Temyiz Aşamasında Velayetin Değişmesi

T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2014/28044 K. 2015/13396 T. 23.6.2015

• VELAYET DAVASI ( Çocuğun Velayeti Anneye Bırakılmış İse de Karardan Sonra Anne Çocuğa Bakabilecek Durumunun Bulunmadığını Kendisinin Şu Anda Bakıma ve Yardıma Muhtaç Durumda Olduğunu Velayetinin Davacı Babaya Verilmesini Kabul Ettiğini Beyan Ettiği – Davacı Babanın Velayeti Üstlenmeye Engel Bir Durumun Bulunup Bulunmadığı Araştırılarak Karar Verileceği )

• KARARDAN SONRA TEMYİZ AŞAMASINDA ANNENİN VERDİĞİ DİLEKÇE İLE VELAYETİN BABAYA VERİLMESİNİ KABUL ETMESİ ( Davacı Babanın Barınma Gelir Sosyal ve Psikolojik Durumuna Göre Çocuğun Sağlıklı Gelişimi İçin Velayeti Üstlenmeye Engel Bir Durumun Bulunup Bulunmadığının Araştırılarak Velayet Konusunda Bir Karar Verilmesi Gerektiği )

• VELAYET DÜZENLEMESİ ( Karardan Sonra Anne Çocuğa Bakabilecek Durumunun Bulunmadığını Kendisinin Şu Anda Bakıma ve Yardıma Muhtaç Durumda Olduğunu Velayetinin Davacı Babaya Verilmesini Kabul Ettiğini Beyan Ettiği – Davacı Babanın Velayeti Üstlenmeye Engel Bir Durumun Bulunup Bulunmadığı Araştırılarak Karar Verileceği )

4787/m.5

4721/m.337

ÖZET : Müşterek çocuk 2009 doğumlu Yaren’in velayeti, sosyal çalışma uzmanlarınca verilen rapor dikkate alınarak davalı anneye bırakılmış ise de; davalı anne karardan sonra 16.1.2015 tarihinde verdiği dilekçesinde “çocuğa bakabilecek durumunun bulunmadığını, kendisinin şu anda bakıma ve yardıma muhtaç durumda olduğunu, velayetinin davacı babaya verilmesini kabul ettiğini” belirterek çocuğun velayetinin davacıya verilmesini kabul ettiğini bildirmiştir. Velayetin kamu düzenine dair olması da dikkate alınarak davalının temyiz aşamasında sunduğu dilekçe de değerlendirilip 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan inceleme ve rapor istenip; davacı babanın barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumuna göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığının araştırılması ve tüm delillerin hep birlikte değerlendirilmesi suretiyle hasıl olacak sonucuna göre velayet konusunda bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- )Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- )Müşterek çocuk 2009 doğumlu Yaren’in velayeti, sosyal çalışma uzmanlarınca verilen rapor dikkate alınarak davalı anneye bırakılmış ise de; davalı anne karardan sonra 16.1.2015 tarihinde verdiği dilekçesinde “… çocuğa bakabilecek durumunun bulunmadığını, kendisinin şu anda bakıma ve yardıma muhtaç durumda olduğunu, velayetinin davacı babaya verilmesini kabul ettiğini” belirterek çocuğun velayetinin davacıya verilmesini kabul ettiğini bildirmiştir. Velayetin kamu düzenine dair olması da dikkate alınarak davalının temyiz aşamasında sunduğu dilekçe de değerlendirilip 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan inceleme ve rapor istenip; davacı babanın barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumuna göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığının araştırılması ve tüm delillerin hep birlikte değerlendirilmesi suretiyle hasıl olacak sonucuna göre velayet konusunda bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre çocuk için tayin edilen iştirak nafakasına dair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümünün ise yukarda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istenmesi halinde yatırana gen verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere davacının tazminat talepleri yönünden oyçokluğuyla, diğer yönlerden oybirliğiyle, 23.06.2015 gününde karar verildi.

KARŞI OY :

Mahkemece, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin, “iddianın genişletilmesi yasağı başladıktan sonra ileri sürüldüğü” gerekçesiyle, usulden reddine karar verildiği görülmektedir.

Oysa, bu talepler, boşanma sebebine bağlı ve boşanmanın eki niteliğindedir. Bu nitelikleri gereği, davacı bakımından iddianın, davalı bakımından da savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi kapsamında olmayıp, boşanma davasında tahkikat sona erinceye kadar, herhangi bir harca tabi olmaksızın yazılı veya sözlü olarak ilen sürülebilir. Sonradan ileri sürülmüş olması durumunda yeter ki, diğer tarafın savunma hakkı kısıtlanmamış olsun. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bu talepleri, iddia ve savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi kapsamına dahil eden bir düzenleme getirmemiştir. Yasada yer alan diğer hükümlerden de böyle bir sonuca ulaşmak mümkün değildir. Karara bağlanması, boşanma kararı verilmiş olmasına, sebebine ve tarafların boşanmadaki kusur durumlarına bağlı olan ve bu özellikleri gereği de boşanmanın eki niteliğinde olan bu taleplerin, boşanma davası içinde çözümlenmesi, bu hususta ayrı bir dava açılmasına ve gider yapılmasına sebebiyet verilmemesi, usul ekonomisinin ( Anayasa m. 141/4 ve H.M.K. m. 30 ) de bir gereğidir. Bu bakımdan, davacının tazminat taleplerinin esasıyla ilgili bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Hükmün bu sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun kararına bu yönden katılamıyorum.

Yorum bırakın

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313