Bağış Yoluyla Mirastan Mal Kaçırma

Bağış yoluyla mirastan mal kaçırma, bir kişinin hayatta iken mirasçılarına miras bırakabileceği varlıkları başka bir kişiye veya kuruma bağışlamasıdır. Bu şekilde, miras bırakan kişi hayatta iken mal varlığından vazgeçerek, mirasçıların miras payını azaltabilir veya tamamen ortadan kaldırabilir.

Bağış yoluyla mirastan mal kaçırma, bazı ülkelerde yasal olarak kabul edilebilir olsa da, diğer ülkelerde yasalara aykırıdır ve mirasçılara yönelik haksız bir eylem olarak kabul edilir. Bazı ülkelerde, miras bırakan kişi, yasal olarak miras hakkından feragat edemeyebilir veya sınırlı sayıda kişiye bağış yapabilir.

Miras hukuku, ülkeden ülkeye değişebilir ve ülkelerde farklı yasal düzenlemelere tabi olabilir. Bu nedenle, bağış yoluyla mirastan mal kaçırma konusunda doğru bilgilere sahip olmak için, ilgili ülkelerin miras hukukuyla ilgili yasalarını incelemek önemlidir.

Hangi Mallar Miras Olarak Bırakılabilir?

Bir kişi, miras bırakabileceği her türlü mal varlığına sahip olabilir. Bu mal varlıkları arasında şunlar yer alabilir:

Taşınmaz Mallar: Ev, arsa, tarla, arazi, iş yeri, araç, nakit para, hisse senetleri, menkul kıymetler vb.

Kişisel Eşyalar: Giyim eşyaları, mücevherler, antika eşyalar, sanat eserleri, müzik aletleri vb.

Fikri Mülkiyet Hakları: Patentler, ticari markalar, telif hakları, bilgisayar programları vb.

Borçlar: Kişi ölmeden önceki borçları da mirasa dahil edilebilir.

Ancak, miras bırakabileceğiniz mallar, ülkenizin miras hukuku ile belirlenir. Bazı ülkelerde, miras bırakabileceğiniz mal varlığına sınırlamalar getirilebilir veya mirasçıların belirli bir yüzdesini miras bırakma zorunluluğu olabilir. Bu nedenle, miras bırakmadan önce, ülkenizin miras hukukunu araştırmanız ve bir avukattan veya uzman bir danışmandan yardım almanız önemlidir.

Türkiyede miras konusu hangi kanunda düzenlenmiştir?

Türkiye’de miras konusu, Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu, Türk hukuk sisteminin temel kanunlarından biridir ve 4721 sayılı kanun numarası ile yürürlüğe girmiştir.

TMK, bir kişinin ölümü halinde mal varlığına ilişkin hükümleri düzenler. Kanun, mirasın kimlere kime nasıl dağıtılacağına, mirasçıların hak ve yükümlülüklerine ve mirasın taksim edilmesine ilişkin hükümleri içerir. Mirasın paylaşımı, mirasçıların kanuni paylarının tespiti ve paylaşımı, mirasçıların haklarının korunması, mirasçılık sırası ve diğer miras hukuku konuları TMK’da düzenlenir.

Türk Medeni Kanunu’nun miras hukuku hükümleri, Türkiye’de miras davalarının çözümünde de esas alınır. Ancak, bazı özel durumlarda, TMK hükümleri yerine özel kanunlar ve örf adet hükümleri de uygulanabilir. Bu nedenle, miras hukuku konularında doğru bilgilere sahip olmak için bir avukattan veya uzman bir danışmandan yardım almak önerilir.

Bağış yoluyla mirastan mal kaçırma halinde hangi davalar açılabilir?

Bağış yoluyla mirastan mal kaçırma durumunda, mirasçılar, haklarının korunması için çeşitli davalara başvurabilirler. Bu davalardan bazıları şunlardır:

Muvazaa Davası: Muvazaa davası, bağış yoluyla yapılan işlemin gerçekte bir miras bırakma işlemi olduğunu ve mirasçıların haklarını haksız şekilde kısıtlamak veya yok etmek amacıyla yapıldığını iddia eden mirasçılar tarafından açılan bir dava türüdür.

Tereke Davası: Tereke davası, ölen kişinin mal varlığının tespiti, borçların tahsili ve mirasçıların belirlenmesi amacıyla açılan bir davadır. Bu dava, bağış yoluyla mirastan mal kaçırma durumunda mirasçıların haklarının korunmasına yardımcı olabilir.

Tenkis Davası: Miras hukukunda, miras bırakanın ölümünden önce yaptığı hukuki işlemlerle mirasçıların haklarının sınırlandırılamayacağı ilkesi geçerlidir. Ancak, miras bırakanın ölümünden önce yaptığı bağış işlemi mirasçıların haklarını sınırlandırabilir. Bu nedenle, miras bırakanın ölümünden önce yaptığı bağış işlemi nedeniyle mirasçıların haklarının sınırlandırıldığı durumlarda, mirasçılar tarafından tenkis davası açılabilir.

 

Avukatsız Anlaşmalı Boşanma

Avukatsız anlaşmalı boşanma, çiftlerin bir avukat yardımı olmadan karşılıklı olarak anlaşarak boşanmalarıdır. Bu yöntemde, çiftlerin birbirleriyle anlaşarak mal paylaşımı, velayet, nafaka vb. konularda anlaşmaya varmaları gerekir.

Avukatsız anlaşmalı boşanma için izlenmesi gereken adımlar şunlardır:

  1. Anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanır: Çiftlerin, anlaşmalı boşanma protokolü hazırlaması gerekiyor. Bu protokolde, mal paylaşımı, velayet, nafaka gibi konular yer alır. Protokolde yer alacak tüm detaylar çiftler tarafından karşılıklı olarak belirlenir ve kararlaştırılır.
  2. Protokolün onaylanması: Hazırlanan protokol,taraflarca imzalanarak, anlaşmalı boşanma sürecini başlatırlar.
  3. Avukatsız anlaşmalı boşanma davası açılır: Boşanma başvurusu için gerekli olan belgeleri hazırlayın. Bu belgeler arasında, nüfus cüzdanı, evlilik cüzdanı, anlaşmalı boşanma protokolü, velayet ve nafaka konularındaki anlaşmaların yer aldığı dilekçe yer almaktadır. Taraflarca imzalanan protokol, mahkemeye sunulur ve boşanma davası açılır.
  4. Mahkeme kararının verilmesi: Mahkeme, protokolde yer alan tüm detayları göz önünde bulundurarak, çiftlerin boşanmasına karar verir.

Avukatsız anlaşmalı boşanma, hukuki süreçlerin bir avukat eşliğinde yürütülmesine göre daha az masraflıdır. Ancak, bu yöntemde çiftlerin her şeyi kendi başlarına yapmaları gerektiği için, bazı hukuki ayrıntıları gözden kaçırma riski de vardır. Bu nedenle, çiftlerin hukuki konularda yeterli bilgiye sahip olmaları veya danışmanlık alarak hareket etmeleri önerilir.

Avukatsız anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanırken nelere dikkat edilir?

Avukatsız anlaşmalı boşanma protokolü hazırlarken aşağıdaki hususlara dikkat etmek önemlidir:

Mal paylaşımı: Mal varlıklarının nasıl paylaşılacağına dair detaylı bir anlaşma yapılmalıdır. Bu anlaşmada, ev, araba, banka hesapları, hisse senetleri, borçlar ve diğer tüm mal varlıkları belirtilmelidir.

