Mobbing Nedir? Mobbinge Karşı Yasal Haklarımız Nelerdir?

İşçinin işyerinde Korunmasına Dair Hukuki Düzenleme

11.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “İşçinin kişiliğinin korunması” başlıklı 417.maddesi psikolojik taciz olarak Türkçeleştirilebilecek “mobbing” kavramını düzenlemektedir.

TBK madde 417: 

“İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.

İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür.

İşverenin yukarıdaki hükümler dâhil, kanuna ve sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlüğünün zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabidir.”

Mobbing Nedir ?

İşyerinde uygulanan psikolojik taciz olarak kısaca tarif edilen mobbing , genelde küçük düşürme , azarlama , işyerinde kişiyi yalnız bırakma, şirket aktivitelerine çağırmama, dedikodusunu çıkarma, kişiye seviyesinin çok üstünde ya da altında işler yükleme gibi şekillerde karşımıza çıkıyor. Mobbing’deki asıl amaç ise çalışanı yıldırarak işten ayrılmasını sağlamak.Bu fiiller, çalışan işten ayrılıncaya kadar sistemli bir şekilde devam ediyor. Mobbing ile , işyerinde çalışanlar arasında meydana gelebilecek sürtüşmelerin, ani öfke patlamalarının, gerginliklerin arasındaki fark da mobbingin sistemli ve planlı bir şekilde yapılıyor olması.

Mobbing Kimleri İlgilendiriyor ?

Mobbingin en çok görüldüğü sektörler ise finans,eğitim, sağlık,iletişim ve ordu olarak sıralanıyor. Performans üzerinden ve parça başı üretim yapılan işletmelerde de mobbinge sıkça rastlanıyor.  Mobbing , henüz yasaya bağlanmadığı için, psikolojik tacize uğrayanlar, genelde tazminat , hakaret, taciz davası açarak hukuki mücadele veriyorlar.

Covid Aşısı Olmak Zorunlu mudur?

Öncelikle aşı olmanın zorunlu tutulup tutulmayacağından yola çıkarak inceleme yapmamız gerekir. Tıbbi müdahalelerle ilgili düzenleme Anayasa’mızın 17. maddesinde şu şekilde belirtilmiştir:

“Madde 17 – Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz.”

Bu Anayasa hükmü çerçevesinde, ancak tıbbi zorunlulukların gerektirmesi durumunda zorunlu bir aşılamadan söz edilebileceği kabul edilmiştir. Tıbbi zorunluluklarla ilgili düzenleme ise 1593 sayılı Hıfzıssıhha Kanunu’nunda düzenleme bulur.

Covid-19 hastalığı bir salgın olarak tanımlanmamıştır; Hıfzıssıhha Kanunu’nda yer almamaktadır, bu nedenle 72. maddesine göre aşı zorunluluğu bugün (14.08.2021) itibariyle yoktur)

1593 sayılı Hıfzıssıhha Kanunu’nun 72. maddesinin 2. numaralı bendine göre “Hastalara veya hastalığa maruz bulunanlara serum veya aşı tatbiki” mümkündür.  Ancak bu serum ya da aşı tatbikinin yapılabilmesi için Kanun’un 57. maddesinde belirtilen bir salgın hastalığın mevcut olması gerekir.

Kanun’un 57. maddesinde şu hastalıklar salgın hastalık olarak sayılmıştır:

“Kolera, veba (Bübon veya zatürree şekli), lekeli humma, karahumma (hummayi tiroidi) daimi surette basil çıkaran mikrop hamilleri dahi – paratifoit humması veya her nevi gıda maddeleri tesemmümatı, çiçek, difteri (Kuşpalazı) – bütün tevkiatı dahi sari beyin humması (İltihabı sahayai dimağii şevkii müstevli), uyku hastalığı (İltihabı dimağii sari), dizanteri (Basilli ve amipli), lohusa humması (Hummai nifası) ruam, kızıl, şarbon, felci tıfli (İltihabı nuhai kuddamii sincabii haddı tifli), kızamık, cüzam (Miskin), hummai racia ve malta humması hastalıkları”

Görüldüğü üzere, Covid 19 hastalığı, 1593 sayılı Kanun’un 57. maddesinde sayılan salgın hastalıklar arasında sayılmamıştır. Bu nedenle Kanun’un 72. maddesi uyarınca zorunlu bir aşılama yapılabilmesi için öncelikle kanuni bir düzenleme yapılması şarttır. Bu kanuni düzenleme yapılmasından önce zorunlu olarak aşı yapılamaz.

İşveren Aşı Olmayı Zorunlu Tutabilir mi?

