Adalet Bakanlığı, boşanmış ve boşanma dava sürecinde başvurulan icra daireleri aracılığıyla çocuğun teslim alınması sürecine son vermeyi amaçlayan bir çalışma başlattı.
Hazırlanan kanun tasarısına göre, çocuğun teslim alınmasında mağdur odaklı bir yaklaşım uygulanacağı belirtiliyor. Bu taslağa (Taslağın tam metnine buradan ulaşabilirsiniz) göre:
Çocuk Teslimi İşlemleri Nasıl Başlatılacak?
1.Adım: Adli Destek Müdürlüğü’ne Başvuru
Çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararı, yükümlüsü tarafından rızasıyla yerine getirilmediği takdirde diğer taraf veya vekili, çocuğun oturduğu yer adlî destek ve mağdur hizmetleri müdürlüğüne başvurabilecek. Bundan önce yükümlünün kendi rızası ile çocuğu teslim etmemesi halinde mahkeme ilamı ile herhangi bir icra dairesine başvuruluyordu. Bu taslakla ilamın başvuru mercii değişmiş oluyor.
2.Adım: Yükümlü İle İrtibata Geçilmesi
Talebi alan müdürlük, teslim yükümlüsüyle irtibat kurarak belirlenen gün ve saatte kararda belirtilen koşullarda, herhangi bir işlem veya ihtara gerek kalmaksızın çocuğun bulunduğu adreste, müdürlükte veya belirlenen başka bir yerde karşı tarafa teslimini isteyecek. Önceki durumda, mahkeme ilamı, yükümlüye tebliğe çıkarılıyor ve çocuğu teslime hazır etmesi ihtar ediliyordu.
Çocuğun Teslim Edilmemesi Halinde Ne Yapılacak?
1.Adım: Plan Hazırlanması
Teslim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde talep üzerine müdürlükçe, mümkünse tarafların veya vekillerinin katılımıyla kararın uygulanmasını göstermek amacıyla bir plan hazırlanacak. Mevcut durumda ise İcra İflas Kanununa göre, teslim şartına uyulmadığı takdirde gerekli yolluk, pedagog refakate alınarak icra memuru vasıtasıyla çocuk teslim alınıyor.
Bu planda çocuğun yüksek yararı ve sürecin çocuğun psikolojisine etkisi esas alınarak karar kapsamında tarafların hak, yükümlülük ve sorumlulukları ile plana uyulmaması durumunda uygulanacak yaptırımlar yer alacak.
2.Adım: Planın Aile Mahkemesi Hakiminin Onayına Sunulması
Plan aile hâkiminin onayına sunulacak ve onaylanmış plan hazır olmayan tarafa tebliğ edilecek. Mevcut durumda ise böyle bir plan yapılması koşulu yok, bu nedenle yeni taslak bir kaç bürokratik işlem daha eklemiş. Uygulamada plan gerektiği gibi tebliğ olunmadı, plan uygun değil şeklinde itirazlara yol açabilir.
3.Adım: Çocuğun Teslim Alınması
Taraflar herhangi bir işlem veya ihtara gerek kalmaksızın yükümlülüklerini plana uygun olarak yerine getirmek zorunda olacak. Mahkeme ilamında, zaten çocuk ile velayet kendisine bırakılmamış ebeveyn arasındaki kişisel ilişki şekli ve süresi belirlenmişken ayrıca bir plan yapılma zorunluluğu tartışılabilir.
Aksi takdirde diğer tarafın talebi üzerine müdürlük tarafından planın gereği zorla yerine getirilecek. Zorla yerine getirme işlemleri adlî destek uzmanları tarafından yürütülecek.
Adlî destek uzmanı bulunmayan yerlerde bu işlemler, adalet komisyonunca görevlendirilen memurlar tarafından sosyal çalışmacı, pedagog, psikolog veya çocuk gelişimcisi gibi bir uzmanın, bunların bulunmadığı yerlerde bir eğitimcinin hazır bulundurulması suretiyle yerine getirilecek.
Adlî destek uzmanı veya görevlendirilen memur, bu fıkra kapsamındaki görevlerini yerine getirirken gerekirse kolluktan yardım alabilir. Kolluk birimleri bu konudaki talepleri derhal yerine getirmek zorunda olacak. Mevcut durumda da çocuğun rızaen teslim edilmemesi durumunda icra memuru kolluktan yardım alıyor.
Çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulması sırasında talep eden taraf hazır bulunacak. Bugün de bu şekilde uygulanıyor.
Ancak, adlî destek uzmanı veya görevlendirilen memurun gerekli görmesi halinde bu işlem, talep eden tarafın yokluğunda da yapılabilecek. Çocuğun, hiç tanımadığı kişiler tarafından ebeveyninden alınarak talep eden ebeveyni ile buluşmak için bir yere götürülmesi ne derece amaca uygun olur acaba?
Bu madde kapsamında başka yer müdürlüğüne yapılan başvurular derhal çocuğun oturduğu yer müdürlüğüne gönderilecek. Bugün de talimat icra dairesi uygulaması mevcut
Adli Destek Müdürlüğü’nün İşlemlerine Karşı İtiraz ve Şikayet Yolu
Müdürlük tarafından bu madde kapsamında yapılan iş ve işlemler hakkındaki şikayetler, aile mahkemesince 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 16 ilâ 18 inci maddeleri kıyasen uygulanmak suretiyle karara bağlanması planlanıyor.
Çocuk Teslimine Uymayanlara Verilecek Ceza
Çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararı kapsamında hazırlanan plana aykırı hareket edenler ile planın yerine getirilmesini engelleyenler, şikâyet üzerine, altı aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılacak. Mevcut İcra ve İflas Kanunu’ndaki 341. madde ceza hükmü aynen alınmış.
