Boşanma Davalarında Tanıkların Davaya Etkisi

boşanma davasında hakim tanıklara ne sorar, boşanma davasında tanık nasıl konuşmalı, boşanma davasında kaç tane tanık dinlenir, boşanma davasında tanık olmazsa ne olur, boşanma davalarında kimler tanık olabilir, çekişmeli boşanma davasında tanıklar, boşanma davasında tanık ifadeleri, boşanma davasında tanıklara sorulacak sorular, boşanma davasında şahitlik yapmak istemiyorum, boşanma davasında müşterek çocuğun tanıklığı, boşanma davasında yalancı şahitlik yapmanın cezası, boşanma davasında anne baba şahitliği, boşanma davasında şahit gelmezse ne olur


Boşanma davasında kimler tanık olabilir?

Kanunda açık şekilde bir ayrım yapılmamasına rağmen, hukukumuzda deliller; kesin ve takdiri delil ayrımı esas alınarak incelenmektedir. Kesin delil terimi takdiri delil teriminin karşıtıdır. Takdiri deliller; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun, tanık (HMK m. 240-265), bilirkişi (HMK m. 266-287), keşif (HMK m. 288-292), senet dışında ki belgeler (HMK m. 199) ve kanunda düzenlenmemiş (HMK m. 192) deliller olup; bu deliller, koşullarını ve hükümlerini kanunun tayin etmediği, hâkimi bağlamayan, hâkimin üzerinde serbestçe takdir hakkını kullanabildiği delillerdir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) uyarınca tanık delili takdiri delildir.

Aynı kanunun “Delillerin değerlendirilmesi” başlıklı 198. maddesine göre “kanuni istisnalar dışında hâkimin delilleri serbestçe” değerlendirebileceği açıklanmıştır. Burada hâkimin; tanık delili altında yer alan beyanları hükmün gerekçe bölümünde serbestçe takdir ederken, sadece kendi vicdani kanaatinden bahsetmesi yeterli olmayıp ayrıca dinlenen tanığın ifadesinin, hangi nedenlerle hükme esas alınıp alınmadığını da belirtmesi gerekmektedir. Başka bir olayda da Hukuk Genel Kurulu 20.02.2013 tarihli ve 2012/9-843 E., 2013/253 K. sayılı kararında bu hususu “….sıklıkla başvurulan delillerden biri olan tanık beyanı, takdiri bir delildir, hâkimi bağlamaz ancak hâkim, tanık beyanını serbestçe takdir ederken sadece vicdani kanaati ile karar veremez. Tanık beyanları yönünde ya da aksine hüküm tesis edilmesi durumunda, tanık beyanının neden kabul edildiği ya da edilmediği açıklanmalıdır,…” şeklinde açıklamıştır.

Tanık kavramı diğer bir söyleyişi ile şahit, ceza ve hukuk davalarında, bilgileri hakkında beyanda bulunulan üçüncü şahısları ifade eder. Tanıklık, bilginin bir aktarılma biçimidir. Yaşanmış bir olayın iç yüzünü mahkemeler huzurunda ortaya döken tanık, adaletin en etkin aracıdır.

Tanığın uyuşmazlık konusu olayla ilgili, duyuları aracılığıyla edindiği bilgileri sübut konusunda karar verecek makama sunarken yapmış olduğu sözlü açıklamalara da tanık beyanı denilir.

Her yargılamada tanık önemli bir delildir. Boşanma davalarında ise özellikle boşanma sebebi olarak Türk Medeni Kanununun 166. Maddesine dayanıyorsa o takdirde tanık yargılamanın vazgeçilmez unsurudur. Bir nevi boşanma davasının sonuçlanması için taraflar ne denli esaslı unsursa tanık da o denli önemlidir denilebilir. Bunun sebebi ise boşanma davalarının konusu olan tarafların karı-koca olmasıdır. Karı-koca arasındaki ilişkinin derinliği ve sorunlarını resmi senet, yazılı belge vs. delillerle ispatlanması zor olduğu için tanık odak noktası haline gelmiştir.

Boşanma davalarında bilinenin aksine herkes tanık olabilir. Anne, baba, çocuk, abla gibi en yakınlarınız dahi boşanma davasında tanık olabilir. Kanunun istisnai olarak saydığı bazı hallerde ise tanık olarak dinlenmesi istenen kimse tanıklıktan çekinebilir.