İşveren 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesine göre aşağıdaki durumlarda işçinin iş akdini haklı olarak feshedebilir:

“I- Sağlık sebepleri: a) İşçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa yakalanması veya engelli hâle gelmesi durumunda, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla sürmesi.

b) İşçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulunca saptanması durumunda.”

Görüldüğü gibi işverenin aşı olmayı tercih etmeyen bir çalışanın iş akdini feshetmesi ancak belli koşulların gerçekleşmesi ile mümkündür.

İşveren, işçinin 3 günden fazla süren hastalığının aşı olmayı tercih etmemesinden kaynaklandığını ispat etmek zorundadır. Ancak, Sayın Sağlık Bakanı’nın 11 Ağustos 2021 tarihinde yaptığı açıklamaya göre yapılan covid aşılarının etkileri sönümlenmekte ve en az iki doz mRNA (Biontech) aşıları ile 2 doz inaktif (Sinovac) ve 1 doz mRNA aşıları olmayanların “kendilerini aşı yaptırmış kabul etmemeleri gerektiğini” twitter hesabından açıklamıştır.

Buna göre, aşıların antikor üretme etkileri de maalesef sönümlenmekte ve bugün için 3 doz dahi tavsiye edilmektedir.

Yine birçok kişi 2 doz Biontech aşısı yaptırmış olmalarına karşın pozitif olduklarını açıklamaktadır.

Aşı olmanın bulaşmayı, bulaştırmayı engellemediği sadece hastalığın ağır geçirilmesini engellediği açıklamalarına göre, aşı olmayı tercih etmeyen bir işçinin sırf bu nedenle iş akdinin feshedilemeyeceği ortadadır. İşçinin hastalığı kendi bağışıklık sistemi ile atlatabilmesine güvenme hakkı bulunmaktadır.

Tekraren belirtelim: Bulaşma ve hastalanma yönünden aşılı-aşısız ayrımı bulunmamaktadır. Hastalığın ağır geçirilmesi ise bilinmezlik içerdiğinden şirket bu konuda tasarruf yetkisine sahip değildir.

İşveren PCR Testini Zorunlu Tutabilir mi?

Bir işçiden iki günde bir ya da haftalık olarak PCR testi istenmesi mümkün değildir. Böyle bir testin istenebilmesi için işçinin hastalık şüphesi içinde olması gerekir.

Eğer aşılı ya da aşısız işçi, bir covidli ile temas etmişse, halsizliği varsa, ateşi çıkmışsa, titreme nöbeti geçiriyorsa, bu durumda kendisinden hasta olup olmadığının teşhisinin konulabilmesi, tedavisinin yapılabilmesi için test istenebilir.

Bunun dışında, sürekli bir biçimde test istenmesi mümkün değildir. Yine aşılı kişilerin de antikor üretiminin sönümlenmesi, hastalığın kendilerine bulaşması ve başkasına bulaştırmaları söz konusu olabildiğinden sadece aşısızlardan test istenmesi de ayrımcılık sayılır.

İş Kanunu 5. madde, işyerinde eşitlik ilkesini benimsemiş ve ayrımcılık yapılmasını yasaklamıştır:

“İş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamaz.”

Mobbinge Uğrayan İşçinin Hakları Nelerdir?

İşyerinde psikolojik ve cinsel tacize uğrayan, kendisine aşı olmasına yönelik baskı yapılan, kısa aralıklarla PCR testine zorlanan çalışan mobbing nedeniyle doğan haklarını kullanabilir.

Mobinge uğradığını düşünen işçi, ihbar süresi vermeden iş akdini feshederek kıdem tazminatı ile varsa diğer işçilik alacaklarının yanında manevi tazminat da talep edebilir.

Manevi tazminat miktarları; mobingin ağırlığına göre belirlenmekte ve genelde 5.000 – 10.000 TL arasında belirlenmektedir.

Eğer, uğranılan mobbing nedeniyle işçide “korku, yılgınlık, uykusuzluk, depresyon, kaygı, ağlama krizleri, unutkanlık, alınganlık, suskunluk ve hareketsiz kalma, yaşamdan zevk almama” ortaya çıkmışsa Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesi kapsamında değerlendirilerek işverene ceza verilebilir.

Zira maddede “algılama yeteneğinin bozulmasına neden olma” da suç sayılmıştır.

“Madde 86- (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Huzur ve barış dolu günler dilerim

8 thoughts on “Mobbing Nedir? Mobbinge Karşı Yasal Haklarımız Nelerdir?”

