Boşanma Davasında Eşin Ruhsal Sorunu

Ruhsal sorun, evlilikle ilgili olarak Medeni Kanun’unda iki ayrı yerde önemle anılmıştır.

Evlilik öncesinde mevcut olan sorun TMK’nun 145. maddesine göre evliliğin iptaline yol açabilir. (bkn: Evliliğin İptali Sebepleri) Eşlerden birinin evlilik öncesinde sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması halinde bu durum mutlak butlan sebebi olarak sayılmıştır, yani eşin evlilik öncesinde ayırt etme gücünden yoksun olması evliliğin kesin olarak iptal edilmesine yol açar.

Mutlak butlan davası, kamu davası niteliğindedir; bu nedenle tarafların dışında Cumhuriyet Savcısı ile birlikte diğer ilgililer tarafından da açılabilir.

Evliliğin meydana gelmiş olmasından sonra ne kadar zaman geçmiş olursa olsun mutlak butlan davası açılabilir.

Evlilik birliğinin kurulmasından sonra ortaya çıkan akıl hastalığı (ruhsal problemler) ise farklı bir boşanma davasına yol açar. (Daha ayrıntılı açıklama için bkn: Akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası) Evlilik işlemlerinin geçerli biçimde tamamlanmasından sonra eşin yakalandığı akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açma hakkı TMK 165. maddeye göre ortak hayatın sürdürülmesi kendisi açısından çekilmez hale gelen eşe aittir.

Bu davayı ruhsal problemleri olan – akıl hastası eş açamaz.

Ofisimize yapılan başvurularda, özellikle son yıllarda ruhsal problem kaynaklı boşanma taleplerinin oldukça arttığını gözlemliyoruz.

Bu boşanma görüşmelerinde sıklıkla eşin asabiliği, şiddet eğilimi, en ufak bir olaya sinirlenmesi, ev eşyalarını kırıp dökmesi, eşe- müşterek çocuğa ve eşinin ailesine yönelik olarak hakaret, şiddet, tehdit fiilleri anlatılagelmektedir.

Elbette, bir çok sağlıklı insanın da belli olaylar neticesinde fazla tepki göstermesi -kantarın topuzunu kaçırması- söz konusu olabilir. Bununla birlikte bu kontrolsüzlüğünün farkında olmasına rağmen içgüdüsel – tepkisel davranışlarına karşı koyamaması halinde önemli bir ruhsal problem bahis konusu olabilir.

Akıl hastalıkları, ilk çocukluk yıllarında kişilik gelişiminin bozuk olması; beden yapısının bozuk ve sakat olması; beyin ya da sinir sistemindeki bir bozukluk, ur, frengi ya da yaşlılığın beyni yıpratması, kazalar, yaralanmalar; yoksulluk, baskı, dayak, savaşlar, kıtlıklar, sevgisiz aile ortamında büyümek; güdülerin normal yollarla doyurulamaması gibi nedenlerle ortaya çıkarlar.

Akıl hastalıkları ağırlık derecesine göre nevroz ve psikoz olarak ikiye ayrılır. Psikozlar ileri derecede akıl hastalarıdır; bu hastaların fiillerinden dolayı sorumluluğu yoktur, bu nedenle toplum içinde bulunmaları sakıncalı olabilir.

Psikozların unutkanlık, konuşamamak ye megalomani; ilgisizlik, bencil duygular, kavgacılık ve herkesten şüphelenme, yok yere kızma, gülme, herkesten şüphelenme, sanrılar ve intihara kalkışma gibi belirtileri vardır. Yine şizofreni, paranoya ve mani-depresifliğin de kendine özgü belirtileri bulunur. Örneğin mani-depresif hasta, mani halinde neşeli, hareketli, saldırgan ve kinci; melankoli halinde ise kederli, durgun, bedbin, acılıdır. Melankoli halinde genellikle intiharı düşünür.

Bu belirtilerin olması halinde eşe açılacak boşanma davasında ilk olarak eşin ruhsal durumunun tespiti gereklidir, zira ruhsal problemin boyutuna göre eşin dava ehliyetinin olmadığı kabul edilebilir.

HMK 114. maddeye göre, taraf ve dava ehliyetine sahip olmak dava şartıdır. Bu nedenle dava ehliyetine sahip olmayan kişiye karşı doğrudan dava açılamaz, kendisinin işlemleri de geçerli değildir.

Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından (HMK. m. 114/1-d) olup, bu husus kamu düzeniyle ilgilidir.

Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu gibi taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. ( HMK. m. 115/1)

Davada, eşin ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddia dosya arasındaki bir kısım delille de doğrulanmışsa bu durumda mahkemece yapılacak iş; Türk Medeni Kanununun 405. ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 56. maddesi uyarınca eşin vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesinden ibaret olacaktır.

 

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313