmü de bulunuyordu. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesinde ise bu hükme yer verilmemiştir. Buna karşın yasada bu hükmün yer almamasına rağmen doktrinde, işçi ve işverenin usulsüz fesih nedeniyle uğradıkları zararlarını koşulları varsa genel hükümlere göre talep etmelerine engel oluşturmayacağı kabul edilmektedir.

Usulsüz fesih nedeniyle işçi ve işverenin maddi tazminat talep edebilmeleri için uğradıkları zararın ihbar tazminatı tutarından fazla olması gerekir. İhbar tazminatı götürü bir tazminat olarak hesaplanmakta, bu nedenle taraflar zararlarını ispat etmekle yükümlü tutulmamaktadır. Öyle ki ihbar tazminatını taraflar hiç bir zararları olmasa dahi talep edebilirler.

İşçi ve işveren usulsüz fesihten doğan zararı genellikle ihbar tazminatı ile karşılandığından maddi tazminat ödenmesi istisnai durumlarda ortaya çıkmaktadır. Ancak, işçinin yeni iş bulamamasına işverenin davranışı neden olmadıkça, bildirim süresini aşan bir süre geçtiği halde henüz iş bulamamış olması, işçiye boşta geçen süreler için maddi tazminat talep etme hakkı vermez. Buna karşın, usulsüz fesih karşı tarafın kişilik haklarını ihlal etmiş, iş akdini fesheden taraf karşı tarafın onurunu veya mesleki itibarını zedelemişse manevi tazminat da talep edilebilir. Bu hükme göre manevi tazminat hakkının doğumu için genel hükümlere başvurulur.

Yorum bırakın

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313