  1. Yasin bey haddim olmayarak bir durumu belirtmek isterim. 57 madde de covid 19 adı bulunmaması hukuki açıdan önemsenmez bence benzeri hastalıkları kıyasla salgın kararı verecektir hakim. Birde bu çalışma faz 3 çalışması olması sebebi ile deney hükmündedir. Bu açıdan değerlendirilmesi daha uygun olur. Yanlış hatırlamıyorsam tıbbi deneyler ile ilgili uzun uzadıya bir kanun vardı. Saygılarımla…

  2. Benim sorum mobbingle ilgili olacak Ben ismini vermiyim bir devlet hastanesi acil servisinde hekim olarak calısmaktayım.Bu temmuz ayının basında 3 günlük istirahat raporu aldım raporlu oldugum dönem icerisinde 1 adet nöbetim vardı ve nöbetin tarihi degistirildi ve ben bu nöbeti tuttum ancak raporu aile hekiminden aldıgım icin raporum saglık kuruluna gönderildi ve kurul günü olmamasına ragmen sadece benim icin saglık kurulu toplandı ve bu 3 günlük istirahat icin hakkımda sorusturma acıldı,ifadem alındı sorusturma halen devam etmekte…Ayın 2 sindeki nöbetim ayın4 üne kaydırıldı ve ben ayın 5 indede nöbetciydim yasal olmamasına ragmen 48 saat kesintisiz nöbet tutmak zorunda bırakıldım.Bu konu hakkında hakkımı nasıl arayabilirim,bu durum mobbing kavramına girmekte midir,evet ise yaptırımı nedir??Simdiden tesekkürler…

  3. merhaba…
    yasa yeni çıkıyor sanırım. ben 11 yıldır bu konuda mücadele ediyorum. 2 kez işten atıldım. defalarca olumsuz sicil aldım… halen çalışmaya inatla devam ediyorum. kurumun başındaki şahıs 12 haziran seçimlerinde aday olmak için istifa etti. bu yıllar zarfında yaşadıklarım sebebiyle maddi manevi yıprandım. acaba yapabileceğim bir şey var mı ? bana yol gösterir misiniz ?

  4. merhaba, bu konu ile ilgili yazılar okudum, seminerler izledim ama şu sorunun yanıtını hala bulamadım…farklı görüşler var!! mobbing davası açma süreci nedir? zaman aşımı varmı? işten çıkarıldığım zaman bu yasa yoktu..ama yaşadıklarım tam bir mobbing uygulaması idi! şimdi dava açabilirmiyim??

    çok teşekürler.

  5. Merhaba, Mobbing Yasası 657 sayılı Devlet memurları için geçerli mi? Ya da tam olarak çıktı mı? Kaç Sayılı kanunla yürürlüğe girdi. Nasıl Ulaşabilirim. İş yerinde okul müdürü tarafından psikolojik baskı uygulanan bir öğetmen bu yasa ile ilgili nereye başvulabilir? Nasıl bir yol izleyebilir? Yardımcı olursanız sevinirim…Teşekkür ederim.

  6. sn. Av. Yasin Bey

    mobbing konusunda benimde başımda bir olay var
    şefimle aramda sorun birgün benim sigortadan randevü almıştım ve o akşam raporun randevü günü tamamlanması gerektiğini söylediğinde sesli biçinde bende randevü aldım dememle başladı o günden sonra bana tavır aldı küçük olmam nedeniyle de özür de diledim ama aramız düzelmedi. konuşmama düzeyine getirdi maille işleri götürüyorduk birgünde bende tablolar istedi maille bende kendi üzerinde çalışacak diye elimdeki çalışmaları gönderdim sonra sesli biçimde bunları dışarı gönderecektik niye düzensiz şeklinde azarladı önceki tavırlarından da birikmiş ve hamileliğim nedeniyle duygusal bir boşalma ile kendi masama vurarak “cocukmu azarlıyorsunuz yeter” diyerek ağlayarak odadan çıktım ve sonrasında doğum iznine çıktım izinde iken zam oranları oldu ben maliyet muhasebesi olmam ve 14 yıllık tecrübemle çoğu işi yapmakta idim ve geçen senede hiç bir işimi aksatmam nedeniyle normal bir oran beklerken şirket ortalamasının yarısında bir zam aldım doğum izninden döndüğümde nedenini sorduğumda şirket böyle öngördü diyip geçtiler beğenmiyorsan evlilik nedeniyle işten çıkma hakkın var dediler. son olarakta benim iş kapasitemin çok altında işler verdiler uzmanlığıma ait işleri izne çıkmadan önce devrettiğim arkadaşta bıraktılar
    bana uygulanan mobbinge uyuyormu şubat sonu evlik nedeniyle işten çıkış hakkım bitiyor ayrılmazsam daha sonra bana baskıları devam edermi sonra tazminatsız çıkmam için zorlarlar mı diye korku oluştu bana akıl verebilir misiniz
    teşekkürler

Yorum bırakın