Karşı taraf duruşmaya gelmezse ne olur?

Boşanma davası açıldıktan sonra, dilekçeler aşaması tamamlanmış ve ön incelemeye geçilmiş, ön incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verilerek, davalıya ön inceleme duruşmasına çağrı davetiyesi tebliğ edilmiştir. Okumaya devam et Karşı taraf duruşmaya gelmezse ne olur?

Kocanın Eşi Evden Göndermesi

Boşanma davası üzerine Mahkemece verilen hüküm, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu bulunması sebebiyle davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur. Okumaya devam et Kocanın Eşi Evden Göndermesi

İki tarafın açtığı boşanma davası da haklı olabilir mi?

Boşanma davası evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma talebine ilişkindir.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sonucunun gerçekleşmesinde her iki taraf da kusurlu olması mümkündür.  Okumaya devam et İki tarafın açtığı boşanma davası da haklı olabilir mi?

Eşit kusurlu kadına nafaka verilmesi

Boşanma davasında, mahkemece davacı kadın ağır kusurlu kabul edilerek tarafların boşanmasına karar verilmiş ise de,

  • davacı kadının davalı erkeğin annesine hakaret ettiği,
  • davalının ailesine soğuk davrandığı,
  • davalı erkeğin babasının cenazesine katılmadığı,

Okumaya devam et Eşit kusurlu kadına nafaka verilmesi

Çocuğun üstün yararının araştırılması gereği

Velayet düzenlemesi yapılırken, müşterek çocuğun üstün yararı ön planda tutularak aşağıdaki açılardan değerlendirme yapılması gerekir: Okumaya devam et Çocuğun üstün yararının araştırılması gereği

Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Kaldırılması Harç Miktarı

Boşanma davalarında boşanma avukatına en çok sorulan sorulardan biri de ailenin yaşamını sürdürdüğü konutun üzerindeki ipotek nedeniyle icra veya başka yollarla satılıp satılamayacağıdır. Okumaya devam et Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Kaldırılması Harç Miktarı

Üvey annenin kendisinden olmayan çocukla görüşme hakkı olmalı mı?

Boşanma davası, özellikle işin içinde bir çocuğun olması halinde karışık ve karmaşık hale geliyor.

Her çocuğun kendine özgü karakteri, davranış şekilleri ve ihtiyaçları olduğu kadar çocuğun dahil olduğu ailenin de kendine özgü gelenek ve görenekleri alışkanlıkları bulunuyor. Okumaya devam et Üvey annenin kendisinden olmayan çocukla görüşme hakkı olmalı mı?

Evlilik Sözleşmesi Nasıl ve Neden Yapılır?

EVLİLİK SÖZLEŞMESİ

evlilik-sozlesmesiTürk Medeni Kanunu uyarınca, eşler, evlenmeden önce ya da evlendikten sonra, aralarındaki kanuni mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimini kanunda yazılı sınırlar içerisinde değiştirebilir ve yeni bir mal rejimi kabul edebilirler. Evlilik sözleşmesi son zamanlarda sıkça gündeme gelmekte ve aile avukatı / boşanma avukatı olarak tarafımıza sıkça başvurulmaktadır.

“Birisi sizinle aşk için mi evleniyor, yoksa paranız için mi? Evlilik sözleşmesi, bir ilişkinin turnusol kağıdıdır

Eşlerin seçebileceği 3 mal rejimi bulunmaktadır. İnternet ortamında çeşitli evlilik sözleşmesi (mal rejimi sözleşmeleri) örnekleri bulunmaktadır, ancak bu evlilik sözleşmesinin (mal rejimi sözleşmeleri) hangi rejime göre ve kim için hazırlandığı belli değildir.

Ayrıca noterlerde de bir kaç satırdan ibaret hazır sözleşme bulunmakta ve evlilik sözleşmesi imzalamak isteyenlere bu sözleşme sunulmaktadır.

Evlilik Sözleşmesi Nasıl Yapılır?

Evlilik sözleşmesi, içerdiği hükümlerin geleceğe dönük önemli maddeler taşıması nedeniyle genellikle konusuna hakim bir boşanma avukatı tarafından hazırlanmakta ve hazırlanan bu sözleşme ile notere gidilmektedir.

Mal Rejimi Sözleşmesi Ne Zaman Yapılır?

Evlilik sözleşmesi ya da hukuki adıyla mal rejimi sözleşmesi evlenmeden önce ya da sonra yapılabilir.

Evlilik Sözleşmesi Nerede Yapılır?

Taraflar evlilik sözleşmesini noterde düzenleme veya onaylama yoluyla yapabilir.

Sözleşmenin düzenleme şeklinde yapılması, tarafların kimlik belgeleriyle notere gidip, arzularını noter önünde yazıya geçirtmeleri ve sözleşmenin bu şekilde noter tarafından düzenlenmesi anlamına gelir.

Sözleşmenin onaylama yoluyla yapılması ise, sözleşmenin taraflarca notere gitmeden önce hazırlanması, üzerinde anlaşmaları ve kimlik belgeleriyle noter önünde imzalamaları, noterin de bu imzaların taraflara ait olduğunu onaylaması anlamına gelir.

Evlenme başvurusu sırasında da taraflar, hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak evlendirme dairesine bildirme hakkına sahiptirler.

Ancak, evlendirme memurları, taraflara hangi mal rejimi seçtiklerini sormaz. Taraflar böyle bir beyanda bulunmazlarsa otomatik olarak yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi seçmiş olurlar. Tarafların evlilik sözleşmesini yapmamaları, evlenmelerine bir engel teşkil etmez.

