Okul Ödemesi Nafaka Borcundan Düşülür mü?

Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesine göre davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.

Boşanma davası süresince çocuklar için bağlanan bu nafakaya tedbir nafakası adı verilmektedir.

Boşanma olmadan da bazı durumlarda çocuğun fiilen bir eşin yanında kaldığı ve bu eş tarafından bakıldığı, diğer eşin ise ne arayıp sorduğu masraflara da katılmadığı, çocuğun bakımına yardımcı olmadığı durumlarla da karşılaşılabilmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 329. maddesi bu ihtimali öngörmüş ve küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabileceği, kayyım ve vasinin yanında ayırt etme gücüne sahip olan küçük de nafaka davası açma hakkına sahip bulunduğu kabul edilmiştir.

Nitekim, ana-babanın çocuğu olanaklarına göre eğitirler ve onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâkî ve toplumsal gelişimini sağlar ve koruma; yetenek ve eğilimlerine uygun düşecek ölçüde, genel ve meslekî bir eğitim sağlama yükümlülüğü bulunmaktadır.

Çocuk Nafakasının Miktarı Nasıl Belirlenir?

Çocuğa ödenecek nafaka miktarı belirlenirken şu noktalar gözönünde bulundurulur:

  • çocuğun ihtiyaçları
  • ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri
  • çocuğun gelirleri

Medeni Kanun’un 330. maddesinde mahkemeye talep durumunda aylık olarak ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilmesi yetkisi verilmiştir.

Okul Ödemeleri Nafaka Borcuna Mahsup Edilebilir mi?

İHA’nın 16 Ocak 2019’da abonelerine geçtiği bir haberin başlığı oldukça çarpıcıydı: “Yargıtay’dan nafakada emsal karar: Okul taksiti ve eğitim masrafı kapsam dışı”

Ancak medyada yer alan ve hukuki bilgisi sınırlı kişilerce yazılmış bu haber maalesef çoğu zaman olduğu gibi doğru değil. Yargıtay’ın 2. Hukuk Dairesi’nin 2016/26225 E – 2018/11584 K ve 22.10.2018 Tarihli kararında aslında açıkça bu başlıktaki ifadenin doğru olmadığı şu biçimde dile getirilmiş: “ilke olarak, nafaka borçlusu tarafından ortak çocukların, okul ve eğitim giderlerine ilişkin olarak yapılan ödemelerin, nafaka alacaklısına nafakaya mahsuben ödediğine dair açıklama bulunmadan nafakaya mahsuben yapıldığı kabul edilemez. Somut olayda, ortak çocukların özel okul ve eğitim masraflarının nafaka borcuna mahsuben çocukların eğitim gördüğü okul idaresine davacı baba tarafından ödendiği ispat edilemediği gibi esasen davacının böyle bir iddiası da bulunmamaktadır.”

Görüldüğü üzere nafakaya mahsuben ödenen okul ücretleri nafaka borcundan düşülür, bunu daha önce bir çok yazımda da belirtmiştim. (Nafaka alacaklısı adına okula ödeme yapılması ayrı bir hukuki meseledir)

Netice itibariyle halkın haber alma hakkı olduğu kadar aldığı haberlerin doğru olması da önem taşıyor. Basın kuruluşlarının bu konuda genel olarak yeterli hassasiyeti taşımadığı, sorumsuzca ve sonuçlarını hiç düşünmeden haber yapmalarının hiç haber yapmamalarından daha kötü olduğunu düşünüyorum.

İlgili Yazılar:

İlgili Yargıtay Kararı’nın tam metnini ilgi duyanlar için buraya almakta yarar görüyorum:

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2016/26225

Karar Numarası: 2018/11584

Karar Tarihi: 22.10.2018

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 22.10.2018 günü temyiz eden davalı … vekili Av. … ve karşı taraf davacı … vekili Av. … geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı, dava dilekçesinde; davalıdan 06.12.2010 tarihinde kesinleşen ilamla boşandığını, davalı ve velayetleri davalı anneye bırakılan ortak çocuklar yararına hükmolunan nafakalara mahsuben ortak çocukların özel okul masrafları ile davalının bazı masraflarını karşıladığını, davalıya ödenmesi gereken nafaka borcundan fazlasını ödemesine karşın davalı tarafından … … 21. İcra Müdürlüğü’nün 2015/4187 esas sayılı dosyası ile nafakaların eksik ödendiği gerekçesiyle hakkında icra takibi başlatıldığını belirterek, 101.181,50 TL nafaka borcundan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında; davacının isteğiyle müşterek çocukların özel okula gönderildiğini, taraflarca bu konuda anlaşma olmaması sebebiyle özel okul masraflarının nafaka borcundan mahsup edilemeyeceğini, iddia edilen diğer ödemelerinde kararlaştırılmadığı için nafaka borcundan düşülemeyeceğini belirterek, davanın tamamen reddini savunmuştur.

