Davalı Adreslerinin Tamamlanması

T.C. YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E. 2015/22053 K. 2016/9084 T. 25.5.2016

Dava, mal kaçırma kastıyla yapılan satışların iptali ve tescil ile yapılan satışlar dolayısıyla tedbir talebine ilişkindir.

Davacı,

  • davalıların adresi olarak yalnızca “mernis adresi” ibaresinin yazıldığı,
  • mahkemece tensip zaptı ile, dava dilekçesinin yasada belirtilen şartları taşıdığı, davalıların tebligata yarar açık adreslerinin bildirilmediği anlaşıldığından davacı vekiline eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verildiği, bu süre içerisinde eksikliğin tamamlanmaması halinde dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verileceğinin ihtar edileceğinin belirtildiği,
  • tensip zaptının tebliğ edildiği, bunun yanısıra davacı vekili tarafından verilen dilekçeyle davalılar … ve …’in adreslerinin bildirildiği görülmüştür.
  • Saptanan olgular karşısında, dava dosyasında yasal hususların tam olduğunun kabulü gereklidir.Mahkemece, tüm bu hususlar dikkate alınmadan davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

DAVA : … ile … ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Erbaa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 25.12.2014 gün ve 371/525 Sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalılardan …’in evlilik birliği içerisinde edinilen gayrimenkulleri, boşanma davasına konu olmalarını engellemek için diğer davalılar … ve …’e devrettiğini açıklayarak, 408 ada 6, 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazlar ile 131 ada 9 parsel sayılı taşınmazın mal kaçırma kastıyla yapılmış olan satışlarının iptaline, satışlar dolayısıyla davalılar adına bu yerlerin satışından elde edilen gelirlerin üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir.

Davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır.

Mahkemece, 21.7.2014 tarihli tensip zaptında davacı tarafa davalıların tebligata yarar açık adreslerinin bildirilmesi için 1 haftalık kesin süre verildiği, verilen kesin süre içerisinde davacı tarafın davalının adresini bildirmediği gerekçesiyle HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Hemen belirtmek gerekir ki; dava dilekçesinin içeriğini belirten 6100 Sayılı HMK’nun 119/1-b maddesinde, davacı ile davalının adı, soyadı ve adreslerinin, 119/1-c maddesinde davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının dava dilekçesinde yer alacağı, aynı maddenin 2. fıkrasında ise, birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkimin davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre vereceği, bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği hükmü yer almaktadır.

Somut olaya gelince; davacı vekilince dava dilekçesine davalıların adresi olarak yalnızca “mernis adresi” ibaresinin yazıldığı, Mahkemece 11.7.2014 tarihli tensip zaptı ile, dava dilekçesinin HMK’nun 119. maddesindeki a, b, c, ç, ğ, h bendinde belirtilen şartları taşıdığı, davalıların tebligata yarar açık adreslerinin bildirilmediği anlaşıldığından davacı vekiline eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verildiği, bu süre içerisinde eksikliğin tamamlanmaması halinde dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verileceğinin ihtar edileceğinin belirtildiği, tensip zaptının davacı vekiline 24.7.2014, davalı …’e 24.7.2014, davalı …’e 13.10.2014, davalı …’e 8.10.2014 tarihlerinde tebliğ edildiği, bunun yanısıra davacı vekili tarafından 31.7.2014 havale tarihli dilekçeyle davalılar … ve …’in adreslerinin bildirildiği görülmüştür. Saptanan olgular karşısında, dava dosyasında HMK’nun 119/1-b maddesinde düzenlenen hususların tam olduğunun kabulü gereklidir.

Ayrıca, HMK’nun 119/1. maddesinde sayılan eksiklikler mevcut olduğu hallerde, aynı maddenin 2. fıkrası hükmü uyarınca “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olması da usul ve Yasa’ya aykırıdır.

Hal böyle olunca; Mahkemece, dilekçeler teatisi aşaması tamamlandıktan sonra ön inceleme yapılıp , duruşma açılarak tarafların gösterecekleri delillerin toplanması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, tüm bu hususlar dikkate alınmadan davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.