Velayet: Çocukların velayeti konusunda da ayrıntılı bir anlaşma yapılmalıdır. Velayetin kimde olacağı, diğer ebeveynin çocuklarla nasıl görüşebileceği ve çocukların bakım masraflarının kim tarafından karşılanacağı gibi konular ele alınmalıdır.

Nafaka: Nafaka, boşanma sonrasında bir eşin diğerine maddi yardım sağlamasıdır. Eğer nafaka konusu varsa, bu konuda da ayrıntılı bir anlaşma yapılmalıdır.

Mülkiyet: Eşlerin ortaklaşa kullandığı mülklerin nasıl bölüneceği, kimin üzerinde kalacağı ve kimin bu mülklerin bakım ve onarım masraflarından sorumlu olacağı konusunda ayrıntılı bir anlaşma yapılmalıdır.

Avukatsız anlaşmalı boşanma masrafları nelerdir?

Avukatsız anlaşmalı boşanma davası masrafları genellikle şunları içerebilir:

Adliyeye ödenen harçlar: Anlaşmalı boşanma davası açmak için adliyeye belirli bir harç ücreti ödenmesi gerekmektedir. Harç ücretleri, her yıl değişebilir ve farklı mahkemelerde farklı olabilir.

Noter masrafları: Anlaşmalı boşanma protokolünün noter huzurunda imzalanması halinde noter masrafları da davanın masrafları arasında yer almaktadır.

Avukat masrafları: Avukatsız anlaşmalı boşanma davası açılabildiğinden, avukat masrafları olmadan da dava açılabilir. Ancak, bazı durumlarda, avukatın görüşlerine danışmak isteyebilirsiniz. Bu durumda, avukatın masrafları davanın masrafları arasında yer alacaktır.

ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI

Anlaşmalı Boşanma Davası

Anlaşmalı boşanma davası konusunda tüm bilinmesi gerekenler:

anlaşmalı boşanma davası, anlaşmalı boşanma davası protokolü, anlaşmalı boşanma dilekçesi örneği, anlaşmalı boşanmak, tek celsede boşanma, tek duruşmada boşanmak, tek dilekçeyle boşanmak, anlaşmalı boşanma prosedürü, anlaşmalı boşanma işlemleri, anlaşmalı boşanma için gerekli evraklar, anlaşmalı boşanma belgeleri, anlaşmalı boşanma işlemleri


Anlaşmalı boşanma hangi kanun maddesinde düzenlenmiştir?

 

Anlaşmalı boşanma hukuk sistemimizde Türk Medeni Kanunu 166. Maddesinin 3. Fıkrasında düzenlenmiştir.

Bu madde fıkrasını hükmüne göre :

” Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde , evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz .”

Anlaşmalı boşanabilmenin şartları nelerdir?

 

Anlaşmalı boşanmak için öncelikle şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu şartlar ;

1.Anlaşmalı boşanabilmek için eşlerin en az bir yıl evli kalmış olmaları gerekir:

 

Bir yıldan kısa süren evliliklerde anlaşmalı boşanma davası açılamamaktadır. Anlaşmalı boşanma için gerekli sürenin başlangıcı resmi olarak evlenme tarihidir. Örneğin 26 Ağustos 2021’den sonra evlenmiş olanlar 26 Ağustos 2022 tarihine kadar anlaşmalı olarak boşanamazlar. Ancak, çekişmeli boşanma davası açmak suretiyle boşanmaları mümkündür.

2. Eşler, anlaşmalı boşanmaya dair boşanma protokolünü hazırlamış olmalıdır:

 

Anlaşmalı boşanmak için eşler , maddi ve manevi tüm hukuki sonuçlar üzerinde uzlaşma içerisinde olduklarını hazırlanacak olan anlaşmalı boşanma protokolü içerisinde beyan etmelidirler. Anlaşmalı boşanma protokolü hazırlamadan anlaşmalı boşanma davası açılamaz.

3. Her iki eşin duruşmada hazır bulunması zorunludur.

 

Anlaşmalı boşanmalarda taraflar açılan davada hazır bulunmak zorundadırlar. Tarafların herhangi birinin katılmaması durumunda anlaşmalı boşanma davası katılmayan tarafın dinlenmesi için diğer celseye ertelenir. Hakimin iki tarafı da bizzat dinlemesi zorunludur. Hakim iki tarafı da bizzat dinlemediği sürece anlaşmalı boşanmaya hükmedemez. Bu zorunluluğun sebebi eşlerin , anlaşmalı boşanma protokolü içerisinde verdikleri beyanları hakimin teyit etmesidir.

Taraflardan birinin yurtdışında olması halinde, bu kişinin yurtdışından seyahat ederek mahkemede hazır bulunması gerekmektedir.

Online duruşma yapılması, henüz (25 Ağustos 2022 itibariyle) sadece avukatlara yönelik tanınmış bir imkandır. Tarafların duruşmalara online olarak katılmaları şu anda mümkün değildir.

Anlaşmalı boşanmada haklarında velayete ilişkin karar verilecek çocukların mahkemeye çıkması gerekmemektedir.

Anlaşmalı Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

 

Anlaşmalı boşanma tarafların en kısa sürede boşanmalarına imkan sunan boşanma şeklidir. Boşanma davasının açılmasından sonra, aile mahkemesi en kısa süre içinde duruşma günü belirler. Bu duruşma günü, Ankara için ortalama 1,5 ay sonrasını bulmaktadır.

Duruşmanın yapılmasından sonra, gerekçeli karar yazılır. Mahkemenin boşanmaya dair bu ilamı (gerekçeli karar) duruşmadan sonra ortalama 1 ay içinde yazılmaktadır. Kararın yazılmasından sonra, taraflara tebliğe çıkar, bu süre de ortalama 3-4 haftayı bulmaktadır.

Kararın yazılması, taraflara tebliğinden sonra, iki tarafın da istinafa gitmemesi ile boşanma kararı kesinleşir. Kesinleşen karar eskiden nüfus müdürlüğüne gönderilmekteydi. Artık bu kesinleşmeler otomatik olarak işlenmektedir. Tarafların takibine gerek kalmamaktadır.

Anlaşmalı boşanma davasının süresi bu yukarıda saydığım süreçlere göre değişir, yani duruşma gününün öne alınması, gerekçeli kararın yazılması, tarafların istinafa gitmeyerek kararı kesinleştirmeleri anlaşmalı boşanma davasının süresini oldukça kısaltabilir. Ancak bu konuda kesin bir süre söylemek mümkün değildir. Şahsen dosyayı açtıktan sonraki 2 gün içinde kesinleştirdiğim kararlar olduğu gibi 3-4 ay uğraştığım dosyalar da mevcuttur.

 

Anlaşmalı boşanma davası için hangi mahkemeye başvurulur?

 

Anlaşmalı boşanma davası açılırken hazırlanacak olan anlaşmalı boşanma dilekçesi ile birlikte yetkili mahkemeye başvuru yapılır. Boşanma davalarında görevli mahkemeler Aile Mahkemeleridir.

Aile mahkemesi olmayan yerlerde boşanma davası Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılır. Yetkili mahkeme ise eşlerin son altı içerisinde ikamet ettikleri yerde bulunan Aile Mahkemesidir. Tarafların altı aydan daha uzun bir süredir farklı yerlerde ikamet etmeleri durumunda boşanma davası davalının bulunduğu yer mahkemesinde açılır.

Boşanma protokolü neleri içermelidir?

