KOOPERATİF DAVASI KOOPERATİF ELİNDE ARSA VEYA KONUT KALMAMASI

T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2010/2468 K. 2010/3176 T. 23.3.2010

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 3.Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22.05.2008 tarih ve 2006/387-2008/215 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı avukatı, müvekkilinin murisinin ölmeden evvel muvazaalı olarak davalı kooperatifte bulunan üyeliğini diğer davalıya devrettiğini, bunun iptali için açılan davanın müvekkili lehine sonuçlandığını ve müvekkilinin davalı kooperatife ortaklığının tespitine karar verildiğini, ancak yargılama sırasında davalı Nevin’in kooperatiften istifa ederek çıkma payını aldığını, müvekkilinin davalı kooperatife yaptığı başvurunun sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, kooperatif ortaklığın eski hale getirilmesini, aksi halde 20.000 YTL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı kooperatif vekili, davacının açmış olduğu davada hisse devrinin önlenmesi için tedbir kararı verilmediğini, bu nedenle diğer davalının hissesini müvekkiline devrederek ortaklıktan ayrıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Diğer davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacının murisinin ödediği aidat bedeli gözönüne alınarak davacının 2964 YTL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, anılan bedelin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Dava, kooperatif ortaklığına dayalı tazminat istemine ilişkindir.

Somut olayda, davacının eşinin muvazaalı olarak davalı kooperatifteki ortaklığını diğer davalıya devrettiği, bu işlemin iptali için açılan dava sonucu davacının miras hissesi oranında davalı kooperatifin ortağı olduğuna karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, ancak yargılama sırasında davalı Nevin’in kooperatif ortaklığından ayrılarak çıkma payını aldığı, davacı tarafından kooperatif ortaklığına ilişkin yapılan başvuruya davalı kooperatif tarafından olumsuz cevap verdiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık davacının ortaklığı nedeniyle alacağı tazminatın miktarı noktasında toplanmaktadır.

Mahkemece, davacının murisinin ödediği 965 YTL aidat miktarının davalı Nevin’in almış olduğu 15.600 YTL çıkma payı bedeline oranına göre yapılan hesaplama sonucu yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş ise de, yapılan hesaplama formülü bakımından verilen karar doğru değildir.

Zira, kesinleşmiş mahkeme ilamına göre davacı kooperatif ortağı olup, kendi isteği ile de kooperatif ortaklığından ayrılmadığına göre, davacının ortak olarak diğer ortaklara düşen miktarda arsa veya konutun davacıya verilmesi gerekir. Ancak davacı kooperatif elinde arsa veya konut kalmaması halinde ödenecek tazminatın hesaplanması şekli, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre aşağıdaki şekilde formüle edilmiştir.

1- Önce, ortaklara tahsis edilen konut veya arsanın dava tarihi itibariyle rayiç değeri saptanmalıdır.

2- Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin, ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar ( Toptan Eşya Fiyat Endeksi Artış ortalama rakamları esas alınarak ) taşınarak, güncel değeri bulunmalıdır.

3- Bundan sonra, yukarıda ( 1 ) numaralı bentte bulunan değerden ( 2 ) numaralı bentte bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın, bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettikleri ortaya çıkarılmalıdır.

4- Bunu takiben, davacı eksik ödeme yapan ortağın ödentileri ( 2 ) numaralı bentteki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı da güncelleştirilmelidir.

5- Bu hesaplamalardan sonra, normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda ( 2 ) numaralı bentte bulunan ödemelerinin güncel değeri karşılığı, yine yukarıda ( 3 ) numaralı bentte bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre, davacının ( 4 ) numaralı bentte eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yarar sağlaması gerektiği, orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak, ( 4 ) numaralı bentte bulunan miktar, ( 3 ) numaralı bentte bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan miktarın ( 2 ) numaralı bentte bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktara ( 4 ) numaralı bentte bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar, davacı ortağın bu davada kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar miktarını belirleyecek ve mahkemece ( davalı Nevin’in yaptığı ödemeler ile davacının 1/2 oranında hissedar olduğunun da gözönüne alınarak ) tesbit edilecek miktara hükmedilecektir.avukat, avukat ankara, kooperatif davaları, kooperatif davası avukatı

Mahkemece, yukarıdaki ilkeler dikkate alınmadan yapılan hesaplama sonucu verilen hüküm doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yorum bırakın

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313