Boşanma davasında taraflardan birinin;

  • Nişanlısı,
  • Evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi,
  • Kendisi veya eşinin altsoy veya üstsoyu(anne, baba, çocuk, torun, büyükanne, büyükbaba),
  • Arasında evlatlık bağı bulunanlar,
  • Üçüncü derece de dahil olmak üzere kan veya kayın hısımları (kardeş, kardeşin çocuğu(yeğen), amca, hala, dayı, teyze ve eşinin aynı derece akrabaları), koruyucu aile ve onların çocukları ile koruma altına alınan çocuk kişisel nedenlerle tanıklıktan çekinebilir.  

Tanığın beyanı kendisine yukarıda belirtilen kişisel nedenlerle tanıklıktan çekinme hakkı olan kimselerden birine doğrudan doğruya maddi bir zarar verecekse veya aynı kişilerden birinin şeref veya itibarını ihlal edecek ya da ceza soruşturmasına veya kovuşturmasına sebep olacaksa tanıklıktan çekinebilir.

Boşanma davasında şahitlik yapmak istemiyorum

Tanıklık, kamu hukukundan kaynaklanan toplumsal ve kamusal bir görevdir. Tanıklık kamu hukukundan kaynaklanan toplumsal bir görev olduğu için, kişinin topluma karşı ödev ve sorumlulukları Anayasamızın 12-14. Maddelerince düzenlenerek teminat altına alınmış, ayrıca tanıklığın kural olarak yerine getirilmesi zorunlu bir ödev olduğu öngörülmüştür.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 245. Maddesi gereğince, yasanın belirlediği çekinme hakları hariç tanıklıktan kaçınılamayacağını hükme bağlamıştır. Bu nedenle, bu maddeye göre, haklı bir nedeni olmaksızın, çağrılıp gelmeyen tanık hakkında, disiplin para cezası uygulanacağını ve zorla getirileceğinin karar altına alınacağını da hükme bağlamıştır. Tanık olan kişiye gelen tebligatta, zorla getirileceğine ilişkin ihtar bulunmaktadır.

Tanıklık yapmak için harcadığınız zaman göz önünde tutularak tanığa mahkeme bir ücrete hükmeder. Tanık başka bir şehirden geliyorsa bu takdirde seyahat ve ikamet masraflarının karşılanması da yasal bir zorunluluktur.

Boşanma davasında şahit gelmezse ne olur?

Tanık olarak ismi yazılan kimseler genel olarak mahkeme huzurunda dinlenmekten çekinirler. Bu çekincelerini aşabilmek adına yan formüller bulma çabasına girerler. Ancak mahkeme yerine noterde tanıklık yapsam, başka gün gidip kalemde ifade versem vb. gibi ilk etapta akla gelen hususları hukuk sistemimiz kabul etmemiştir.

Tanıklığı sözle mahkeme huzurunda yapmak yerine yazılı beyanda bulunmak kural olarak mümkün değildir. Tanık, hakimin karşısına geçmek ve hakimin ve tarafların yönelteceği sorulara sözlü olarak cevap vermek zorundadır. Tanık ancak rakama ilişkin sorular veya teknik konular gibi durumlar söz konusu ise hakimden kısa notlar almak için izin isteyebilir.

Bu kuralın yanı sıra istisnai olarak; hakim gerekli göreceği hallerde, tanığın sözlü olarak dinlenmesi yerine, belirlenecek süre içinde cevaplarını yazılı olarak bildirmesi için tanığa soru kağıdı gönderilmesine karar verebilir. Hakim, verilen yazılı cevapların yetersiz olması halinde, tanığı dinlemek üzere davet edebilir.

Tanık olarak çağıran mahkeme dışında verdiğiniz ifadenizin hukuk sisteminde hüküm ve sonuç doğurabilmesi sadece istinabede söz konusu olabilir. Açılmış bir davada, davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin kendi yargı çevresi dışında başka bir mahkemenin yargı çevresi içinde yapılması gereken bir işlem için, yargı çevresi içinde o işlemin yapılacağı mahkemeden hukuki yardım istemesine istinabe denir. Örneğin tanıklık yapacağınız uyuşmazlığın görüldüğü mahkeme ile ikamet ettiğiniz bölgedeki mahkeme farklı ise bu takdirde bulunduğunuz yerdeki mahkemede tanıklık yapabilirsiniz.