 

Anlaşmalı boşanma protokolü içerisinde taraflar

  • varsa çocuğun velayetinin kimde kalacağı,
  • velayeti almayan tarafın çocukla nasıl bir ilişki içerisinde olacağı ve ne sıklıkla görebileceği,
  • evlilik birliği içinde edinilen malların paylaşımının nasıl yapılacağı,
  • boşanma sonrası tazminat ve nafaka ödenip ödenmeyeceği, ödenecekse bunun tutarının ne olacağı gibi bir çok hassas konuda uzlaştıklarını ifade etmektedirler.

Boşanma davalarının reddi gibi bir durumda, tekrar aynı hukuki gerekçe ile boşanma davası açılabilmesi için 3 yıllık sürenin beklenmesi gerekmektedir. Tarafların bu evlilikten müşterek çocukları varsa bu çocukların doğum tarihi ve ismi belirtilerek protokole yazılması gerekir. Zira ele alınan en önemli konulardan biri çocukların velayetidir.

Müşterek çocuğun velayetinin kimde kalacağı açıkça düzenlenmelidir.Müşterek çocuğun velayeti kendisinde olmayan tarafın çocukla ne zaman, nerede, nasıl görüşeceği açıkça belirlenmelidir. Hafta sonları, dini bayramlar, milli bayramlar, yılbaşı, kış sömestr tatili, yaz tatilleri veya taraflarca belirlenen diğer zamanlarda hangi saatler arasında ve nerede görüşmenin yapılacağı açıkça belirtilmelidir.

Bu belirlemede çocuğun üstün yararı gözetilecektir. Çocuğun eğitimini aksatmayan, kendi hayatını ikiye bölmesine gerek bırakmayan ve psikolojisini olumsuz etkilemeyecek zaman dilimleri belirlenmelidir.Çocuğun velayeti kendisinde olmayan tarafın iştirak nafakası ödeyip ödemeyeceği, ödeyecekse ne kadar miktar ödeyeceği, gelir düzeyi ve çocuğun ihtiyaçları gözetilip belirtilmelidir.

Bu nafakaya artış miktarı eklenebilir. Örneğin ‘Ödenecek iştirak nafakası bedeli her yılın 1 Ocak tarihinde geçen yılın TÜFE oranında arttırılacaktır.’ Ödeme şekli de belirlenmelidir. Bankada açılacak hesaba yatırılması veya farklı ödeme şekilleri tarafların iradesine göre gündeme gelebilir. İştirak nafakasında gelecekte meydana gelebilecek durumlar ve çocuğun menfaatleri göz önünde bulundurulmalıdır.

Çocuğun özel sağlık poliçeleri, eğitim masrafları, tekstil giderleri gibi ihtiyaçları bu nafakanın belirlenmesinde rol oynar. Taraflar anlaşmalı boşanma protokolünde nafaka talep etmemelerine rağmen velayeti kendisine verilen taraf iştirak nafakası talep edebilmelidir. Davacının anlaşmalı boşanmada çocuk için iştirak nafakası istememesi çocuğun hakkı olan eğitim ve öğretimi sağlayacak yardımın istenmesine engel değildir.

Tarafların maddi-manevi tazminat talepleri açıkça düzenlenmelidir. Böyle bir talepte bulunmayacaklarsa, maddi manevi tazminat taleplerinin bulunmadığı belirtilir. Talep varsa, miktar ve ödeme şekli de belirtilecektir. Tazminat hakkı saklı tutularak anlaşmalı boşanma kararı verilemez. Çünkü tazminatın saklı tutulması bu konuda ihtilafın olduğu, çözümünün ileriye bırakıldığını gösterir.

Mahkeme nafaka miktarına ya da tazminata müdahale edebilir mi?

 

Anlaşmalı boşanma davasında boşanmanın mali sonuçlarıyla ilgili olarak taraf anlaşması dışında mahkemenin herhangi bir takdir hakkı yoktur. Bu konuya ait anlaşma mahkemece uygun bulunmuyorsa hâkim taraflardan gerekli gördüğü değişiklikleri yapmalarını ister ve onların kabulüyle boşanmaya karar verebilir. Mahkeme kendisini taraf yerine koyarak kendi takdirine göre maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedemez.

Çekişmeli açılan dava anlaşmalıya; anlaşmalı açılan dava çekişmeliye çevrilebilir mi?

 

Davanın anlaşmalı boşanma olarak açılması şart değildir. Çekişmeli açılan boşanma davaları da sonradan tarafların anlaşması üzerine anlaşmalı boşanmaya çevrilebilir. Bu çevirim işleminde de usül aynıdır. Anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanarak mahkemeden gün almak yeterlidir. Davaya tarafların bizzat katılması zorunludur. Hakim tarafları dinlemek zorundadır.

Hakim anlaşmalı boşanma protokolünde geçen hususlara mutabakat etmek zorunda değildir. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur.

Anlaşmalı boşanma davalarında, boşanma protokolünün hazırlanması ve diğer prosedürler avukatlarca yapılmaktadır.

Yurt dışında ikamet eden Türk vatandaşlarının Türkiye’de anlaşmalı boşanabilmeleri için açılacak davaya katılmaları zorunludur. Medeni Kanun anlaşmalı boşanmalarda avukat tutulsa dahi her iki tarafın da duruşmaya katılmalarını zorunlu kılmıştır. Bu sebeple yurt dışında yaşayan kişilerin Türkiye’de anlaşmalı boşanmak istemeleri durumunda yine davanın açıldığı mahkemede duruşmada hazır olarak bulunmaları zorunludur.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI

Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Boşanma

Çekişmeli boşanma davası ne kadar sürer?

Çekişmeli boşanma davalarının süresi, çiftlerin durumuna, mahkemenin iş yüküne ve ülkenin yargı sisteminin hızına bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, kesin bir süre vermek mümkün değildir.

Bununla birlikte, çekişmeli boşanma davaları genellikle daha uzun sürer çünkü taraflar arasında bir anlaşmazlık varsa ve bu anlaşmazlıkların çözülmesi için zaman ve çaba harcanması gerekiyor. Bu süreç, tarafların mal paylaşımı, velayet, nafaka, tazminat ve benzeri konularda anlaşmazlık yaşaması durumunda daha da uzayabilir.

Bir çekişmeli boşanma davası genellikle birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilir. Davanın tamamlanması, tarafların anlaşmasına veya mahkemenin kararına bağlıdır.

Boşanma davası hangi mahkemede açılır?

Türkiye’de boşanma davaları Aile Mahkemelerinde açılır. Aile Mahkemeleri, Türkiye’deki mahkemeler arasında özel olarak aile hukuku davalarını görme yetkisine sahip mahkemelerdir. Boşanma davası, tarafların yerleşim yerindeki veya son altı ay içinde ikamet ettiği yerdeki Aile Mahkemesi’nde açılır.

Boşanma davaları, Türkiye’de Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre açılmaktadır. Bu kanun, davaların nasıl açılacağı, hangi mahkemelerde görüleceği, davaların süreçleri ve hukuki prosedürler gibi konularda yönergeler içermektedir.

Ancak, Türkiye’de değişiklik gösteren yasal düzenlemeler olabileceğinden, boşanma davası açmadan önce bir avukattan veya yetkili makamlardan bilgi almanız önerilir.

Çekişmeli boşanmada neler olur?

