Kadına babasından kalan mirasta kocanın hakkı

Kadına babasından kalan mirasta kocanın hakkı

anne babadan kalan mirasa eş ortak olur mu, kadına ailesinden kalan mirasta kocanın hakkı, ölen eşin babasından kalan miras, kadının mirası kocaya kalır mı diyanet, evli kadın ölürse mirası kime kalır, kadından kocaya miras kalır mı, mirasta nikah hakkı yüzde kaç, islamda kocası ölen kadının miras hakkı, ankara boşanma avukatı


Anne babadan kalan mirasa eş ortak olur mu

Reşat Nuri Güntekin, bir eserinde “bir babanın çocuklarına bırakabileceği en kıymetli miras temiz bir isimdir der. Elbette babanızın vefatından sonra, eski tanıdıklarla karşılaştığınızda ismini güzellikle anmaları kadar gurur verici bir şey olmaz. Ancak bugüne kadar rahmetli babanın bıraktığı bu güzel şöhrete kıymet verilip sahiplenmek için dava açıldığına şahit olmadım.

Hem eşler hem de mirasçılar arasında en yaygın anlaşmazlıklar, dededen atadan kalan malların paylaşımında çıkıyor nedense. Hatta bazen sağlığında yapılan yapılan paylaştırmalar bile beğenilmiyor, “sulu toprak büyük abime kuru toprak bana kaldı” denilerek kapım aşındırılıyor.

Son zamanlarda buna bir de boşanma aşamasındaki eşler eklendi. Genellikle boşanmayı düşünen kadınların cevabını en çok merak ettiği konu, kocasına babasından kalan mallardan ne kadar pay almaya hakkı olduğu.

Kadına babasından kalan mirasta kocanın hakkı
Kadına babasından kalan mirasta kocanın hakkı

Hatta bazen, eşinin malı olmadığını ancak kayınpederinin bir çok malvarlığı bulunduğu için nafakayı daha yüksek alıp alamayacağını merak edenlerle de karşılaşıyorum.

Kadına ailesinden kalan mirasta kocanın hakkı

Malumunuz olduğu üzere ülkemizde tapu sistemi vatandaşın işlem yapmasından para kazanmak üzerine kurulu. Hem de öyle bir sistem ki satış harcı olarak çok anlamlı harçları tıkır tıkır tahsil ediyorlar. Örneğin 150 bin liralık bir evin satış harcı 6 bin lira tutuyor. Hem alandan hem de satandan ayrı ayrı binde 20 oranında harç alınıyor.

Ancak babanız size bir malını sağlığında bırakmak istese ve sizden doğal olarak bir karşılığını almayı beklemese tapuda satış mı gösterirsiniz yoksa bağış mı?

Bunun cevabı hukuken “bağış gösterilmeli” olsa da pratik hayatta bağış gösterene biraz müstehzi bakışlar atılıyor. Çünkü, tapu dairesi bağış gösterildiğinde binde 68.31 oranında harç alıyor, yani satın aldığınızda ödediğinizin neredeyse 3.5 katı!!!

Eh, eğer sizin de paranız hemen herkes gibi sınırlıysa, doğal olarak aynı işlem için çok daha az harç ödemek için tapuda kendi ana-babanızdan satın almış gibi gösteriyorsunuz.

İşte tam bu noktada çarşı karışıyor: Çünkü ana-babanız dahi olsa tapuda bir gayrimenkulü satın aldığınızı belirttiniz, ana-babanız da “gayrimenkulü sattım, paramı aldım” dedi, imzasını da attı. Hem de devletin resmi memuru önünde!

HMK 200’e göre bunun aksini de yani gerçekte satış değil de bağış yaptığınızı ispatlayamayacağınıza göre:

“Madde 200- (1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.”

Bir resmi evrakın aksini aynı kuvvetteki bir resmi evrakla ispat etmeniz gerekeceği için hiç para vermeden ana-babanızdan aldığınız gayrimenkulü, sırf bir miktar harç parasından tasarruf etmiş olmak için satın almış oldunuz.

Ölen eşin babasından kalan miras

Türk Medeni Kanunu’na göre, eşlerin evlilik birliği içinde satın aldıkları gayrimenkullerin değerinin yarısı kadar diğer eşin hakkı vardır:

“Madde 236- Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar.”

Bu maddelere göre satın almış sayıldığınız ana-babanızdan geçen mallarda eşinizin de yarı oranında hakkı olduğu kabul edilebilir.

Ancak neyse ki yargıtay var da kanunların hatalarını uygulama sırasında düzeltebiliyoruz.

Yargıtay’ın ve Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre, eşlerden birinin anne veya babalarından gelen mallar söz konusu olduğunda; satış gösterilse dahi bu tasarrufi işlem, hayatın olağan akışına göre, fiili karine olarak bağış kabul edilmektedir.

Bu karinenin aksini, yani parasını vererek gerçek anlamda satın alındığını iddia eden eş iddiasını ispatlamakla yükümlüdür.

Kabul edilen bu fiili karine, ispat yükümlülüğü altındaki tarafı değiştirmektedir. Anne yada babadan gelen mala ilişkin tasarrufun bağış değilde gerçek anlamda satış olduğunu iddia eden eş, başta satış bedelinin ödendiğine ilişkin ödeme kayıtları olmak üzere iddiasını güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlamalıdır.

Hadi geçmiş olsun. Siz siz olun, kanunun etrafından dolaşmaya çalışmayın. Yargıtay her zaman bu kadar anlayışlı olmayabilir 😉

 

Yorum bırakın