Mahkemece; “davacının ortak çocukların eğitimi için toplam 107.742,96 TL ödeme yaptığı, bu ödemelerin nafakaborcundan mahsup edilmesinin kabul edilebilir olduğu, davacı tarafından davalı adına yapılan kredi kartı borcu ve perde ödemesinin nafaka borcuna mahsuben olduğu belirtilmediğinden nafaka borcundan mahsup edilemeyeceği” gerekçesiyle, davacı tarafından eğitim gideri olarak yapılan 107.742,96 TL ödemenin nafaka borcunu karşıladığı kabul edilerek davacının nafaka borcunun bulunmadığının tespiti ile davacı lehine kötüniyet tazminatına karar verilmiştir.

Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; tarafların 01.10.2010 tarihinde açılan ve 06.12.2010 tarihinde kesinleşen … 4. Aile Mahkemesi’nin 2010/881 esas-2010/916 karar sayılı ilamı ile boşandıkları, davalı kadın için 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, velayeti davalı anneye bırakılan ortak çocuklar 17.10.2005 doğumlu Emirhan Tunay ile 17.09.2008 doğumlu … Su yararına 3.000,00’er TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedildiğini, menfi tespit davasının konusunu oluşturan … … 21. İcra Müdürlüğü’nün 2015/4187 esas sayılı dosyasında, davalı alacaklı kadının 31.12.2010 tarihinden itibaren eksik ödenen nafaka bedelleri ile faizi olmak üzere toplam 101.181,50 TL nin davacıdan tahsili amacıyla icra takibi başlatttığı, mahkemece hükme esas alınan

30.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 01.11.2010-01.03.2015 taraihleri arasında ödemesi gereken nafakanıntoplam 477.000,00 TL, nakit olarak yaptığı ödemelerin ise 380.550,00 TL olduğu ayrıca ortak çocukların 107.742,96 TL tutarında okul ve eğitim masraflarının da davacı tarafından ödendiği rapor edilmiştir.

Ahlaki bir ödevin yerine getirilmiş olmasından kaynaklanan zenginleşmeler geri istenemez (TBK m.78/2). Babanın çocuklarının eğitimi ile ilgilenmesi, giderlerini karşılaması ahlaki bir görevin ifası mahiyetindedir. Boşanma ilamında hüküm altına alınan iştirak nafakalarının alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen eş olup, nafaka alacağı sadece eğitim giderlerinden ibaret değildir. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK m. 182/2). Buna göre, ilke olarak, nafaka borçlusu tarafından ortak çocukların, okul ve eğitim giderlerine ilişkin olarak yapılan ödemelerin, nafaka alacaklısına nafakaya mahsuben ödediğine dair açıklama bulunmadan nafakaya mahsuben yapıldığı kabul edilemez. Somut olayda, ortak çocukların özel okul ve eğitim masraflarının nafaka borcuna mahsuben çocukların eğitim gördüğü okul idaresine davacı baba tarafından ödendiği ispat edilemediği gibi esasen davacının böyle bir iddiası da bulunmamaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında ortak çocukların okul aidatları ve eğitimlerine ilişkin ödemelerinin nafakaya mahsuben yapılmadığının kabulü ile nafakaborcundan mahsup edilmemesi gerekirken aksi yönde değerlendirme yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan 1630 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22.10.2018 (Pzt.)

*karar legalbank’tan alınmıştır.

Yayınlayan

Avukat Yasin GİRGİN

Avukat Yasin GİRGİN, 1977 Ankara doğumludur. 1999 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirmiş ve sonrasında 2 yıl boyunca Özel Hukuk Master programına devam etmiştir. 2004-5 yılları arasında yaptığı hakimlik dönemi dışında 13 Kasım 2000'den bu yana serbest avukatlık faaliyetini icra etmektedir. 2 kitabı ve çok sayıda makalesi bulunan GİRGİN'in 120 köşe yazısı Hürriyet Gazetesi'nde yayınlanmıştır. GİRGİN, halen superhaber.com'da okur sorularını cevapladığı köşe yazılarını kaleme almaktadır. Çok iyi derecede Almanca ve İngilizce bilen GİRGİN, Alman Uzman Avukatlık Yasası'nı da Türkçe'ye çevirmiştir.

Şimdi arayın: 0533 483 9313