Çekişmeli boşanma davaları, eşler arasındaki anlaşmazlık nedeniyle gerçekleşen boşanma davalarıdır. Bu tür davalar, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların çözümlenmesi gerektiği için, anlaşmalı boşanma davalarına kıyasla daha karmaşık ve uzun sürebilir. Çekişmeli boşanma davalarında, mahkeme karar vermeden önce tarafların fikir birliğine varmaları mümkün olmayabilir.

Çekişmeli boşanma davalarında genellikle şu adımlar takip edilir:

1. Boşanma davası açılması: Boşanma davası, taraflardan birinin mahkemeye başvurmasıyla açılır. Davacı, boşanma sebebini, nedenlerini ve taleplerini belirtir.

2. Cevap dilekçesi verilmesi: Davalı, davanın kendisine tebliği üzerine, belirli bir süre içinde mahkemeye cevap dilekçesi verir. Cevap dilekçesi, davaya ilişkin savunmaları, karşı dava açma taleplerini ve taleplerine karşı savunmalarını içerebilir.

3. Duruşmalar: Tarafların beyanlarının alındığı duruşmalar gerçekleştirilir. Bu duruşmalarda taraflar, taleplerini daha detaylı şekilde açıklayabilirler. Tarafların ifadeleri, tanık ifadeleri, deliller ve belgeler değerlendirilir.

4. Tarafların anlaşması: Taraflar duruşmalar sırasında anlaşmaya varabilirler. Anlaşma, boşanma davasının sonlanmasını sağlar.

5. Mahkeme kararı: Taraflar anlaşmaya varmazsa, mahkeme karar verir. Mahkeme kararı, tarafların taleplerine ve yasalara göre verilir.

Çekişmeli boşanma davalarında tarafların anlaşmaya varmaları durumunda dava daha kısa sürebilir, ancak anlaşma sağlanamazsa süreç daha uzun sürebilir ve masrafları artırabilir.

Çekişmeli boşanma sebepleri nelerdir?

Çekişmeli boşanma davaları, çiftler arasındaki anlaşmazlık nedeniyle gerçekleşir. Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma sebepleri belirtilmiştir ve bu sebeplere göre çekişmeli boşanma davaları açılabilir. Bazı olası boşanma sebepleri şunlardır:

1. Zina: Eşlerden birinin zina yapması, diğer eşin boşanma davası açmasına neden olabilir.

2. Şiddet: Eşlerden biri, diğerine şiddet uyguladığında, diğer eş boşanma davası açabilir.

3. Kötü muamele: Eşlerden biri, diğerine kötü davranıyorsa, diğer eş de boşanma davası açabilir.

4. Aldatma: Eşlerden biri, diğerine aldatma suçu işlediğinde, diğer eş boşanma davası açabilir.

5. Terk: Eşlerden biri, diğer eşi terk ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.

6. Ağır kusur: Eşlerden biri, evlilik yükümlülüklerini yerine getirmez veya ağır kusur işlerse, diğer eş boşanma davası açabilir.

Bu sebeplerin yanı sıra, diğer nedenler de boşanma davası açılmasına neden olabilir. Ancak, mahkeme kararı verirken boşanma sebebini değerlendirir ve bu sebebin yasal olup olmadığına karar verir.

Çekişmeli boşanma davası ve avukatlık ücreti

Çekişmeli boşanma davalarında, her iki tarafın da kendi avukatı olması gerektiği için, avukatlık ücretleri yüksek olabilir. Avukatlık ücretleri, davanın karmaşıklığına, avukatın deneyimine ve çalışma saatlerine göre değişebilir.

Türkiye Barolar Birliği tarafından belirlenen avukatlık ücret tarifesi bulunmaktadır ve avukatlar, bu tarifeye göre ücretlerini belirleyebilirler. Ancak, avukatlar, tarifeden farklı bir ücret belirleyebilirler. Bu nedenle, avukatlık ücretleri davaya göre değişebilir.

Ayrıca, çekişmeli boşanma davalarında, uzman bilirkişiler ve diğer uzmanlar da gerekebilir. Bu uzmanların ücretleri de davaya dahil edilebilir ve dava sürecinde artan masrafların nedenlerinden biridir.

Sonuç olarak, çekişmeli boşanma davaları, avukatlık ücretleri ve diğer masraflar nedeniyle oldukça pahalı olabilir. Taraflar, avukatlık ücretleri ve diğer masraflar konusunda avukatlarından bilgi alabilirler ve dava sürecinde masrafları en aza indirmek için mümkün olan en iyi seçenekleri değerlendirebilirler.

Çekişmeli boşanma davasında hakim neler sorar?

Çekişmeli boşanma davasında hakim, tarafları dinleyerek, delilleri değerlendirerek ve yasal prosedürleri takip ederek karar verir. Tarafların ifade ettiği konular ve sunulan deliller hakimin soracağı soruları belirleyebilir, ancak genellikle hakim aşağıdaki konuları sorar:

1.Evlilik süreci: Hakim, tarafların evlilik sürecini, evliliklerinin başlangıcını ve sonraki yıllarda ne tür sorunlar yaşandığını sorabilir. Tarafların evlilikleri boyunca birbirlerine nasıl davrandıkları, birbirlerine nasıl davranmaları gerektiği ve bu konuda ne tür beklentileri olduğu konuları da sorulabilir.

2.Boşanma sebebi: Hakim, boşanma davası açılmasının nedeni hakkında taraflardan bilgi isteyebilir. Boşanma davasının nedeni, kanunun tanıdığı sebeplerden biri olmalıdır. Bu nedenler arasında zina, şiddet, kötü muamele, aldırma, terk gibi nedenler yer alabilir.

3.Mal paylaşımı: Tarafların evlilik sürecinde edindikleri mal varlığı, hakimin soracağı diğer bir konu olabilir. Hakim, tarafların mülkleri, araçları, para birikimleri, yatırımları ve diğer varlıkları hakkında bilgi alabilir ve bu varlıkların nasıl bölüneceği konusunda taraflara yönelik sorular sorabilir.

4.Çocukların durumu: Çekişmeli boşanma davalarında çocukların velayeti, nafaka ve diğer konular genellikle büyük önem taşır. Hakim, çocukların durumu hakkında taraflardan bilgi alabilir ve çocukların okul, sağlık, yaşam şartları, velayet ve nafaka gibi konulardaki durumları hakkında taraflara sorular yöneltebilir.

5.Tarafların talepleri: Hakim, tarafların taleplerini dinleyebilir ve bu taleplerin yasal prosedürlere uygun olup olmadığını inceleyebilir.

Bu konular, hakimin soracağı olası sorular arasındadır. Ancak, her dava kendine özgü olduğundan, hakim tarafından sorulan diğer konular da olabilir. Taraflar, hakimin soracağı sorulara hazırlıklı olmalı ve cevapları net ve doğru bir şekilde vermelidir.

Çekişmeli boşanmada ev kime kalır?

Çekişmeli boşanma davalarında evin kime kalacağına ilişkin karar, hakimin vereceği bir karardır. Ancak, bu karar, tarafların görüşleri, kanunun tanıdığı haklar ve delillerin değerlendirilmesi gibi birçok faktöre bağlıdır.

Eşler arasında evin kime kalacağına ilişkin anlaşmazlık varsa, hakim bu konuda bir karar verirken birçok faktörü göz önünde bulundurur. Öncelikle, evin kime ait olduğu ve bu konuda varsa tapu kayıtları incelenir. Eğer ev tarafların ortak malı ise, mal paylaşımına ilişkin yasal prosedürler uygulanır ve evin kime kalacağına karar verilir.