Bununla birlikte, evlendirme memurları, tarafların yapmış oldukları sözleşmeyi inceleyerek yasaya aykırı olarak düzenlenip düzenlenmediğini inceler.

Kanuni düzenlemelere aykırı mal rejimi sözleşmesi kabul edilmez.

Tarafların mal rejimi sözleşmesini ibraz etmeleri halinde, bu sözleşme evlenme kütüğündeki ilgili alana yazılır, bu belgeler tarafların evlenme dosyasında muhafaza edilir.

İş Kazasında İşçinin Hakları

İş kazası günümüzün en büyük problemlerinden biri. Bir işçinin hayatını sürdürmek için yaptığı iş nedeniyle hayatını kaybetmesi asla kabul edilemeyecek bir durumdur.

İşveren, işyerinde, işçinin iş sağlığını ve güvenliğini sağlamak zorundadır. Bir işçinin en temel hakkı, hayat, sağlık ve beden bütünlüğünün korunmasıdır. İşveren bu en temel hakların korunması için gereken her türlü önlemi almakla yükümlü tutulmuştur.

İş kazası nedeniyle işverenin hukuki ve cezai sorumluluğu:

İş kazası, işverenin işçiyi gözetme borcunu yerine getirmemesi nedeni ile ortaya çıkmış olabilir. Bu durumda iş kazası ve meslek hastalıklarından işverenin özel hukuk ve ceza hukuku yönlerinden sorumluluğu söz konusu olabilir.

İşveren iş kazasının olmaması için sadece mevzuatta yer alan önlemlerin alınması ile yetinemez, mevzuatta öngörülmemiş ancak bilimsel ve teknolojik gelişmelerin gerekli kıldığı diğer iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini de alması gerekeceği Yargıtay kararlarında da yer almaktadır.

İş kazası nedeniyle işveren tazminat ödeyebilir:

İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmaması sonucunda iş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına tutulan işçiye veya bu nedenle yaşamını yitiren işçinin desteğinden yoksun kalanlara maddi ve manevi tazminat ödemek zorunda kalabilir.

İş Kazası halinde işçiye SGK yardımı:

İş kazası ya da meslek hastalığı nedeniyle zarar gören işçinin sigortalı olması halinde 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca kendisine gerekli sağlık yardımları yapılır. (5510 sayılı Kanun madde 63)

Yine bu işçiye, geçici ve sürekli iş göremezlik ödenekleri de bağlanması kabul edilmiştir. (5510 sayılı Kanun madde 18-19)

İş kazası nedeniyle SGK manevi tazminat ödemez:

İş kazası nedeniyle SGK, zarara uğrayan işçinin veya desteğinden yoksun kalanların manevi zararlarını karşılayacak herhangi bir ödeme yapılmaz.

İş kazası sonucunda zarara uğrayan işçi veya destek yoksun kalan yakınları SGK tarafından karşılanmayan zararları için işverene dava açma hakkına sahiptir.

SGK, işçiye ve hak sahiplerine yaptığı ödemeleri işçiyi gözetme borcunu kusuruyla yerine getirmeyen işverene rücu edebilir.

İş kazasında hakların zamanaşımı süresi:

Bir diğer yandan, 5510 sayılı Kanundan doğan haklar 5 yıl içinde zamanaşımına uğrar.

Kanunun 97. maddesine göre iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle hak kazanılan gelir ve aylıkların hakkın kazanıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde istenmemesi halinde zamanaşımına uğrayacağı kurala bağlanmıştır.

Buna karşılık işverenin gözetme borcuna aykırı davranışından doğan tazminat davası için 10 yıllık zamanaşımı belirlenmiştir. Buna göre, yasal süre içinde SGK’ya başvurmamış işçi maddi ve manevi tüm zararlarını işverenden talep edebilecektir.

Hakları almak için takip edilmesi gereken sıra:

İş kazası nedeniyle işçi veya hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat haklarını almak için öncelikle Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvurmaları ve mahkemenin tazminata hükmetmeden önce bu başvurunun sonucunun beklenilmesi gerekir.

İş kazası nedeniyle işverenin sorumlu tutulabilmesinin şartları:

İş kazası nedeniyle işverenin  tazmin sorumluluğunun doğması için her şeyden önce;

  • bir kazanın olması,
  • bu kazanın bir iş kazası niteliğinde olması,
  • işverenin kusurlu olması,
  • iş kazası sonucunda bedensel veya ruhsal bir zararın ya da ölümün ortaya çıkması,
  • ve uygun illiyet bağının bulunması gerekir.

İşçi, işverenin gözetme borcuna aykırı davranışı sonucunda meydana gelen iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle uğradığı bedensel zararlarının tazminini talep edebilir (Maddi tazminat) Bunun yanında işçi, koşulları varsa ayrıca manevi tazminat da isteyebilir.

İşverenin gözetme borcuna aykırı davranması sonucunda iş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına tutulan işçinin ölümü halinde desteğinden yoksun kalanlar da tazminat talebinde bulunabilirler. Buna destekten yoksun kalma tazminatı adı verilir.

Yargıtay “Öteki Kadından Tazminat” Kararından Döndü

9 Ocak 2012‘deki yazımda, aşağıdaki yorumum ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun aldatılan eşe, 3. kişinin aldatan eş ile birlikte tazminat ödemesine dair kararını ağır biçimde eleştirmiştim: Okumaya devam et Yargıtay “Öteki Kadından Tazminat” Kararından Döndü

Şimdi arayın: 0533 483 9313