Boşanmanın Torba Yasası: Şiddetli Geçimsizlik

ebse 670x300

Eski Medeni Kanun döneminde madde metninde şiddetli geçimsizlik deyiminin bulunması sebebiyle kamuoyunda ve doktrinde bu adı ile bilinen genel boşanma sebebi, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasıdır.  4721 sayılı Medeni Kanun’un 166. Maddesinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması şu şekilde düzenlenmiştir:

“Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa eşlerden her biri boşanma davası açabilir.  

Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.”

 Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmada bu sebebin varlığını hakim takdir edecektir.

Genel olarak Türkiye’de ve Ankara’da boşanma davalarının büyük bir çoğunluğu evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılmaktadır.

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsıldığına İlişkin Şartlar :  

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davasında biri objektif diğeri subjektif olmak üzere iki koşul bulunmaktadır.

1.      Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmış Olması  

Esas itibariyle eşler arasında fikir ve duygu farklılıkları olması evlilik birliğinin temelinden sarsılması olarak karşımıza çıkmaktadır. Fakat eşler arasında fikir ve duygu ayrılıkları olmasa bile bazı olaylar evlilik birliğini temelden sarsmış olabilir. Burada önemli olan eşler arasındaki geçimsizlik sebeplerinin evlilik birliğini temelden sarsacak derecede ciddi ve şiddetli olması durumunda söz konusu olabilecektir.

Eşe fiziksel şiddet uygulamak, hakaret etmek, eşinin başkası ile ilişkisi olduğunu söylemek, cinsel uyuşmazlık, iktidarsızlık, eşi evden kovmak, sadakatsiz davranışlar, evin geçimini sağlamamak gibi davranışlar evlilik birliğinin temelinden sarsacak derecede geçimsizlik sebebi olabilir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2008/12211 Esas 2009/14432 Karar sayılı kararında

“…davacının eşine hareketlerine karşılık davalının da birlik görevlerine yerine getirmediği, çocuk benden değil dediği, eşinin doğumuyla ilgilenmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte şiddetli geçimsizlik mevcut ve sabittir.”

diyerek evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun kendisinden olmadığının söylenmesini evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma sebebi olarak kabul etmiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2008/12583 Esas 2009/14812 Karar sayılı 23.07.2009 tarihli kararında tedavi edilebilir rahatsızlık sebebiyle cinsel ilişkiye girilememesinin evlilik birliğini temelden sarsan bir neden sayılmayacağını belirlemektedir.

2.      Ortak Hayatın Çekilmez Hale Gelmesi  

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması eşler için ya da en azından boşanma isteğinde bulunan eş için ortak hayatı sürdürmeleri beklenmeyecek derecede olmalıdır.

Ortak hayatın çekilmez hale gelip gelmediğini hakim takdir edecektir. Davacının sunduğu delilleri hakim ikna edici bulmazsa davayı reddeder. Hakimin burada geniş bir takdir düzeyleri, yetişme koşulları gibi bir çok kıstası göz önünde bulundurmalıdır.

Davacının Kusurunun Daha Fazla Olmaması  

Eşlerden birinin boşanma davası açabilmesi için kusursuz olma şartı yoktur. Fakat davacının davalıya nazaran daha az kusurlu olması gerekmektedir. Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı davalıdan daha fazla kusurlu ise davalının açılan bu davaya itiraz hakkı vardır. Tarafların eşit kusurlu olması durumunda da itiraz hakkı bulunmamaktadır.

Davalının itiraz hakkının sınırları yine aynı madde içerisinde düzenlenmiştir. Buna göre davalının itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğindeyse ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar için korunması gereken bir menfaati yoksa davacı daha fazla kusurlu olsa bile boşanmaya karar verilebilecektir.

Yargıtay birlikte yaşamaktan kaçınan, uzun yıllar başkası ile yaşayan, ağır hakaretler eden, eşine karşı birden fazla şikayeti bulunan eşin itirazını kötü niyetli bulmuştur. Fakat buradaki sayımlar sadece örnek olması bakımından sayılmıştır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 19.06.2007 tarihli 14652-10409 sayılı kararında

“…Toplanan delillerden davalının ağır hakaretlerine karşı, davacının evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediği, eşini dövüp burnunu kırdığı, güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiği anlaşılmaktadır. Kusurun ağırlığı davacı kocadadır. Davalının boşanmaya karşı çıkması evliliğini kurtarmaya yöneliktir. Bu davranışı hakkın kötüye kullanıldığı şeklinde yorumlanamaz.”

şeklindeki kararında kadının evliliği kurtarmak için boşanmaya itiraz etmesinin kötü niyet olmayacağına karar vermiştir.

Evlilik Birliğinin Sarsılmasında “Şiddet” Unsuru  

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davasında boşanma sebebi oluşturan davranışlar aynı zamanda şiddet içeren bir davranışı bünyesinde barındırmaktadır.

Buradaki boşanma sebebi oluşturan davranışları fiziksel şiddet, ekonomik şiddet, cinsel şiddet, duygusal şiddet, sosyal şiddet, görsel şiddet şeklinde sınıflandırmak mümkündür.

Taraflardan birinin diğerini küçük düşürmesi, onunla alay etmesi, sırları açıklaması, sevgisiz davranması, aşırı kıskançlık göstermesi, başkalarıyla görüştürmemesi, tehdit etmesi, ilgisiz davranması Yargıtay uygulamalarında da görüldüğü üzere duygusal şiddet sebeplerindendir.

Tarafların eve bakmaması, aşırı tasarrufta bulunması, bağımsız konut sağlamaması, aşırı borçlanması, kumar oynaması, diğer eşin cebinden habersiz para alması, çalışmaması, diğer eşi zorla çalıştırmaması ya da çalıştırması ekonomik şiddete örnek olarak gösterilebilir.

Eşlerden birinin sürekli alkol kullanması, uyuşturucu madde kullanması, diğer eşi kendi isteğine uygun giyinmeye zorlaması, diğer eşe aykırı dinsel davranışlarda bulunması, dinsel boşanmada bulunması, büyü işleri ile uğraşması sosyal şiddete örnek başlıklar olarak sayılabilir.

Yorum bırakın

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313