Hakim, evin kime kalacağına karar verirken, tarafların çocukları varsa, çocukların yaşam şartları, okul durumları ve diğer faktörler de göz önünde bulundurulur. Örneğin, çocukların evin yakınındaki okula gitmesi gerekiyorsa, evin velayetiyle birlikte çocukların kalması da düşünülebilir.

Ayrıca, tarafların gelir durumu ve sosyal koşulları da evin kime kalacağına karar verilmesinde etkili olabilir. Taraflardan biri, diğerine göre daha az gelir sahibi veya evin bakımını üstlenebilecek daha uygun koşullara sahip olabilir.

Özetle, çekişmeli boşanmalarda evin kime kalacağına karar vermek, hakimin tarafların durumlarını, çocukların ihtiyaçlarını, yasal hakları ve delilleri değerlendirerek verdiği bir karardır.

Çekişmeli boşanmada kaç duruşma olur?

Çekişmeli boşanma davalarında kaç duruşma olacağına dair kesin bir sayı vermek mümkün değildir, çünkü her dava farklı koşullar altında gerçekleşebilir ve süreç farklı uzunluklarda olabilir. Ancak, genellikle çekişmeli boşanma davalarında en az 2-3 duruşma yapılır.

İlk duruşma, tarafların avukatlarıyla birlikte hakim karşısına çıktıkları duruştur ve genellikle tarafların iddialarını ortaya koymaları ve delillerini sunmaları için ayrılır. İlk duruşmada tarafların delilleri incelenir ve gerekli görülürse ek süreler verilerek delil toplama işlemine devam edilir.

İkinci duruşmada, tarafların delilleri ve beyanları doğrultusunda çekişmeli konuların detayları incelenir ve tarafların birbirleriyle olan anlaşmazlıkları ele alınır. Bu duruşmada hakim, tarafların anlaşmazlık konularını çözmeye çalışır ve çözüme ulaşılamaması durumunda üçüncü bir duruşma tarih belirlenir.

Üçüncü duruşmada ise, tarafların anlaşamadığı konuların son kez değerlendirilmesi yapılır ve hakim son kararını verir. Ancak, bazı durumlarda üçüncü duruşmaya da gerek duyulmaz ve hakim kararını ikinci duruşmada verebilir.

Bu nedenle, çekişmeli boşanma davalarında duruşma sayısı ve süresi davaya özgü faktörlere bağlı olarak değişebilir.

Çekişmeli boşanmada şahit şart mı?

Türk Medeni Kanunu’na göre, çekişmeli boşanma davalarında tarafların, delil olarak şahit beyanı sunmaları mümkündür. Ancak, şahit beyanlarının ne kadar etkili olacağı ve hangi şartlarda kabul edileceği, mahkemenin takdirine bağlıdır.

Ayrıca, şahit beyanlarının önemli olabilmesi için, beyanda bulunan kişinin davaya konu olan olayı doğrudan görmüş ve/veya işitmiş olması gerekir. Ayrıca, şahit beyanının delil niteliği taşıması için kesin ve tutarlı olması gereklidir.

Bununla birlikte, şahit beyanlarının delil niteliği taşıması ve kabul edilebilir olması, yine dava koşullarına ve hakimin takdirine bağlıdır. Hakim, şahit beyanlarının doğruluğunu ve değerini değerlendirmek için gerekli incelemeleri yapar ve şahit beyanlarını delil olarak kabul edip etmeme konusunda karar verir.

Boşanma davasında en önemli delil olan tanıklar nasıl dinlenilir?

Boşanma davasında tanıkların nasıl dinleneceği, mahkemenin takdirine bağlıdır ve genellikle şu şekilde gerçekleşir:

  1. Tarafların tanıklarını listelemesi: Taraflar, delil olarak sundukları tanıkların listesini mahkemeye sunarlar.
  2. Tanıkların çağrılması: Mahkeme, tarafların listesindeki tanıkları çağırır ve duruşma gününü belirler.
  3. Tanıkların yemin etmesi: Tanıklar, mahkemede yemin ederek doğru beyanda bulunacaklarına dair söz verirler.
  4. Tarafların soruları: İlk olarak, davacının avukatı, tanıklara sorular sorar ve ardından, davacının avukatı sorularını tamamladıktan sonra, davacının avukatı sırayla tanıklara sorular sorar.
  5. Karşı tarafın soruları: Davalının avukatı, davacının tanıklarına karşı sorular sorar ve ardından, davalının avukatı sırayla tanıklara sorular sorar.
  6. Mahkemenin soruları: Mahkeme, tarafların sorularını tamamladıktan sonra, tanıklara ek sorular sorabilir.
  7. Duruşmanın kapatılması: Tanıkların ifadeleri tamamlandıktan sonra, duruşma kapatılır ve mahkeme kararı vermek için delilleri değerlendirir.

Önemli olan delillerin başında tanıklar gelir ve bu nedenle, mahkeme tarafından dinlenmeleri çok önemlidir. Tanıkların dinlenmesi sırasında, dürüst ve tutarlı bir şekilde ifade vermeleri gerekmektedir. Mahkeme, tanıkların söylediklerini değerlendirmek için gerekli incelemeleri yapar ve tanık ifadelerinin ne kadar önemli olduğuna karar verir.

En hızlı çekişmeli boşanma nasıl olur?

En hızlı çekişmeli boşanma süreci, tarafların anlaşmalı olarak hareket etmesi ve boşanma konusunda karşılıklı anlaşma sağlamalarıyla gerçekleşir. Bu durumda, tarafların anlaşmaları doğrultusunda mahkemeye sunacakları belgelerin ve delillerin sayısı daha azdır, bu nedenle süreç daha hızlı ilerleyebilir.

Ancak, çekişmeli boşanmada tarafların anlaşamadığı konular varsa, süreç daha uzun sürebilir. Bu nedenle, hızlı bir çekişmeli boşanma için tarafların mümkün olduğunca anlaşmalı olmaları ve mümkün olan en kısa sürede anlaşmalarını sağlamaları gerekir.

Bununla birlikte, boşanma davası süreci, tarafların duruşmalara zamanında katılımı, belgelerin zamanında sunulması ve diğer önemli faktörlere bağlıdır. Bu nedenle, tarafların hızlı bir çekişmeli boşanma süreci için bir avukattan destek alması önerilir. Avukatlar, süreci yönetmek, belgelerin hazırlanması ve sunulması konusunda yardımcı olabilirler ve böylece sürecin daha hızlı ilerlemesini sağlayabilirler.

Boşanmada kadının ağır kusurları nelerdir?

Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma davasında ağır kusur, diğer eşin evlilik birliğini sarsacak derecede ciddi bir şekilde suç işlemesi anlamına gelir. Boşanmada kadının ağır kusurları arasında şunlar yer alabilir:

1.Aldatma: Eşlerden birinin, evlilik dışı ilişkiye girmesi, aldatma veya sadakatsizlikte bulunması.

2.Şiddet: Eşlerden birinin diğerine şiddet uygulaması veya tehdit etmesi.

3.Kötü davranış: Eşlerden birinin, diğerine kötü davranışta bulunması, sürekli olarak hakaret etmesi veya aşağılama gibi davranışlar sergilemesi.

4.Maddi sorunlar: Eşlerden birinin, diğerinin aile bütçesini kontrol etmemesi veya harcamaları konusunda sorumsuz davranması.

5.İşbirliğine uymama: Eşlerden birinin, diğerinin hayatında önemli kararlarda işbirliği yapmama veya partnerine danışmadan kararlar alması.