Tanık listesi kaç defa verilebilir

 

Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince, dava dosyası kapsamında tanıklığından yararlanılacak kimselerin hangi vakıa için mahkemeye geleceği önceden bildirilmelidir. Buna hukukta tanık listesi denir. Tanık listesinde, tanığın adı soyası, TC kimlik numaraları ve tebliğe elverişli adresleri yer almalıdır. Bu liste düzenlenirken dikkat edilecek husus, ikinci tanık listesinin mahkemeye daha sonra sunulamayacağıdır.

Liste verilmemesi ya da liste verilmiş olmasına rağmen bu listede yer almayan tanığın dinlenmemesi kuraldır. Bu kuralın istisnası ise HMK 243/1’de düzenlenmiştir. Bu istisnaya göre, eğer tanık duruşmada hazır bulundurulmuş ise liste verilip verilmediğine ya da listede yer alıp almadığına bakılmaksızın hazır bulunan tanık dinlenir. Bu istisnai hükmün işlerlik kazanabilmesi iki duruma bağlıdır; bunlardan birincisi tanık listesinin verilmesi için mahkemece önceden kesin süre belirlenmemiş olmalıdır. İkinci durum ise, tanık dinletilecek duruşmanın taraflarca günün biliniyor olması gerekmektedir. Bunlar dışında ikinci tanık listesinin verilmesi mümkün değildir. Nitekim Yargıtay’da vermiş olduğu kararlarında bu duruma dikkat çekmiştir.

Özetleyecek olursak ; boşanma davalarında hakim tanıkların beyanları ile bağlı değildir ancak tanık boşanma davasının temel delilini oluşturmaktadır.

6 thoughts on “Boşanma Davalarında Tanıkların Davaya Etkisi”

  1. ELİF KORKMAZ

    Bir arkadaşım. eşi ile ayrılığında beni şahit göstermek istedi. Zor durumda gözüküyordu. Kabul ettim. Lakin ilerleyen zamanlarda, kendisine olan güvenim yitirildi. İlk mahkeme sonrası, mahkemeye gitmediğim için ihtar aldım. Kesinlikle o kişi için konuşmak istemiyorum. Aile mahkemesine bir dilekçe, bir de Nüfüs Czdanı suretim ve de ihtar ile fregat edilmesini istesem., Dava 21. Ocak.2020 tarihinde. Davalı bu dilekçeyi, avukatına ileteceğini söyledi. Zaten bu saatten sonra, davalı için katılımım doğru olmaz. Mümkünmüdür

  2. Bízim bir akraba var 2015 te acti karisina dava ve karisida almanyada yaşiyor iyi geciniyoz diye iki oglunu tanik gostermis ama baba cocuktan yumuruk yedigi ve esinin çocukları taraf tutup evd3n attillar haliyle bu kisi 4 yil evvel bu sebepten bosanma davasi acti ama kadin cocuklarini tanik gosterdigi icin cocuklarda anneden yana oldugu icin tanikliga gelmiyorlar bu durumda taniklar gelmedigi muddetce bosanma davasi daha ne kadar uzar dinlemek zurundami hakim taniklari

    devamli erteleniyor dava cunku cocuklar tanikl

  3. mdemirkiran

    bosanma davasi acildi esim kisisel esyalarimi ,evlenmeden önce aldığım bana ait olan ev esyalarimi atmakla tehdit ediyor.Bunu yapabilirim?Ayrıca evliyken aldığımız ortak esyalarimizi paylaşımını nasıl yaparız.

  4. Ben önceden İzmir ilinden ikamet ediyordum. Ama ben şimdi Diyarbakır ilinde ikamet ediyorum. Ben Diyarbakır da boşanma mahkemesine baş vurdum. Ben ailem içindeki olan biten herşeyi abimin eşi biliyor. Ben onu mahkemede tanıklık yapması için kendime şahit olarak beyan ettim. Ama abimin eşi Diyarbakır a gelecek durumda değil çocukları okul okuyor. İzmir ilinde cumhuriyet baş savcılığına gıtıp ifade verirse olurmu

Yorum bırakın

0 533 483 9313