Hapsin tatbikine başlandıktan sonra planın gereği yerine getirilirse, kişi tahliye edilir; ancak kişi bu hükümden bir defadan fazla yararlanamayacak. Kanunun en çok eleştirilen ve işe yaramamasına neden olan hükmü olan çocuğun teslim edilmesi halinde kişinin tahliye olması, bu taslakta bir defadan fazla yararlanamama koşulu getirilerek daha işlerlik kazanması amaçlanmış.
Ceza Davasında Görevli Mahkeme
Bu fiil sebebiyle açılan davalar aile mahkemesinde görülür ve İcra ve İflas Kanununun 347, 348, 349, 350, 351, 352, 353 ve 354 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanacak. İcra ceza mahkemelerinden aile mahkemelerine taşınması halinde aile mahkemelerinin zaten olağanüstü olan iş yükünün daha da fazla artması mı amaçlanıyor acaba? Şu anda Ankara’da açılan bir davaya ön inceleme duruşması için 9 ay sonrasına gün verilebiliyor, iki duruşma arası 3 aydan kısa olamıyor.
Aile mahkemesinin kararına itiraz edilmesi halinde mahkeme, itirazı incelemesi için dosyayı o yerde aile mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde aile mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde en yakın aile mahkemesine gönderilecek. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesin olacak.
Çocuk Teslim Etmeme Nedeniyle Velayetin Değiştirilmesi
Velayete sahip ana veya babanın, plandaki yükümlülüğü haklı bir sebep olmaksızın birden fazla yerine getirmemesi halinde çocuğun menfaati dikkate alınarak velayet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velâyet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilecek. Mahkeme, çocuk ile kişisel ilişkiyi düzenleyen kararında bu hususu taraflara ihtar edilecek. Görüldüğü üzere, Adalet Bakanlığı da ortak velayet (kısmi velayet) değil tam velayet üzerinden bir çalışma yapmış. Daha önceki yazılarımda da ortak velayetin bizde çok fazla uygulama alanı bulamayacağı düşüncemi belirtmiştim.
Çocuk Teslim Masraflarını Devlet Karşılayacak
Bu madde kapsamında yapılan giderler, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak. Daire dışında yerine getirilen işlemleri yürüten adlî destek uzmanları ile görevlendirilen memurlara 8/5/1991 tarihli ve 3717 sayılı Adli Personel ile Devlet Davalarını Takip Edenlere Yol Gideri ve Tazminat Verilmesi ile 492 sayılı Harçlar Kanununun Bir Maddesinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Kanunun 2 nci maddesi uyarınca ödeme yapılacak. Kanun taslağı ile her bir teslim için icra dosya masrafı, haciz yolluğu ve sosyal hizmet uzmanı ile ulaşım giderlerinin Devlet tarafından karşılanması öngörülüyor. Şu andaki uygulamada, her iki haftada bir yaklaşık 500,00 TL tutarındaki bu giderler çoğu kişi için karşılanması zor miktarlar.
Sonuç
Şahsi görüşüm bu yeni hazırlanan taslağın aynen kanunlaşması halinde, tek büyük farklılık çocuk tesliminde masrafların devlet tarafından karşılanacak olması. Geri kalan işlemlerin icra müdürlüğünün memurları ya da adli destek memurlarınca yapılması arasında önemli bir fark olamayacağını düşünüyorum. Sonuçta bu işlerin bir şekilde, devletin gücünü arkasına alan kişilerce yapılması zorunluluğu olduktan sonra “ha Ali Kel ha Kel Ali” olmuş ne farkeder?
Tasarıda icra ceza hakimliğinden aile mahkemelerine aktarılmaya çalışılan görevler de amacına hiç bir zaman ulaşmayacak: Birinci olarak, aile mahkemelerinin işleri çok ama çok yoğun. İkinci olarak örneğin ağır ceza hakimlerinin bir günde aile mahkemesine atanıp ertesi gün boşanma dosyasında duruşmaya çıktığı bir düzende aile mahkemesinin hassasiyetini aramak ne derece samimi olabilir ki?
Diğer yandan, devletin kaynaklarını daha iyi amaçlar için kullanması gerekir. Devlet hizmetlerinden yararlananlar da bu hizmetin tam olmasa da küçük bir kısmının bedelini ödemelidirler. Aksi takdirde bu, geri kalan vatandaşlara haksızlık olur. Bu nedenle, ödeme gücü olanlardan dahi çocuk teslimi ücretini almamak sosyal devlet mantığına da terstir, neticede sosyal devletin kaynakları, ihtiyaç duymayanlara dağıtılmış olur ve bu nedenle gerçekten ihtiyaç duyanlar gerekli hizmeti alamazlar.
Benim önerim ise şudur: Bu kadar meşekkatli çalışma yerine iki küçük değişiklik herşeyin düzelmesi için yeterli:
- Çocuğun rıza ile teslim edilmemesi halinde yapılan masrafların yükümlüden alınacağı (ki bugün 100 kere de icra yoluyla alsanız masraflar yapana kalıyor) ve
- çocuğu teslim etmeyenin 10 gün hapis cezasına çarptırılacağı; bu cezanın çocuk teslim edilse dahi çektirileceği. Mevcut sistemde 6 aya kadar tazyik hapsi deniyor ama şu ana kadar bu suçtan yatana rastlamadım.Adalet bakanlığı bunun istatistiğini açıklarsa memnun olurum.
Bu değişiklikler yapılırsa, oturmuş sistem bozulup yeni baştan yapılmak zorunda da kalınmaz.
Yorumlarınızı bekliyorum. 😉