Bu nedenlerin yanı sıra, kadının eşinin hayatını tehdit eden, çocuklarına kötü davranan veya aile üyelerine şiddet uygulayan davranışları da ağır kusur olarak kabul edilebilir. Ancak, her durumun kendine özgü şartları ve nedenleri olduğu için, her boşanma davası özeldir ve mahkeme tarafından ayrı ayrı ele alınır.

Eşlerden biri boşanmak istemezse ne olur?

Eşlerden biri boşanmak istemezse, anlaşmalı boşanma davası açılamaz. Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma davası, her iki eşin de ortak talebi üzerine açılır. Ancak, her iki tarafın da boşanma konusunda anlaşamaması durumunda, çekişmeli boşanma davası açılabilir. Bu durumda, boşanma davası açmak isteyen eş, diğer eşin aleyhine dava açarak boşanma kararı almaya çalışabilir. Ancak, bu süreç daha uzun ve zahmetli olabilir. Ayrıca, boşanma davası açmak istemeyen eşin, davanın açılmasını engellemek için itiraz hakkı da bulunmaktadır.

Boşanma davasını kim açarsa avantajlı olur?

Boşanma davasını kimin açması avantajlı olacağına dair bir kesinlik yoktur. Kimin davanın açılmasını talep ettiği veya dava açmak için gerekli şartları yerine getirdiği önemlidir. Ancak, Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma davasında davacı tarafın, boşanma sebeplerini kanıtlama yükümlülüğü vardır. Bu nedenle, boşanma davasını açacak olan tarafın, kanıtları toplamak ve mahkemede doğru bir şekilde sunmak için iyi bir avukatla çalışması faydalı olabilir.

Ayrıca, boşanma davasının açılması durumunda, çekişmeli bir boşanma davası olması durumunda her iki taraf için de dezavantajlar olabilir. Özellikle maddi konularda anlaşmazlık yaşanıyorsa, çekişmeli boşanma davası uzun sürebilir ve tarafların psikolojik olarak da yıpranmasına neden olabilir. Bu nedenle, boşanma sürecinde her iki tarafın da mümkün olduğunca anlayışlı ve uzlaşmacı davranması ve mümkünse anlaşmalı bir boşanma yolunu tercih etmesi tavsiye edilir.

Çekişmeli boşanmada taraflar gelmek zorunda mı?

Çekişmeli boşanma davasında tarafların mahkemeye gelmesi zorunludur. Taraflar, mahkemede kendilerini temsil edecek bir avukat aracılığıyla davayı takip edebilirler, ancak davada ifade vermek, delil sunmak veya çeşitli sorulara yanıt vermek gibi işlemler için mahkemeye bizzat katılmaları gerekebilir.

Mahkeme, duruşma sırasında tarafların ifadesine başvurarak, davanın gidişatı hakkında daha doğru bir karar verebilir. Tarafların bizzat mahkemede hazır bulunmaması, davada haksızlık yaşanmasına ve davanın çözülememesine neden olabilir. Bu nedenle, tarafların mümkün olduğunca davaya aktif katılım göstermesi, mahkemede doğru ifadeler vermesi ve deliller sunması önemlidir.

Avukatsız çekişmeli boşanma olur mu?

Çekişmeli boşanma davası, karmaşık hukuki konular içerdiği ve tarafların maddi ve manevi açıdan büyük kayıplara uğrayabileceği bir dava türüdür. Bu nedenle, çekişmeli boşanma davasında tarafların bir avukatla çalışması tavsiye edilir. Ancak, Türk Medeni Kanunu’na göre, avukat zorunluluğu bulunmamaktadır. Yani, taraflar kendilerini temsil edebilirler veya bir avukatla çalışmayı tercih edebilirler.

Ancak, çekişmeli boşanma davasının kendisi ve içerdiği hukuki konular oldukça karmaşıktır. Bu nedenle, bir avukatın davayı takip etmesi, tarafların haklarını ve çıkarlarını koruması, delilleri doğru bir şekilde sunması, tarafları duruşmada temsil etmesi ve mümkünse uzlaşmaya yönlendirmesi çok önemlidir. Avukatın uzmanlığı, tarafların davayı kazanma şansını artırabilir ve davayı daha hızlı bir şekilde sonuçlandırabilir.

Boşanmadan önce evden ayrılmak suç mu?

Boşanma davası sürecinde, eşlerden biri evden ayrılmak isteyebilir. Bu durumda, herhangi bir suç işlenmemişse evden ayrılma işlemi suç oluşturmaz. Ancak, eşlerin birbirlerine karşı şiddet uygulaması veya tehdit etmesi gibi durumlarda, evden ayrılmak suç teşkil edebilir.

Ayrıca, boşanma sürecinde evden ayrılma işlemi, çekişmeli boşanma davalarında tarafların birbirlerine karşı sunacağı deliller arasında yer alabilir ve davada hakim tarafından değerlendirilebilir. Bu nedenle, evden ayrılma işleminin yapılacağı şekil ve koşulların, özellikle çekişmeli boşanma davalarında, avukat desteği ile belirlenmesi ve dikkatli bir şekilde yapılması önemlidir.

Çekişmeli boşanmada tazminat olur mu?

Evlilik birliği içerisinde yaşanan olumsuz durumlarda, Türk Medeni Kanunu’na göre, tarafların maddi ve manevi zararlarına karşılık olarak tazminat talep edebilirler. Bu nedenle, çekişmeli boşanma davalarında da tazminat talep edilebilir.

Çekişmeli boşanma davalarında, tazminat talepleri çoğunlukla maddi ve manevi tazminat olarak iki şekilde karşımıza çıkar. Maddi tazminat, evlilik birliği içerisinde meydana gelen zararların, tarafların maddi açıdan uğradığı zararların karşılanmasıdır. Örneğin, evlilik birliği süresince kazanılmış olan malların paylaşımında haksızlığa uğramak gibi durumlarda, taraflar maddi tazminat talep edebilirler.

Manevi tazminat ise, evlilik birliği içerisinde tarafların birbirlerine yaptığı haksızlıklar sonucu uğradıkları manevi zararların tazmini amacıyla talep edilir. Örneğin, sadakatsizlik, psikolojik şiddet, aşağılama, küçük düşürme gibi durumlarda mağdur taraf, manevi tazminat talep edebilir.

Ancak, tazminat talepleri her zaman kabul edilmez. Hakim, tarafların taleplerini değerlendirir ve kanunda belirtilen şartların varlığı durumunda tazminatın verilmesine karar verebilir.

Boşanmak istiyorum ama eşim istemiyor ne yapmalıyım?

Boşanma kararı vermek zor bir karardır ve eşler arasında farklı sebeplerden dolayı ortaya çıkabilir. Eğer siz boşanmak istiyorsanız ancak eşiniz istemiyorsa, öncelikle bu konuda eşinizle açık bir şekilde konuşmanız gerekmektedir.

Eşinizle karşılıklı bir şekilde konuşarak boşanmanın nedenlerini ve sonuçlarını anlatabilirsiniz. Belki de eşinizin karşı çıkmasının nedeni, yaşadığınız sorunların farkında olmaması veya sorunları çözmek için bir fırsat bulamamış olması olabilir. Ancak eşinizle yaptığınız görüşmeler sonrasında boşanmaktan vazgeçeceğinize dair bir işaret göstermezse, boşanma davası açmak için hukuki yollara başvurabilirsiniz.

Türkiye’de, boşanma davası açmak için çeşitli nedenler bulunmaktadır ve bu nedenlerin belirli şartları yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu nedenler arasında, zina, şiddet, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, suç işleme, ayrı yaşama gibi nedenler yer alabilir.

Boşanma davası açmak için avukata danışmanız ve hukuki süreçleri takip etmeniz gerekmektedir. Hukuki yolları izlemek için, avukatınızın yardımıyla boşanma davası açabilir ve yasal süreci tamamlayarak boşanma kararını alabilirsiniz.

Çekişmeli boşanma davası şartları nelerdir?

Türkiye’de çekişmeli boşanma davası açmak için aşağıdaki şartların yerine getirilmesi gerekmektedir:

1.Evliliğin varlığı: Çekişmeli boşanma davası açmak için evliliğin varlığı şarttır.

2.Süre şartı: Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik en az bir yıl sürmüş olmalıdır. Bu süre, hakim tarafından boşanma davasının kabul edilebilirliği için aranır.

3.Tarafların rızası olmaması: Çekişmeli boşanma davası, tarafların anlaşamadığı veya bir tarafın boşanma isteğiyle diğer tarafın kabul etmediği durumlarda açılır.

4.Boşanma sebebi: Türk Medeni Kanunu, çekişmeli boşanma davası açmak için belirli boşanma sebeplerini belirlemiştir. Bu sebepler arasında zina, kötü muamele, suç işleme, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, ayrı yaşama ve cinsel yönelim farklılıkları gibi nedenler yer alır.

5.Hukuki yargılama yolu: Çekişmeli boşanma davası, yargı yoluyla sonuçlandırılması gereken bir davadır ve mahkemede yargılama yapılması gerekir.

6.Yetkili mahkeme: Boşanma davası açılacak mahkeme, davanın açılacağı yerdeki aile mahkemesidir.

Yukarıdaki şartların yerine getirilmesi durumunda, taraflar çekişmeli boşanma davası açabilirler. Ancak, her boşanma davası benzersizdir ve her biri farklı faktörlere bağlı olarak ele alınır. Bu nedenle, bir avukatla görüşmek ve danışmak, bu süreci daha iyi anlamanıza ve haklarınızı korumanıza yardımcı olabilir.

Çekişmeli boşanma davası aşamaları nelerdir?

Çekişmeli boşanma davası aşağıdaki aşamalardan oluşur:

1.Dava açılır: Boşanma davası, açılacak olan mahkemeye dilekçe ile başvurulmasıyla açılır. Bu dilekçe, eşlerden biri veya her ikisi tarafından verilebilir.

2.Duruşma tarihi belirlenir: Dava dilekçesi mahkeme tarafından incelenir ve taraflar duruşma için davet edilir.

3.Taraflar duruşmada beyanlarını yaparlar: Duruşmada, taraflar kendi iddialarını ve savunmalarını yaparlar. Tarafların beyanları, hakim tarafından dinlenir ve tutanak altına alınır.

4.Deliller toplanır: Tarafların beyanlarına ek olarak, deliller de toplanır. Bu deliller arasında, tanık ifadeleri, belgeler ve uzman görüşleri bulunabilir.

5.Tarafların uzlaşması sağlanmaya çalışılır: Çekişmeli boşanma davalarında, tarafların uzlaşması sağlanmaya çalışılır. Eğer taraflar arasında bir uzlaşma sağlanırsa, dava sona erer ve mahkeme, tarafların uzlaşmasını onaylar.

6.Karar verilir: Eğer taraflar uzlaşamazsa, mahkeme kararını verir. Kararda, boşanma, mal paylaşımı, nafaka ve velayet gibi konular ele alınır. Kararın yazılı şekilde mahkeme tarafından taraflara tebliği yapılır.

7.Kararın istinaf ve temyizi: Kararın taraflar tarafından istinaf ve temyiz edilmesi mümkündür. Kararın temyizi, Yargıtay tarafından yapılır ve karar kesinleşene kadar davaya ilişkin işlemler devam eder.

Bu aşamalar genel olarak çekişmeli boşanma davasının işleyişini açıklar. Ancak her dava kendine özgü özellikler taşıdığından, aşamalar bazı durumlarda değişebilir.

Çekişmeli boşanma davası nasıl açılır?

Çekişmeli boşanma davası için, öncelikle yetkili aile mahkemesine başvurmanız gerekmektedir. Başvuru sırasında, boşanma talebinizi içeren bir dava dilekçesi hazırlanarak mahkemeye sunulmalıdır.

Dava dilekçesi, boşanma sebebini ve nedenlerini ayrıntılı şekilde açıklamalıdır. Ayrıca, talep edilen hususlar, tazminat, velayet, nafaka gibi konular da dilekçede belirtilmelidir.

Dava dilekçesinin yanı sıra, boşanma nedenlerini ispatlayacak deliller de sunulmalıdır. Bu deliller, tanıklar, belgeler, fotoğraflar, video kayıtları, mesajlar gibi çeşitli şekillerde olabilir.

Dava açıldıktan sonra, mahkeme tarafından tarafların dinlenmesi, delillerin toplanması ve duruşmalar yapılması gibi aşamalar gerçekleştirilir. Ancak her boşanma davasında olduğu gibi, çekişmeli boşanma davasında da süreç oldukça karmaşık ve zaman alıcı olabilir.

Çekişmeli boşanma davasında mal paylaşımı nasıl olur?

Çekişmeli boşanma davasında mal paylaşımı, tarafların evlilik sırasında elde ettikleri mal varlıklarının bölüşümünü kapsar. Tarafların evlilik sırasında elde ettikleri mallar, edinilmiş mallar ve kişisel mallar olarak iki kategoriye ayrılır.

Edinilmiş mallar, evlilik süresince elde edilen mallardır ve evlilik birliği altında kazanılan mallar, eşler arasında eşit olarak paylaşılır. Bu mallar, gayrimenkuller, araçlar, banka hesapları, işletme sermayesi, hisse senetleri gibi çeşitli şekillerde olabilir.

Kişisel mallar ise, evlilik sırasında elde edilen ancak evlilik birliği altında kazanılmayan mallardır. Kişisel mallar, örneğin bir eşin evlilik öncesi miras kalan malı gibi durumlarda oluşur ve bu malların paylaşımı yapılmaz.

Mahkeme, mal paylaşımı konusunda tarafların anlaşmasını öncelikle teşvik eder. Ancak taraflar anlaşamazsa, mahkeme tarafından bilirkişi görevlendirilerek malların değeri tespit edilir. Tarafların mal varlıkları buna göre paylaştırılır.

Çekişmeli boşanma davasında mal paylaşımı konusu, diğer boşanma davalarına göre daha karmaşık ve uzun bir süreçtir. Bu nedenle, tarafların avukat yardımı alması ve mahkemenin kararlarına saygı göstermesi önemlidir.

Çekişmeli boşanmada mal paylaşımı kaç yıl sürer?

Çekişmeli boşanmada mal paylaşımının ne kadar süreceği, davanın karmaşıklığına, mal varlığının büyüklüğüne, tarafların anlaşma sağlama isteğine ve mahkemenin iş yüküne göre değişebilir. Ancak, genel olarak mal paylaşımı süreci, boşanma davasından sonra birkaç ay ila birkaç yıl arasında değişebilir. Bu süre, tarafların anlaşması veya mahkeme kararıyla sonuçlanabilir.

Çekişmeli boşanma davası nasıl düşer?

Çekişmeli boşanma davası, aşağıdaki durumlarda düşebilir:

1.Tarafların anlaşması: Taraflar arasında anlaşma sağlanması durumunda, dava düşer. Bu anlaşma, mahkemeye sunulan protokolle veya tutanakla belgelenmelidir.

2.Taraflardan birinin vefatı: Eğer davacı veya davalı ölürse, dava düşer.

3.Davanın konusuz kalması: Davanın konusu olan olayın gerçekleşmemesi, gerçekleşemeyeceği anlaşılması veya zaman aşımına uğraması durumunda dava düşer.

4.Sulh yolu: Taraflar, dava konusu olan konuda sulh yolu ile anlaşırlarsa, dava düşer. Sulh yolu, mahkemece tutanağa bağlanır.

5.İstinaf veya temyiz yoluyla davanın bozulması: Çekişmeli boşanma davasında verilen kararın, yüksek mahkeme tarafından bozulması durumunda, dava düşer ve davacı yeniden dava açabilir.

6.Davanın reddi: Mahkemece yapılan değerlendirme sonucunda, davanın reddine karar verilmesi durumunda, dava düşer.

Bunların dışında, yasal sürelerin geçmesi, davaya atanan avukatın vekâletten çekilmesi gibi durumlar da davanın düşmesine neden olabilir.

Çekişmeli boşanma davası yorumları

Genel olarak çekişmeli boşanma davalarının oldukça stresli, zaman alıcı ve maddi açıdan zorlayıcı olabileceğini söyleyebiliriz. Bu nedenle, taraflar arasında mümkün olduğunca anlaşma sağlanması ve uzlaşmacı bir yaklaşım benimsenmesi tavsiye edilir. Ayrıca, boşanma süreci sırasında bir avukatın yardımı ve danışmanlığı da oldukça faydalı olabilir.

Çekişmeli boşanma davasında kadının hakları

Türk Medeni Kanunu’na göre, kadın ve erkek eşit haklara sahiptir. Bu nedenle, çekişmeli boşanma davasında kadın ve erkek eşit haklara sahiptir. Kadınlar, boşanma davası sırasında erkeklere eşit haklara sahip oldukları gibi, aynı zamanda çocukların velayeti, nafaka, mal paylaşımı ve diğer konularda da eşleriyle aynı haklara sahiptirler.

Kadınlar, boşanma davası sürecinde maruz kaldıkları şiddet veya psikolojik taciz gibi durumlarda mahkemeye başvurarak koruma kararları alabilirler. Mahkeme, gerekli gördüğü durumlarda kadına şiddet veya psikolojik taciz uygulayan eşe koruma kararları uygulayabilir.

Ayrıca, kadınlar çekişmeli boşanma davası sürecinde avukatları aracılığıyla haklarını koruma konusunda destek alabilirler. Bu nedenle, boşanma sürecinde bir avukatın yardımı ve danışmanlığı, kadınların haklarını korumalarına yardımcı olabilir.

Anlaşmalı Boşanmada Ortak Velayet

Anlaşmalı boşanma, çiftlerin birbirleriyle anlaşarak boşanmalarıdır. Bu tür bir boşanma, çiftlerin uzun ve pahalı bir dava sürecine girmelerini engelleyebilir. Ancak, çiftler arasında çocuklar varsa, velayet konusu oldukça önemlidir. Ortak velayet, anlaşmalı boşanmada sıkça tercih edilen bir velayet türüdür.

Anlaşmalı boşanma sürecinde ortak velayet konusu oldukça önemli bir konudur. Çünkü, ortak velayet hem ebeveynlerin hem de çocukların hayatında önemli değişikliklere neden olur. Bu yazıda, anlaşmalı boşanma sürecinde ortak velayetin önemi, avantajları, dezavantajları ve nasıl uygulanabileceği konularında bilgi vereceğim.

Ortak Velayetin Tanımı:

Ortak velayet, boşanma sonrasında çocukların ebeveynleri arasında paylaşılan velayet türlerinden biridir. Bu durumda, her iki ebeveyn de çocuğun bakımı, eğitimi ve diğer ihtiyaçları için sorumluluk alır. Ortak velayet, çocukların her iki ebeveynle de ilişki kurmalarına olanak tanır ve çocukların her iki evde de yaşamalarını sağlar. Bu velayet türü, çocuğun fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlar.

Anlaşmalı Boşanmada Ortak Velayet:

Anlaşmalı boşanma, eşler arasında anlaşmazlıkların giderilmesi için bir çözüm bulunmasıdır. Bu çözüm, mahkemeye gitmeden yapılabilir ve eşlerin avukatları aracılığıyla düzenlenir. Velayet konusu da, anlaşmalı boşanmada üzerinde uzlaşılması gereken önemli konulardan biridir.

Ortak velayet, anlaşmalı boşanmada çocukların iki ebeveyn arasında paylaştırılması için bir çözüm olabilir. Anlaşmalı boşanma sürecinde, ebeveynler çocukların geleceği için ortak kararlar almak zorundadır. Bu kararlar, çocukların hayatını etkileyen önemli konuları içermektedir. Bunlar, çocukların bakımı, eğitimi, sağlığı ve diğer ihtiyaçları gibi konulardır. Bu nedenle, anlaşmalı boşanma sürecinde ortak velayet konusu oldukça önemlidir. Çünkü, bu süreçte alınacak kararlar, çocukların geleceği için belirleyici olacaktır.

Anlaşmalı Boşanma Sürecinde Ortak Velayetin Avantajları:

1.Çocukların İki Ebeveyn Tarafından Bakımı: Ortak velayetin en büyük avantajlarından biri, çocukların iki ebeveyn tarafından bakımının sağlanmasıdır. Bu sayede, çocuklar hem annelerini hem de babalarını görebilir ve her iki ebeveynle de yakın bir ilişki kurabilirler.

2.Ebeveynler Arasında İşbirliği: Ortak velayet, ebeveynler arasında işbirliği yapılmasını gerektirir. Bu sayede, ebeveynler birlikte hareket ederek çocukların ihtiyaçlarına uygun şekilde karşılık verebilirler. Ortak velayet, ebeveynlerin sorumluluk alma zorunluluğunu artırır. Ebeveynler, çocuklarının bakımı ve eğitimi konusunda birlikte çalışmak zorunda oldukları için, çocukların ihtiyaçlarına uygun şekilde bakım sağlamak için daha fazla çaba gösterirler.

3.Ebeveynler Arasındaki Sorumlulukların Paylaşılması: Ortak velayet, ebeveynler arasındaki sorumlulukların paylaşılmasını sağlar. Bu sayede, her iki ebeveyn de çocukların bakımı, eğitimi ve diğer ihtiyaçları için sorumluluk alır.

4. Çocukların İki Ebeveyniyle Birlikte Olma Şansı: Ortak velayet, çocukların iki ebeveyniyle birlikte olmalarına olanak tanır. Bu durum, çocukların hem anneleriyle hem de babalarıyla bağlarını sürdürmelerine ve her iki ebeveynin de çocuğun hayatındaki önemli kararlarını almalarına olanak sağlar.

5. Çocukların Duygusal ve Psikolojik Olarak Desteklenmesi: Ortak velayet, çocukların duygusal ve psikolojik olarak desteklenmesine yardımcı olabilir. Çocuklar, her iki ebeveynin de desteğini alarak, boşanma sonrasında güvende hissedebilirler.

Ortak velayetin dezavantajları ile ilgili yazımızı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

' ANKARA BOŞANMA AVUKATI' ' BOŞANMA AVUKATI ANKARA' ' EN İYİ BOŞANMA AVUKATI ANKARA'